Edip Emil Öymen eeoymen@hurriyet.com.tr
Oluşturulma Tarihi: Nisan 14, 2006 00:00
Yenilikçilik= inovasyon sözcüğü Türkiye’de o kadar çok kullanılmaya başlandı ki, sözcüğün "içinin boşalması" yakındır. Ama bilgi toplumu niteliği kazanmış ülkelerde yenilikçilik, toplumsal gelişme ve ilerlemeyle eş anlamlı hale geldi. ABD’den hemen her gün gelen haberler, yenilikçiliğin ilginç örnekleriyle yüklü. Aşağıda, üniversite eğitimine bunun nasıl yansıdığını özetliyoruz:
Apple’in iPod ürününü Ekim 2004’te akademik yıl başlarken lisans öğrencilerine dağıtan Duke University, Haziran 2005’te akademik yıl bitirken öğrencilere ve hocalara sordu: Bu iş yararlı oldu mu?
Yanıt olumluydu. Üniversite yönetimi, Ekim’de iPod dağıttığı 1,650 öğrenciden 1,200’ünün bunları eğitim amacına uygun olarak kullandığını 15 sayfalık "iPod: Birinci Yılın İzlenimleri" başlıklı raporunda açıkladı. Öğrenciler, dersi sonradan tekrar dinleyebilmek için iPod’lara ders sırasında öğreticinin sesini kaydetmişti. Ders konularıyla ilgili mülakat kaydetmişlerdi. iPod’u derse yardımcı bir araç olarak kullanmışlardı.
Duke’daki bu başarı üzerine şimdi bir düzine Amerikan üniversitesi dersleri iPod ile MP3 üzerinden dinlenebilecek formatta sunuyor. Elbette bu, üniversitelerin her bölümü için söz konusu değil. Ama örneğin Michigan Devlet Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi’nde bile bu yöntem kullanılabiliyor.
En seçkin üniversitelerden Stanford, aynı yöntemi öğrenci olsun olmasın herkese sunuyor. Maksat tanıtım olsun. Auburn, Drexel, Brown, Princeton, Arizona State, Indiana, Washington gibi üniversitelerde bazı dersler iPod ve MP3 üzerinden açık. Hatta o kadar ki, dünyanın herhangi bir yerinden bir kişi bu derslere İnternet üzerinden ulaşabilir. Okullar bu tür hizmetlere artık "information marketing", yani bilgi pazarlaması adını veriyor.
Bu yepyeni öğretim biçimi, ortaya yeni tanım ve sözcükler çıkarmaya başladı:
Profcast: Profesörün "broadcast’ı", yani sesli veya görsel yayını. Öğretici, dersinin ses kaydı ve görsel malzemesini (örneğin PowerPoint sunumu) elektronik olarak iletir (podcast).
ePortfolio: Öğrenci veya öğretici, hakkındaki bütün bilgiyi elektronik olarak herkesin kullanımına sunar.
Video Library: Eskiden (!)
film/televizyon kayıtlarına video denilirdi. Şimdi iPod veya MP3 formatı için kayda alınan ders, konferans gibi her türlü bilginin saklandığı yere deniliyor.
iLecture/Lectopia: Sesli veya görsel olarak kaydedilmiş bir ders veya bilginin, o derse ait İnternet sitesine aktarımı. Öğrenci, sitede dersin üzerini tıklayarak dosyayı 7 gün 24 saat izleyebilir.
Course reserve: Öğrenci, ders kitabını sadece belli bir süre için geçerli şifreyle İnternet üzerinden okuyabilir. Sürenin sonunda kitaba erişemez. Bu yöntemle öğrenci, pahalı bir kitabı ille satın almak zorunda kalmaz.
TFTing: Öğrenciler, "Thin Film Transistor"=ince tabaka transistör denilen, çok net görüntü veren (ve şimdilik epey pahalı olan) yassı ekran kullanır. Öğreticinin elektronik tahtaya yazdığı yazı, öğrencinin ekranına çıkar. Mimarlık, matematik, fizik gibi bol yazılı-çizili bilim dallarında verimliliği artıran bir yöntem.