Güncelleme Tarihi:
Oran, yaptığı yazılı açıklamada, Başbakan'ın televizyon kanallarında, Esenboğa Havalimanı başta olmak üzere yaptığı birçok mitingde “Benim başörtülü bacılarıma bebeklerinin yanında saldırdılar” diye bağırdığını, bu olayın görüntülerini de açıklayacaklarını söylediğini anımsattı.
EMNİYET, BAŞVURU OLMADIĞINI BİLDİRDİ
Ana muhalefet partisi olarak bir Başbakan tarafından ifade edilen bu çok vahim iddiaları ilk öğrendiklerinde dikkate ve ciddiye alma sorumluluğu hissettiklerini anlatan Oran, "Eğer bu iddialar gerçekse saldırıyı gerçekleştirenlerin hemen ceza alması gerektiğine inandık ve hemen konuya müdahil olduk. İçişleri Bakanlığı ve İstanbul Valiliği’ne Bilgi Edinme Kanunu çerçevesinde başvuruda bulunarak, bir kamera kaydı olup olmadığını, olayla ilgili tanıkların bulunup bulunmadığını, bu kişilerin ifadelerinin alınıp alınmadığını, olay anında bölgede emniyet mensubu bulunup bulunmadığını ve İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı birimlere herhangi bir başvuru yapılıp yapılmadığını sordum. 30 Temmuz 2013’te bana 5 satırlık bir cevap geldi ve bu olayla ilgili olarak emniyet müdürlüğüne hiçbir başvuru yapılmadığı bildirildi" dedi.
GÖRÜNTÜLER ÇOK AÇIK...
Oran, Kabataş'ta o gün meydana geldiği iddia edilen olaylarla ilgili ortaya çıkan görüntülerin açık bir şekilde 1 Haziran’da Kabataş iskelesi önünde herhangi bir saldırı olmadığını, başörtülü başka vatandaşların rahatça o bölgede hayata devam ettiğine, Kabataş İskelesi’ndeki güvenlik görevlilerinin hiçbir olağanüstü durumla karşılaşmadan görevlerini yaptıklarını, yani olağandışı en ufak bir olayın bile olmadığını gösterdiğini vurguladı.
Görüntülerde iddia sahibi kişinin eşini beklediği, hiçbir anormallik olmadan da hayatına devam ettiği; yine saldırıya uğrayan bir amca da görünmediğini belirten Oran, "Başbakan açıkça kendi halkına karşı yalan söyledi . Bir kısım vatandaşları dini ve manevi duygularını kullanarak, başörtülü bir kadına bebeğinin yanında saldırıldığı iddiasıyla halkın bir kesimine karşı kışkırtmak için bu yalanı ve iftirayı kullandı. Özgürlük ve adalet için sokaklara çıkıp, bu isteğini dile getiren tertemiz gençleri 'bebeklerinin yanında başörtülü kadınlara saldıran canavarlar' olarak lanse etmek için kışkırtıcılık yapmaya çalıştı. Bir Başbakan’ın görevi halkı sükûnete ve sakinliğe teşvik etmekken, o sonuçlarını bilerek ve isteyerek vahim olayların doğması için bu yalanı kullandı" suçlamasında bulundu.
"SUÇ DUYURUSUNDA BULUNACAĞIM"
Oran, "Mitomani, kendi söylediği yalana inanma hastalığıdır. Başbakan Başmitoman gibi kendi söylediği yalana kendisi inandı. Bu yalanı da her yerde fütursuzca, yüzü kızarmadan ifade etti. Kendisi hakkında Türk Ceza Kanunu'na aykırı bir şekilde halkı kin ve düşmanlığa tahrik ile iftira suçlarından suç duyurusunda bulunacağım. Yalan söylemek, iftira etmek, kul hakkına göz dikmek hem hukukta hem ahlakta hem vicdanlarda hem de dinimiz nezdinde çok ağır suçlardır. Ne olursa olsun Başbakan bu konuyu açıklamak ve halkımıza gerçekleri söylemek zorundadır. Başbakanı bu konuda kamuoyunu bilgilendirmeye ve yüzleşmeye davet ediyorum. Bunun onun bir Başbakan olarak ülkemize, halkımıza karşı sorumluluğudur" dedi.