Güncelleme Tarihi:
UMUT'UN CESEDİ BULUNDU / WEB TV
UŞAK'ın Eşme İlçesi'nde, 22 Mart Pazartesi akşamı yatakhane yoklamasından sonra bir daha izine rastlanamayan 10 yaşındaki Umut Balık'ın, kaybolduktan 9 gün sonra eğitim gördüğü Yatılı Bölge İlköğretim Okulu'nun foseptiğinde cesedinin bulunmasının arkasında, ihmaller ziniciri ortaya çıktı. Cesedin bulunduğu, okula 100 metre uzaklıktaki foseptiğin kapaklardan birinin açık olduğu, sonradan bir temizlik görevlisi tarafından kapatıldığı ortaya çıktı. Arama kurtarma ekiplerinin de olay yerine geldiklerinde kapakların tümünün kapalı olması nedeniyle buraya düşmüş veya atılmış olabileceği ihtimalini zayıf olarak değerlendirip, detaylı arama yapmadan çalışmalarını başka yönlere kaydırdığı anlaşıldı. Ancak dün temizlik görevlisinin Umut'un kaybolduğu gün, ‘içine düşen olabilir’ diye kapağı kapattığını söylemesi üzerine foseptiğin kazılarak Umut'un cesedine ulaşıldı. Umut Balık'ın cesedine yapılan röntgen taramasında kırığa rastlanmayınca, talihsiz öğrencinin kapağı açık foseptiğe düşerek öldüğü ihtimali ağırlık kazanıyor.
Eşme İlçesi'ndeki Yatılı İlköğretim Bölge Okulu'nun 3'üncü sınıfında okuyan Umut Balık, 22 Mart Pazertesi gecesi saat 21.00'deki ‘yat yoklaması’nın ardından ortadan kaybolmuştu. Okulda arkadaşıyla tartıştıktan sonra öğretmeni tarafından dövüldüğü ileri sürülen Umut Balık'ı bulmak için Uşak Valiliği önderliğinde birçok ekip seferber olurken, acı gerçek dün ortaya çıktı. Hayvancılıkla uğraşan Hanım ve Ercan Balık çiftinin büyük çocukları olan Umut'un cansız bedeni, eğitim gördüğü okulun 100 metre ilerisinde, kullanılmayan lojmanın arka tarafında bulunan foseptiktenden dün gece yrısı çıkarıldı.
Bu gelişmeyle, talihsiz çocuğun ailesinin, kaybolduğu günden beri üzerinde ısrarla durdukları, ‘Oğlumuz okul dışında olamaz’ iddiasını da doğru çıkardı. Balık’ın cenazesi ise kesin ölüm nedeninin belirlenip otopsi için İzmir Adli Tıp Kurumu Morgu’na gönderilirken, bazı gerçekler de gün yüzüne çıkmaya başladı.
ÖNLEM AMAÇLI SONRADAN KAPATILMIŞ
Olayla ilgili geniş çaplı soruşturmayı sürdüren ve gelişmeleri yakından takip eden Uşak Emniyet Müdürü Cafer Şahin, ortaya çıkan ihmaller zincirini şöyle anlattı:
“Minik Umut, 22 Mart günü kayboldu. Ertesi sabah okul yönetimi tarafından farkına varılmış. Bahçede arama yapılıyor ve bir temizlik görevlisi foseptik çukurunun üzerindeki 4 ayrı rögar kapağından birinin açık olduğunu farkedince önlem amaçlı kapatıyor. Kayıp olayı güvenlik güçlerine bildirilince arama kurtarma çalışmaları başlıyor. Kapakların tümünün kapalı olması nedeniyle arama kurtarma çalışmalarında buraya düşmüş veya atılmış olmasının ihtimali zayıf olarak değerlendirildi. Yine de aynalı aletlerle foseptik çukurunun içine bakılıyor, ancak sonuca ulaşılamıyor. Dün ise temizlik görevlisinin kapağı kendisinin, çocuğun kaybolmasından sonra tedbir amaçlı kapattığını söylemesi ve bize bu gerçeği geç bildirmesi nedeniyle ikinci kez çalışma yapılıyor. 17- 18 kamyon mil çıkarıldıktan sonra çocuğun cesedine ulaşılıyor. Umut'un cansız bedeni ayaklarının üstünde balçığa saplanmış şekilde bulunuyor.”
