Oluşturulma Tarihi: Nisan 23, 2002 00:00
UMUR Talu'ya ‘‘yanıt’’ vermeyip, uzun bir telefon konuşmasının kamuoyunu ilgilendirmesi olası bölümlerini aktarmıştım. Talu bir yandan bu konuşmanın içeğiyle ilgili kafaları bulandırmaya çalışan bir yanıt yazdı, bir yandan da bir internet sitesine beyanat verdi. Ve aslında ‘‘kendi tutarsızlıklarını’’ sergilerken, ‘‘gerçekdışılığını’’ da sürdürdü. İnternet sitesine verdiği beyanatta Talu benimle bundan böyle konuşmak istemediğini söylüyor. Ama o röportajın yayınlanmasından bir gün önce bana telefon açıyor. Garip bir çelişki. Kendi de bu çelişkiyi fark etmiş olacak ki, kendi köşesinde ‘‘Ben onu aramazdım ama araya hatırını kıramayacağım Galatasaraylı büyüklerim girdi. Ben de yazısını yazmasını bekledim ve sonra aradım’’ diyor. Talu bir kez daha doğruları söylemiyor. Çünkü Talu ile ben 18 Nisan Perşembe akşamı onun beni araması üzerine görüştüm. Talu o gün yazımı yazmış olduğumu düşündüğü için aradığını söylüyor ama sekreterimin bana ilettiği notlara baktığım zaman Talu'nun beni 16 Nisan Salı günü gazeteden aradığını görüyorum.Yani benim Talu hakkındaki yazımın çıktığı gün beni arıyor ama internette ‘‘delikanlı’’ kesiliyor.Telefonda yaptığımız görüşmenin içeriğini tahrif ettiğimi de ileri sürüyor Talu. ‘‘Çakal’’ gazetecilerden olmadığım için konuşmayı teybe almadım. Ama yanımda korumam vardı ve ben de araç içinde hands free sistemi ile konuştuğumdan her kelimesine şahittir. Kelime kelime aynı olmasa da, konuşmamızın içeriği yazdığım gibidir.Ben de tutarsızlık da, palavra da yoktur. Umur Talu'nun düştüğü durumdan dolayı üzüntüm ise gerçekten vardır. Hem de çok. Hasan Cemal'in maaşı Umur'u gerdi! UMUR Talu röpotaj ve yazılarında çizdiği portre ile hiç de uyuşmayacak birisi. Biraz anlatalım. Umur Talu Babıali'de hep iyi fırsatlar yakalamış bir gazetecidir. 1987 yılında Söz Gazetesi'ni çıkaran ekibin başındaydı. Birlikte aylarca çalışıp bir gazete hazırlamıştık. Gazetenin ilk sayısının çıktığı gün, içerde yaşanan bazı sorunlar yüzünden Umur Talu ve ekibi istifa edip gittiler. Haklı olabilirlerdi. Ama giderken bir büyük ‘‘haksızlık’’ yaptılar. Gazetenin bilgisayarlarında aylarca hep birlikte oluşturulmuş ‘‘dosyaları’’ silip gittiler. Ertesi gün gazeteye gelen ‘‘kalanlar’’ ayların emeğinin yok olduğunu gördüler. Talu kızmış ve onlarca kişinin emeğini bir tuşla uçurmuştu. Sonra Milliyet'in başına geçti Umur Talu. Aydın Doğan'ın en sevdiği gazetecilerden biriydi. Káh yayın yönetmeni, káh yazar, káh yayın danışmanı gibi sıfatlarla 15 yıla yakın bir süre Milliyet'te çalıştı. Bu arada Milliyet'in patronu Talu'ya Levent'te 3 katlı, milyon dolarlık bir köşk aldı. Talu'nun her yıl 1 ay süren, hayli masraflı Paris tatillerini de Milliyet finanse etti. Kral gibiydi Talu. Ancak geçen yıl Talu ile Milliyet'in arası ‘‘açıldı’’.O bunu ‘‘kahraman’’ bir eda ile ‘‘RTÜK Yasası'na karşı takındığı tavra bağlıyor’’. Ama biz nedenini biliyoruz. Anlatayım, siz de bilin. Hasan Cemal'in Milliyet'e gelmesi Umur Talu'nun hiç hoşuna gitmedi. Mesele Hasan Cemal'in fikirleri veya yazdıkları değildi. Umur Talu'nun derdi Hasan Cemal'in maaşıydı. O Umur Talu'ydu ve nasıl olur da, Hasan Cemal ondan daha fazla maaş alabilirdi. Bununla ilgili rahatsızlığını defalarca dile getirdi. Küstü, gazeteye gelmedi. Kızdı, bir süre yazı yazmadı. Huzursuzluk çıkardı, kulis yaptı. En sonunda da kovuldu. Elbette ‘‘Hasan Cemal'in maaşından ötürü hır gür çıkardım. Sonunda dayanamayıp kovdular’’ diyemeyeceği için de kovuluşuna ‘‘şanlı’’ kılıflar uydurdu. Kendisinin de itiraf ettiği gibi bir tek gün bile ne bir yazısına karışılmıştı, ne de bir baskı yüzünden istifa etmişti. Aydın Doğan'ın aldığı milyon dolarlık villada oturup, ‘‘En yüksek maaşı ben almalıyım’’ şımarıklığına ‘‘medya etikçisi’’ maskesi takmak en güzel ve en şerefli çıkıştı. Umur Talu bunu yaptı.Ben de bu ‘‘ikiyüzlülüğe’’ dayanamadığım için bu ‘‘pislikleri’’ yazıyorum. Okurlardan da özür diliyorum.NOT: Belki hepimizin zaman zaman ders alması gerekiyor. Ama bu dersi verecek kişi kesinlikle Umur Talu değil. NE ZAMAN ADAM OLURUZ?Türkiye'nin en büyük gazetesi her gün 1 sayfasını Türkiye'nin en büyük magandasına ayırmadığı zaman.
button