Oluşturulma Tarihi: Kasım 11, 2001 00:00
BaÄŸdat Ãœniversitesi dünyadaki diÄŸer kampüslere benziyor. Tek fark, öğrencilerin üzerindeki formalar ve her yerdeki Saddam resimleri. Ambargo yüzünden bakımsız, araçsız, kitapsız kalan bu dev üniversitede 600 öğrenci de Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'nde okuyor.Ambargo yüzünden dış dünyayla baÄŸları kesilen Irak'ta çeÅŸitli ürünlerin eksikliÄŸi yüzünden insan saÄŸlığının nasıl bozulduÄŸu çok anlatıldı. Oysa ambargo, sadece maddi deÄŸil, manevi besinlerin de yok olmasına yol açtı. Bu eksiklik, ülkenin en büyük üniversitesi olan BaÄŸdat Ãœniversitesi'nde hissediliyor. Belki en çok da yüzlerce gencin yabancı dil öğrendiÄŸi Dil Fakültesi'nde. Öğrendikleri dillerin konuÅŸulduÄŸu ülkelerle olan kopukluk, öğrencilerin hevesini kursaklarında bırakıyor. Bu öğrenciler arasında, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'nde okuyan 600 öğrenci de var. 19 yaşındaki Firaz Muhammed, bu öğrencilerden biri. Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'nde ikinci sınıf öğrencisi olan Firaz dünyaya geldiÄŸinde Irak Ä°ran'la savaşıyordu. Bu savaÅŸ 1988'de bittikten kısa bir süre sonra bu kez Körfez Savaşı baÅŸladı. Firaz, BaÄŸdat Ãœniversitesi'nde okuyan birçok genç gibi, ülkenin seçkin kesiminden, bir tüccar kızı olmasına raÄŸmen, hep savaÅŸ ortamında, olaÄŸanüstü bir dönemde yaÅŸadı. O da arkadaÅŸları gibi, yaÅŸadığı sıkıntılar için Amerika'yı suçluyor: ‘‘Şimdi sıkıntılı bir devir yaşıyoruz. Ama tarih boyunca büyük medeniyetler kurduÄŸumuz göz ardı edilmemeli. Irak milleti, daha doÄŸrusu Irak gençleri hiçbir zaman düşmeyecek. Emperyalist Amerika'ya boyun eÄŸmeyecek...’’KOLU KANADI KIRIK1957'de kurulan BaÄŸdat Ãœniversitesi, 20 fakültesi, 50 bin öğrencisiyle OrtadoÄŸu'nun önemli akademik kurumlarından biri. Mezunları arasında bugün dünyanın en büyük üniversitelerinde kariyerlerine devam eden bilim adamları var. Ama artık, kolu kanadı kırık bir üniversite. Bir zamanlar yılda 7 bin kitap satın alan kütüphanesi, bugün çoÄŸu Arap ülkelerinden 500 kitap alabiliyor. Bilgisayar bölümünde doÄŸrudürüst eÄŸitim yok, çünkü bilgisayar ithal edilemiyor. Tıp Fakültesi araç-gereç yokluÄŸundan çalışmakta zorlanıyor. Bu yoksunluk, Türkçe öğrencileri için de geçerli: Türk diliyle ilgili kitaplara ulaÅŸamıyorlar. Öğrendikleri yabancı dili ilerletebilmek için yurt dışına çıkacak maddi imkanları da yok. Parasız bir öğretim kurumu olan BaÄŸdat Ãœniversitesi'ndeki bazı görüntülerin, diÄŸer ülkelerdeki kampüslerden pek farkı yok. Genç öğrenciler kız-erkek karışık bahçede dolaşıyor, elele tutuÅŸarak geziyor, aralarında sohbet ediyorlar. Bu evrensel görüntüyü bozan ve ülkenin bir dikta rejimiyle yönetildiÄŸini gösteren iki ÅŸey çarpıyor: Birincisi, öğrencilerin üniformaları var. Ä°kincisi ise her yer Saddam Hüseyin fotoÄŸraflarıyla dolu. Rejimin propagandası ve ambargonun körüklediÄŸi milli birlik havası, genç öğrencileri de etkiliyor. Türk dili öğrencilerinden Zeynep Ali Kıştani ‘‘Hepimiz Saddam Hüseyin'le beraberiz’’ diyor. ‘‘İyi ya da kötü, o bizim baÅŸkanımız. Cesur ve dirençli olursak ambargonın kalkmasını saÄŸlarız.’’Aynı fakültede öğrenci olan Emir Bayatlı da aynı fikirde: ‘‘Amerika'nın Irak'ta özgürlüğü korumak istediÄŸini duyuyoruz. Tedavi olmamıza izin vermiyorlar, özgürce giyinme ÅŸansı bırakmıyorlar, karnımızın doymasını engelliyorlar, kafamıza bomba yaÄŸdırıyorlar. Vaad ettikleri özgürlük bu mu?’’Seçkin ailelerin çocukları olan öğrenciler üniformaları içinde bakımlı ve şık. Ancak üniversite binaları son derece bakımsız. ÇeÅŸitli Avrupa üniversiteleri ya da sivil toplum BaÄŸdat Ãœniversitesi'nin ayakta kalmasını saÄŸlamak için arkeoloji kazılarından tıp eÄŸitimine kadar birçok alanda ortak projeler üretiyor. Ancak, bütün bunlar BaÄŸdat Ãœniversi-tesi'nden ülke dışına beyin göçünü engelleyemiyor. O kadar ki, 1999'da Saddam Hüseyin, yurtdışına çıkmış olan üniversite profesörleri için bir af çıkararak geri dönmeleri çaÄŸrısında bulunmuÅŸ. Ancak bu çaÄŸrıya fazla uyan olmamış.Â
button