Güncelleme Tarihi:
Hayat Boyu Eğitim Gelişim Derneği (HEGEM) kurucu üyesi de olan İnönü Üniversitesi Eğitim Fakültesi Eğitim Programları ve Öğretim Ana Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Duruhan, yaptığı açıklamada, ülkelerin elektrik enerjisine mutlaka ihtiyacı olduğunu, ancak çevrenin en yüksek derecede korunması gerektiğini belirtti.
HES'ler ile nükleer santrallerin zaman zaman insanların tepkisine yol açtığını ifade eden Doç. Dr. Kemal Duruhan, “Dünyada ortalama enerjinin yüzde 15'i akarsulardan, yüzde 45-50'si doğal gazdan, yüzde 25-30'u da kömürden elde ediliyor. Yani elektrik enerjisi üretiminde bayağı bir küresel ısınmaya katkı var. Ayrıca fabrika dumanları, arabaların egzoz gazları, sera etkisiyle küresel ısınmaya katkı yapıyor. Projemizin doğma nedeni de dünyanın problemleri” diye konuştu.
Duruhan, birtakım uygulamalardaki eksiklikleri görüp, akarsulara kurulan barajlar ve HES'lerin aksine durgun suya kurulan sistemdeki bir düzenek ile elektrik üretebilecek bir proje geliştirdiğini ifade ederek, “Bu da bir HES'tir ama diğerlerinden farkı, akarsu rejimine değil durgun su üzerine kurulmasıdır. Denize, göle, gölete, havuza kurulabilir, deniz kenarından bir bölüm belirlenir, içine konulur, ırmak kenarında gölet oluşturulup dolan suya kurulabilir. Sistem, derinliği 70-80 metre olan her türlü durgun suya kurulabilir” dedi.
Doç. Dr. Duruhan, yaklaşık 20 yıldır üzerinde çalışarak geliştirdiği bu sistemdeki bir düzeneğin göl ve gölet gibi her türlü durgun suyun zeminine yerleştirilip bazı mekanizmalar ile güçlendirildiğini belirterek, düzeneğin çok az bir kısmının suyun üst kısmında kaldığını söyledi.
GÖLDEN ALINAN SU YENİDEN GÖLE BIRAKILIYOR
Sistemin çalışma şekline de değinen Kemal Duruhan, “Sistem, durgun su zeminine kuruluyor. Göldeki su kütlesinin aşağı doğru yaptığı doğal baskıyla sistem içinde yer alan ve kapağı olan bir su haznesi dolar. Daha sonra kapak açıldığında hazneye dolan su yüksek bir kesimden aşağı doğru akıp sistemdeki elektrik türbinini çevirir ve akım borusundan devam eden su santral binasının dışına gelir ve yine sistem sayesinde göldeki suya karışır ve su döngüsü böyle devam eder. Bu sırada da elektrik üretimi sağlanır” şeklinde konuştu.
Doç. Dr. Duruhan, sistemin, şu anda barajlarda olduğu gibi suyun yüksek bir alandan bırakılan su sayesinde akım ürettiğini belirterek, “Sistem, doğal su döngüsü ve kendi ürettiği elektriğin çok az bir kısmı ile çalışıyor. Kendi kendini amorti eden bir sistemdir” ifadelerini kullandı.
“HES VE NÜKLEER SANTRALLERE ÇOK FAZLA İHTİYAÇ KALMAZ”
Duruhan, “Sistemin mevcut HES'ler kadar enerji üretip üretemeyeceğine” ilişkin soruya da “Bu sistem, kurulduğu durgun suyun büyüklüğüne göre çoklu ve tekli türbin olarak kurulabilir. Tamamen çevre dostu olan sistem, bir memleketteki ve dünyadaki elektriği 300-400 kat artırabilir. Bu da elektrikli yollar ile elektrikli arabaların bile çalışmasına izin verir. Sistemi Karadeniz'in bir bölümüne, gölete ya da Van Gölü'ne kurduğunuzu düşünün. Böylece, bu sistem sayesinde doğal su rejimleri korunmuş olur, HES ve nükleer santrallere çok fazla ihtiyaç kalmaz” yanıtını verdi.
Türkiye'nin her yöresinin akarsular yönünden Karadeniz kadar şanslı olmadığına işaret eden Kemal Duruhan, “Sistem, Karadeniz dışındaki yörelere de kurulabilir. Türkiye'nin deniz kenarları ve göller bölgesi başta olmak üzere her tarafı bu sisteme uygundur” dedi.
“DÜNYADA BENZERİ YOK”
İnönü Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Kemal Duruhan, “20 yıldır üzerinde çalıştığı ve ilk defa açıkladığı bu sistemin Türkiye'de ve dünyada bir benzeri olmadığını” iddia ederek, şöyle konuştu:
“Umarım halk ve ilgili bilim adamlarınca geliştirilmesi uygun görülür. Olumlu yönde katkı yaratacağı açıktır. Çünkü doğal su rejimlerini olduğu gibi koruyorsunuz, toprak barajlara kapılmamış oluyor. Üstelik denizlerde de bu sistemi kullanabiliyorsunuz. Sistem şu anda zemine bağlı tasarlanmış ama platformu yüzer hale getirip büyük gemilerin ulaşımında da kullanılabilir. Sistem, büyük gemilerin yanlarında 2 tank şeklinde ve yarısı suya gömülmüş halde kurulup üretilen enerji ile onların da ulaşımını sağlarsınız. Küresel ısınma dünyayı kötüye doğru götürüyor. Şu anda bu tür projelere büyük ihtiyaç var. Ben olabilirliğini öngördüm ama projeyi asıl geliştirecek olan ilgili bilim adamları ve mühendislerdir. Bu proje de buluş niteliğindedir.”
Kemal Duruhan, temiz enerjiye olan düşkünlüğünün daha fazla olması gerektiğini dile getirerek, sözlerini şöyle tamamladı:
“Bu projenin çevre kirliliği açısından diğerlerinden farkı şudur; temiz ve sürdürülebilir enerjidir. Doğal gaz, kömür kullanmıyor, üstelik kurulumu da ucuz. Yeter ki şirketler, devlet istesin kısa zamanda uygulanabilir. Tamamen çevre dostu olan bu sistem tüm fosil yakıtları enerji üretiminde, kara ve deniz ulaşımında tamamen devre dışı bırakacak bir anlayış üzerine kurulmuştur.”