Güncelleme Tarihi:
13. Yüzyılda Anadolu'da egemenlik kuran onlarca beylikten biri olan Umuroğulları, günümüzde hala pek çok tarihçinin üstünde fikir birliğine varamadığı bir devlet olarak dikkat çekiyor. Ders kitapları ve tarihi kaynaklarda kendine çok da yer bulamayan Umuroğulları Beyliği, Diriliş Ertuğrul'un yeni sezonu ile birlikte gündeme geldi. İşte, Umuroğulları Beyliği hakkında merak edilen ayrıntılar...
Kastamonu’nun ucu olarak Bolu’da Umur Bey’in adı ile anılan bir beylik merkezinin var olup olmadığı ve Umur Bey’in kimliği konusu pek çok araştırmacı tarafından ele alınan önemli konular arasında yer almaktadır. Bu konuda muasır Bizans ve doğu kaynakları birbirine yakın bilgiler vermektedir. Ancak verilen bilgilerdeki bazı farklılıklar, modern araştırmacıların yorumlarıyla olayları işin içinden çıkılmaz bir hale getirmiştir.
FARKLI BİLGİLER VAR
Osman Gazi’den ve Amourioi ailesinden ilk bahseden Bizanslı tarihçi Pachymeres, Osman Gazi’nin ortaya çıkışını bu aileyle beraber ele alır. Osman’ın ortaya çıkışından önce Bizans kronikçisi tarafından kaleme alınan dikkat çekici bazı bilgiler bu noktada önemlidir. Pachymeres, İstanbul’u Latinlerin elinden alan İznik’in küçük yaştaki imparatorunun naibi Paleologos’un VIII. Mihail (1259-1282) olarak tahta geçtikten sonra, kardeşi Maria’yı eş olarak Hülagü ile evlendirerek uçlardaki Türklere karşı kendini emniyet altına alma siyaseti güttüğünü, ancak Hülagü’nün ölümü üzerine prensesin Hülagü oğlu Abaka ile evlendiğini belirtir. VIII. Mihail, Anadolu’daki topraklarını korumak için Sakarya’nın doğusunda ağaç gövdelerinden yapılmış tahkimatlar yaptırmış, oğlu Andronikos’u da Aydın havâlisine göndererek orada savunma tedbirleri almasını istemiştir. Fakat bu savunma önlemleri bir işe yaramayacak, Ali Bey ve Osman Gazi Sakarya, Menteşe Bey ve Sasan Bey ise Menderes havâlisinde yaptıkları gaza faaliyetleri ile açlığa mahkûm ettikleri şehirleri fethedeceklerdir.
Kastamonu Emirleri, İlhanlılar nezdinde büyük itibara sahip olup, XIII. yüzyılın sonlarındaki Selçuklu tahtı için yapılan kavgalarda önemli roller üstlenmişlerdir. Yavlak Arslan, Sultan II. Mesud’un tahta çıkmasında önemli hizmetlerde bulunmuş, hatta Onu bizzat İlhanlı merkezine götürmüştür. Muasır kaynaklardan Pachymeres, Kastamonu’da ayaklanmaya sebep olan kişiyi Melik Masur, onun tarafından öldürülen Paflagonya Emiri’ni ise Amurius olarak takdim etmektedir. Burada Bolu’da birçok vakıf kurmuş olan Umur Bey’e işaret edildiği muhakkaktır. Nitekim, Gregoras, beylikler dünyasına dair verdiği malûmatta “Sakarya nehrinden Paflagonya’ya kadar olan coğrafi bölgenin Amourius oğullarının hakimiyetinde” olduğunu belirtmektedir. Bu dönemde Yavlak Arslan’dan sonra başa geçen oğlu Nasıreddin Mahmud Bey ve kardeşi Ali Bey’in Kastamonu’daki hâkimiyetlerini sürdüremedikleri ve Şemseddin Yaman Candar’ın Eflugân tarafından kalkarak şehri ele geçirmesiyle Çobanoğulları devrinin sona erdiği anlaşılmaktadır.
Pachymeres’te bahsedilen Osman Bey’in Çobanoğulları-Umuroğulları ile olan münasebetinin tarih aralığı, Zachariadou tarafından 1290-1293 yılları olarak tahmin edilmiştir. Pachymeres’in “Melik Masur ve Amouroi” hakkında verdiği bilgiler, muasır Selçuklu kaynağı Aksarayî, İbn Bibî ve Yazıcızâde gibi Selçuklu tarihleri tarafından aydınlatılmaktadır. İbn Bibi, El-Ömerî ve İbn Batuta da anlattıklarıyla durumun netleşmesine katkıda bulunmuşlardır. Amourioi’nin, Muzafferüddin Yavlak Arslan olduğu konusunda hemfikir olan araştırmacılar, onun ölüm şekli konusundaki birbirine zıt iki rivâyeti açıklayamazlar. Birinci rivâyete göre, Anadolu umumi valisi Keyhâtü, Karaman, Eşref ve Menteşe beylerini ezerken, Kastamonu bölgesine Göktay, Anit ve Giray kumandasındaki küçük bir Moğol kuvvetinin başında Sultan II. Keykâvus’un oğlu II. Mesud’u göndermiş ve bu kuvvetler Ferâmürz/Keyümers ya da II. Kılıçarslan ve Yavlak Arslan’ın baskınına uğramışlardır.
