Üniversitede taciz iddiasına dayak

Yıldız Teknik Üniversitesi kadın öğrencilerinin kurduğu Yıldız Dayanışması adlı grup önceki gün sosyal medya hesaplarında “Teşhir ediyoruz” diyerek üniversitenin erkek bir öğrencisi olan Ö.Ç.’nin (21) açık ismini ve fotoğrafını paylaştı. Paylaşımda Ö.Ç.’nin birden fazla kadına kampus içerisinde ve dışında sözlü ve fiziksel tacizde bulunduğu iddia edildi. Bu paylaşımdan hemen sonra Ö.Ç., Kadıköy’de bir grup kadının saldırısına uğradı.

'CİNSEL SALDIRGANA GEÇİT YOK'

Yıldız Dayanışması bunun üzerine de hesaplarında şu paylaşımda bulundu: “Birçok saldırısı olan şahıs dün Davutpaşa Kütüphanesi önündeki saldırısından sonra Yıldız Dayanışması Kadın Komisyonu tarafından Kadıköy’de cezalandırılmıştır! Cinsel saldırganlara geçit vermiyoruz.”

Grup üyeleri dövdükleri öğrenciyi okula sokmayacaklarını duyurdu.

HUKUKÇULAR YORUMLADI
4 SUÇ VAR

Ceza Hukukçusu Avukat Maşallah Maral: “Burada bir mahkeme kararı olmaksızın kişilerin linç edilmeye sevk edilmesine ve yok edilmesine azmettirme gündeme gelebilir. Kişi hedef gösterilmiş ve sonrasında darp edilmiştir. Kasten yaralamaya azmettirme suçuna girer. Bunun önüne geçilebilmesi için öncelikle bir yargılamanın yapılması gerekmektedir. Yargılama yapıldıktan sonra eğer kişi mahkeme tarafından cezalandırılırsa işte bu aşamada medyanın ve diğer sivil toplum kuruluşlarının bir kişi hakkında açıklama yapma hakkı doğabilir aksi takdirde masumiyet karinesinin ihlali söz konusudur. Yıldız Dayanışması Kadın Komisyonları’nın sosyal medya üzerinden tepki yaratmak amacıyla gerçekleştirmiş olduğu bu eylemin adalet arayışı olmaktan uzak, aksine TCK madde 216 ‘halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama’ suçunun tipik bir eylemi haline geldiği şüphesizdir.”

Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı Avukatı Çağla Gül Bulut: “Ne yazık ki, suç faillerine yeterli cezalar verilmediğine çok sık tanık olmaktayız. Bu nedenlerle bugün kadınlar örgütlenerek haklarını aramaya çalışıyorlar. Ancak bir kimsenin isim, soy isim ve görüntüsünü vererek ‘tacizci’ gibi yüz kızartıcı iddialarda bulunarak sosyal medyada paylaşmak ve o kişiye şiddet uygulamak, o kişi hedef alındığından ve kamu güvenliği açısından bir tehlikenin ortaya çıkmasına sebep olabileceğinden TCK’nın 216. maddesi uyarınca ‘halkı kin ve düşmanlığa tahrik’ suçunu oluşturabilir. Yine o kişi eğer bu suçu işlemediyse ve işlemediği bilindiği halde hakkında böyle şeyler yazılıyorsa TCK’nın 267. maddesi uyarınca ‘iftira’ suçunu oluşturabilir. Özellikle bu kişinin huzurunu kaçırmak, rahatsızlık vermek için bu paylaşım yapıldıysa TCK’nın 123. maddesi uyarınca ‘kişinin huzur ve sükununu bozma’ suçunu oluşturabilir. O Kişiyi darp etmeleri ise TCK’nın 86. maddesi uyarınca ‘kasten yaralama’ suçunu oluşturmaktadır. Kadınları her türlü şiddetten korumak devletin sorumluluğu ve yükümlülüğündedir. Devletin bu görevinin yeri getirmemesi ve kişilerin kendi adaletini kendi imkanlarınca sağlamaya çalışmaları başlı başına bir kaos yaratır.”

Sokakta darp edilen YTÜ Sanat Tasarım öğrencisi Ö.Ç. yaşadıklarını Hürriyet’e şöyle anlattı: “G.G. isimli bir kız ile geçen dönem sonu tanıştım. Fotoğrafını çekmiştim ve fotoğrafı ona vermek istiyordum. Sosyal medyadan konuştuk. Okula geldiği gün yanına gittim. Hem çektiğim fotoğrafı hem de yazdığım mektubu verdim. Bu sırada G.G.’ye yaklaştım. Öpmeye çalışmadım. Beni engelleyerek aramızda böyle bir şeyin olmadığını söyleyince uzaklaştım. Metrodayken G.G.’den mesajı geldi. Beni Kadıköy’de bir kafeye çağırdı. Oraya giderken aklımda 2 şey vardı. Ya ilişki için çok hızlı diyecek ya da birkaç erkek arkadaşıyla bana göz dağı vereceklerdi. Kafeye vardığımda yanındaki kız arkadaşı bana ‘Sen bu kızı taciz ettiğini kabul ediyor musun?’ diye sordu. Cevap vermedim ve saldırıya uğradım. Arka tarafımda da arkadaşları varmış. O an tek hatırladığım şey birinin adımı ve okulumu bağırarak tacizci olduğumu söylemesiydi. Şikâyetçi olacağım. Ben öyle biri değilim.”