Güncelleme Tarihi:
"TÜRK PARASI HIZLA DEĞER KAYBEDİYOR"
Türkiye’de her şeyin özelleştiğini söyleyen Bartu Soral “Mesela Kanada’dan bir örnek vermek istiyorum. Orada eğitim ve sağlıkta özel sektör olmaz, diyorlar. Özel üniversite, özel hastane gibi kavramlar orada geçerli değil. Çünkü bu iki alanda kâr maksimizasyonu düşünülürse, birincisi kârı maksimize etmek için fiyatları yukarı çekmek gerek, ikincisi ise maliyetleri düşürmek gerek. İşte bunu onlar kabul etmiyorlar. Çünkü eğitim ve sağlığın devlet eliyle yapılması vergi vermenin herkesin ortak değer haline gelmesini sağlıyor” dedi. Başkanlık tartışmalarına da değinen Soral, “Devlet Bahçeli 14 Ekim 2016’da hiç gündemde yokken Başkanlık söylemini ortaya attı. 14 Ekim 2016’dan Şubat ayı sonuna kadar Türk lirasının dolar karşısında değer kaybı yüzde 18 oldu. Peki, bizim gibi gelişmekte olan ülkelerin para birimlerinde aynı durum söz konusu muydu? Hayır. Mesela kırılgan dörtlü olarak adlandırılan Brezilya, Hindistan ve Güney Afrika’da hiç oynama olmadı. Dolar endeksinde de hiçbir oynama yoktu. Buna karşın Türkiye’de Başkanlık tartışmasının başlamasından dolayı Türk lirası dolar karşısında yüzde 18’lik değer kaybına uğramıştır” dedi.
Türkiye’nin dış borçlarını ödeyebilmesi için önümüzdeki 12 ayda 200 milyar dolar bulması gerektiğini söyleyen Soral “Reel sektörümüzün döviz açık pozisyonu 210 milyar dolardır. Amerikan Merkez Bankası (FED), gelişmekte olan ülkeler için bir risk haritası yayınladı ve en riskli ülkeleri sıraladı. Birinci sırada Türkiye yer alıyor. Çünkü reel sektörün ticari kredi borcu 2003 yılında 52 milyar Türk lirasıyken, 2016 yılı sonunda bu rakam 1 trilyon 154 milyar Türk lirasına yükseldi. Hane halkı borcu 2003’te 13.4 milyar Türk lirasıyken 2016 sonunda 441 milyar Türk lirasına çıktı” dedi.
Bartu Soral’dan sonra söz alan Siyaset Bilimci ve yazar Barış Doster ise Türkiye’nin ciddi bir ekonomik ve siyasi kriz yaşadığını söyleyerek “Türkiye'nin şu anki ekonomik kapasitesi, 15 Temmuz’da fazlasıyla hırpalanmış olan askeri gücü ve mevcut siyasal kapasitesi bölgesel ve küresel güç olmamıza imkân vermemektedir” dedi.
“Bir ülkenin kaderi coğrafyasıdır” diyen Doster konuşmasını şöyle sürdürdü: “Dış politika konusunda bağlayıcı en önemli unsurlardan biri enerji bağımsızlığıdır. Enerji bağımsızlığı olmayan bir ülkenin dış politikada işi zordur. Çünkü size enerji sağlayan ülkelere karşı eliniz zayıftır ve manevra sahanız dardır. Buna en somut örnek olarak Türk-Rus ilişkilerini gösterebiliriz. 24 Kasım 2015’te Türkiye, bir Rus uçağını düşürdü, önce emri iktidarın verdiği söylendi ama birkaç ay sonra Rusya’dan özür dilendi. Çünkü Türkiye’nin Rus doğalgazına bağımlılık oranı yüzde 55’tir.”
"TÜRKİYE EKONOMİSİ 800 MİLYAR DOLARLIK BİR EKONOMİ"
Türkiye’nin 800 milyar dolarlık bir ekonomi olduğunu söyleyen Barış Doster “Almanya 3,5 trilyon dolarlık bir ekonomi, Rusya 1,2 trilyon dolarlık bir ekonomi, ABD ise 19 trilyon dolarlık bir ekonomidir. Küresel aktör olmak isteyen bir ülkenin ekonomisi de en az diğer ülkeler kadar yüksek olmalıdır. Bu koşullarda Başkanlık küresel aktörlük getirmez ve bir günde her şeyi değiştiremez” dedi.
"TÜRKİYE VE HOLLANDA KRİZİNE EKONOMİK AÇIDAN BAKILMALI"
Türkiye ve Hollanda arasındaki siyasi krize değinen Bartu Soral ise “Türkiye ve Hollanda krizine ekonomik açıdan da bakılmalı. Türkiye 780 bin kilometre karelik bir alana sahip ve 7 milyar dolar dış ticaret açığı var, Hollanda ise sadece 41 bin kilometre karelik bir alana sahip ama dış ticaret fazlası var” açıklamasını yaptı.
Panelden sonra Soral ve Doster'e birer teşekkür belgesi veren İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencileri, söyleşinin ardından hatıra fotoğrafı çektirdi.