II. Mesud ve bazı emirlerin esir düşmesiyle sonuçlanan savaşın ilk safhasından sonra Giray’ın mukâbil baskını sonucu Mesud ve emirler kurtularak Osmancık’a çekilmişler, Yavlak Arslan ise savaş sırasında şehid düşmüştür. Burada II. Mesud’un tahta çıkmasında önemli rolü bulunan Yavlak Arslan’ın taraf değiştirdiği anlaşılmaktadır ki doğrusu da budur. Diğer rivâyete göre ise, Sultan II. Keykâvus’un oğulları arasındaki taht mücadeleleri sırasında Kılıçarslan, Kastamonu’daki Türkmenleri etrafında toplarken kardeşinin tarafını tutan Muzaffereddin Yavlak Arslan’ı öldürmüş, kendisi de Yavlak Arslan’ın oğlu olduğu sanılan Ali tarafından katledilmiştir. Amourius’un ilk rivâyette Mesud’a karşı çarpışma sırasında, ikinci rivâyette ise Ferâmürz/Keyümers/Kılıçarslan’a karşı koymanın mümkün olmadığını görüp hediyeler sunmasına rağmen şehzâde tarafından affedilmeyerek ailesiyle beraber öldürüldüğü anlaşılmaktadır.
KARIŞIKLIĞIN NEDENİ NE?
Tarihi kaynaklarda yer alan bu karışıklığın, konu hakkında araştırma yapan araştırmacıların bulgularına nasıl yansıdığına bakalım: Köprülü, daha ilk Selçuklu fütuhatı esnasında Anadolu’ya gelen Kayı Oğuzları’nın küçük bir kısmının XIII. yüzyıl sonlarında Anadolu’nun kuzey-batısındaki Bizans hududunda yaşadıklarını ve bunların Paflagonya merkezli beyliğin başında bulunan Umur Bey’in maiyetinde Bizans hududuna akınlar yaptıklarından bahsederken, bahsi geçen Umur Bey’in Germiyanoğulları ile akrabalık ilişkisi bulunan Aydınoğlu Mehmed Bey’in oğlu Umur Bey olabileceğini, Germiyanlılara ait bir kitabedeki kayıttan hareketle tahmin eder.
Ancak aşağıda ele alınacağı vecihle Umuroğlu Şahin Bey’e (Lala) ait bir vakfiye kaydında babasının adının Abdulmûin olarak kaydedilmiş olması, bu tahmini zayıflatmaktadır. Osman Turan, Ereğli üzerinden İstanbul’a kaçan Selçuklu şehzâdesinin II. Alaüddin Keykûbad’ın babası Ferâmürz, Z. V. Togan ve Yaşar Yücel ise, Rükneddin Kılıçarslan Keyümers olduğunu belirtirler.
Zeki Velidi Togan, Zachariadou’dan çok önce Amourius’un Emir kelimesinin Oğuzca söyleniş şeklinin Bizanslılarca algılanışı olduğunu, bundan murad edilenin ise Yavlak Arslan olması gerektiğini yazmıştır10. Paul Wittek de “Masur” isminin, Geyümers’in tahrif edilmiş bir şekli olabileceğini ileri sürmüştür. Wittek, ElÖmeri’de Göynükhisarı beyi olarak geçen şahsı “Umurhan”, Togan ise, “Emir Cakü” olarak okumuş ve bu kişinin isminden dolayı bir Moğol olabileceğini tahmin etmiştir. Bununla beraber, O da Yavlak Arslan ile Umur Bey’in aynı kişi olduğu yanlışlığına düşmüştür.
Wittek ise, Umur Bey ile Yavlak Arslan’ın “farklı kişiler” olabileceklerini muğlak ifadelerle ortaya koymuştur. Zachariadou, “Amourioi”nin Yavlak Arslan’ın diğer adı veya unvanı olduğunu, oğlu Ali’nin Mesothynia bölgesini tahrib ederken bu mertebeye yükseldiğini dolayısıyla, “Amourioi”nin isimden ziyâde bir unvan olduğu görüşünü beyan eder. Zachariadou, Pachymeres’te “Masour” olarak gösterilen şehzâdenin genel kabul edilen “Mesud” şeklindeki tevilinin yerine “Mansur” adında II. Keykâvus’un şimdiye kadar bilinmeyen bir oğluna izâfe edilebileceğini de savunur.
Babasının ve kardeşlerinin intikamını almak için onu öldüren Ali Amourius da öldürdüğü Selçuklu şehzâdesi gibi bir süre kardeşi Nasıreddin ile beraber İstanbul’da rehin kalmışlardır. Bunların dışında konuyla ilgili olarak Z. G. Öden, Bolu bölgesinde hüküm sürmüş olan beyliğe “Umurhan Beyliği” yerine “Umuroğulları Beyliği” denmesi gerektiğini belirtmiştir14. Bu aşağıda ele alınacağı üzere Togan’ın açıklaması ışığında gayet doğru bir düşüncedir. Ancak o da Umuroğulları’nın Çobanoğulları’nın bir devamı olduğunu düşünmektedir. K. Z. Taş, tahrir defterlerinde görmüş olduğu vakıf kayıtlarını Yavlak Arslan’a bağlarken, Şahin Bey üzerinde hiç durmamıştır. Halbuki vakfiyelerden yola çıkan F. Uçar, Bolu’da vakıf kuran Şahin Bey’in Lala Şahin Paşa olduğunu tesbit etmiştir. Fakat o da, tahrir defterlerini görmediğinden Şahin Paşa’yı Umur Bey ile ilişkilendirmemiştir.
NOT: Okuduğunuz bilgiler Türk Diyanet Vakfı'na bağlı İSAM'dan elde edilmiştir. Söz konusu bilgilerin tamamına erişmek için aşağıdaki linkten yararlanabilirsiniz.