ÖN MUAYENEDE KIRIK YOK
Emniyet Müdürü Şahin, temizlik görevlisinin geciken ifadesi nedeniyle Cumhuriyet Savcısı soruşturma yaptığını, yapılan harekette herhangi bir kasıtın da olmayabileceğini dile söyledi. Şahin, “Ön, harici muayenede henüz deforme olmadığı görüldü. Çizik, yara, bere olmadığı saptandı. Doktorun elle yaptığı kontrolde de kırıklara rastlanmadı. Ancak biz, cenazenin filmlerinin de çekilmesini istedik. Bunlar ilk bulgularımızdı. Gerçek, otopsiden sonra ortaya çıkacak” diye konuştu.
Şahin, henüz kimsenin gözaltına alınmadığını, otopsi sonucuna göre tekrar değerlendirme yapılacağını, açığa alınan öğretmenlerle de ilgili idari soruşturmanın devam ettiğini kaydetti.
Bu arada, foseptiğin kendi tahliyesinin olmadığı, belediyenin vidanjörleri vasıtasıyla aralıklarla boşaltıldığı öğrenildi. Faseptik kapaklarından birinin içindeki atık seviyesinin ölçülmesi ve kötü kokunun okula gelmemesi için açık tutulduğu ileri sürüldü.
RÖNTGEN TARAMASINDA DA KIRIK YOK
Umut Balık'ın cesedi, saat 00.30 sıralarında, foseptikten çıkarıldıktan sonra kesin ölüm nedenin belirlenmesi için İzmir Adli Tıp Kurumu'na gönderildi. Saat 03.00 sıralarında İzmir'e getirilen Umut Balık'ın cesedi, otopsi yapılmak üzere, İzmir Adli Tıp Kurumu yetkililerine teslim edildi.
Umut Balık'ın amcası Mehmet Balık, yapılan ilk aramada, foseptik kapağının kapalı olduğunu belirterek, “İlk aramada ceset bulunamadı. Daha sonra polis ekiplerinin isteğiyle foseptiğin duvarının temelden yıkılmasından sonra cesede ulaştık. Herhangi bir yara, dayak izi ve boynunun kırık olduğuyla ilgili bir bilgimiz yok. Devletimize güveniyoruz. Devletimiz otopsi sonucuna göre gereğini yapacaktır” dedi.
İzmir Adli Tıp Kurumu'nda sabah saat 10.00'da, olayı soruşturan Eşme Cumhuriyet Savcısı'nın isteği üzerine ceset, kemiklerde bir kırık olup olmadığının belirlenmesi amacıyla sintigrafi ve röntgen çekimi için Bornova Devlet Hastanesi'ne gönderildi. Burada cesede yapılan röntgen taramasında kırığa rastlanmadı. Bornova Devlet Hastanesi'nden yeniden İzmir Adli Tıp Kurumu'na getirilen Umut Balık'a otopsi yapılacağı bildirildi. Ceset olay yerinden çıkarıldığında boynunun kırık olduğu öne sürülmüştü.
ANNENİN AĞLATAN FERYADI
Umut'un ailesi de otopsi sonucunu ve cenazenin ilçeye getirilmesini beklerken, ağıtlarıyla yürekleri dağladı. Sürekli oğlunun ardından gözyaşı döken Hanım Balık, “Yaktılar bizi, yavrumu, kuzumu. Attılar kör kuyulara. Ben o topraklara bir daha basamam. Ben onu görmemeye dayanamam. Ben bu acılara nasıl dayanırım? Allah'ım böyle bir acı var mı? Bilseydim o okula göndermezdim” diye ağıtlar yaktı.
Okulda ise Milli Eğitim Bakanlığı müfettişlerinin incelemesi ve polislerin delil araması sürdü. Polisler minik Umut'un kaybolmasından 10 gün sonra okul bahçesini yeniden karış karış tarayıp delil aradı.
Soruşturmayı sürdüren savcı da olay yerine gelip foseptik kapaklarını yeniden inceledi. Kapaklar görevlilere açtırırıp kapattırılarak, bunların açılaması için ne kadar güç gerektiği de kontrol edildi.
Bu arada Eşme Yatılı İlköğretim Bölge Okulu'nda öğrenim gören öğrencilerden çoğu aileleri tarafından alınıp evlerine götürüldü.