Güncelleme Tarihi:
İstanbul'da temiz umumi tuvaletlere kavuşmuk için başlattığımız kampanya ilerliyor. Kampanya amacına ulaşacak olursa kazanç sağlayacakları için tuvalet malzemeleri üreten irili ufaklı firmalar kampanyaya destek vermek için kolları sıvadı. Tüm Umumi Tuvaletler Derneği'nin bu firmalardan talebi önümüzdeki Eylül ayında gerçekleştirecekleri '21. Yüzyıl Tuvaletleri' adlı uluslararası sempozyuma sponsor olmaları. Taksim'de The Marmara Oteli'nde gerçekleştirilmesi planlanan sempozyumun amacı ise Dünya Sağlık Örgütü'nden tuvaletlerin ıslahı için kaynak sağlamak. Çin Halk Cumhuriyeti geçen yıl örgütten bu iş için 30 milyon dolar (yaklaşık bir trilyon lira) finansman sağlamış. Sempozyum amacına ulaşırsa sadece İstanbul'da değil bütün Türkiye'deki tuvaletler yenilenecek.
Halen istanbul'da Büyükşehir Belediyesi'ne ve ilçe belediyelerine ait 350 dolayında genel tuvalet var. Birkaç tanesi hariç bunların hemen hepsi, insan sağlığını tehdit edecek, girmeye iğrenilecek kadar pis ve sağlıksız. Bunun yanısıra cami ve vakıf tuvaletleri, toplu taşım araçlarındaki (vapurlar) tuvaletler, okul tuvaletleri ve Devlet Demiryolları'na ait tuvaletlerle hastane tuvaletleri de mezbele durumunda. Bu tuvaletlerin hemen hepsi tifo, paratifo, kolera, menenjit, dizanteri ve mantar hastalıkları gibi bulaşıcı hastalıkların virüs ve mikroplarının barınmasına ve bir insandan diğerine bulaşmasına uygun ortam yaratıyor. Yani şifa bulmak için gidilen bir SSK hastanesinde sizin ya da bir yakınınızın hastalık kapması işten bile değil.
Turizmde öncelik
Görüşmeyi sürdürdüğümüz Tüm Umumi Tuvaletler Derneği Başkanı İmdat Habib de bu durumu doğruluyor:
‘‘Hepsi bir yana İstanbul'umuzun tarihi ve turistik mekanlarında umuma açık tuvaletlerin yabancı konuklarımızın gözünde ne imaj oluşturduğunu düşünmek hepimizin görevi. Mesela Sultanahmet Meydanı'nda bulunan Büyükşehir'e ait tuvalet berbat durumda, acilen yapılması gerekiyor.’’
Haluk Çetinkaya adlı bir okurumuzdan aldığımız e-mail’de bunu doğruluyor:
‘‘1991 yılından beri profesyonel rehberlik yapıyorum. Ne zaman İstanbul turu düzenlense her rehber için kabus başlar. Mesela Sultanahmet'te bir turistin ihtiyacı olsa, ya meydandaki kötü kokulu iğrenç tuvalete ya da Aya Sofya'daki -sanki iki üç kişinin ziyaret ettiği bir yermiş gibi- küçük olan tuvalete götürmek zorundasınız. Çok şey beklenilen turizm için bir rehber olarak bence yapılması gereken en acil iş tuvaletler meselesidir.’’
Bu konuda TURSAB'ın da (Turizm Seyahat Acentaları Birliği) gereken açıklamayı yapacağını ve kampanyamıza omuz vereceğini tahmin ediyoruz. Geçen hafta Kadıköy Belediyesi'nin bölgesinde başlattığı tuvalet denetimi, İSKİ'nin tuvaletlerde bol su kullanılabilmesi için önerdiği su fiyat indirimi ve Kübik Makine adlı firmanın destek sözünün ardından bu hafta da firma ve kişilerden temiz tuvalet kampanyasına destek gelmeye devam etti.
Destek artıyor
Eminönü Belediyesi okul tuvaletlerini temizleyebilmek için mevzuatta değişiklik yapmanın yollarını arıyor. Tuvalet temizlik ürünleri üreten İpek Pazarlama, Hygolet ve İntertor adlı şirketler derneğin düzenlediği sempozyuma sponsorluk arayışı içinde. Bu firmalar gelişmiş ülkelerde olduğu gibi Türkiye'de de 'klozet kapak örtüsü' kullanımının yaygınlaşmasını istiyorlar. Klozetlerin üzerine örtülen bu bir kullanımlık kağıtlarla hastalıkların bulaşması önleniyor. Kampanyaya asıl büyük desteği verebilecek olan Solo, Kalebodur, Vitra gibi büyük firmalardan ise henüz bir ses yok. Belediyeleri, turizmcileri, çevrecileri, üretici firmaları ve en önemlisi halk sağlığını ilgilendiren umumi tuvaletler kampanyasına bütün kişi ve kuruluşları destek vermeye çağırıyoruz. Çünkü İstanbul temiz tuvaletleri hakediyor; çünkü bu işin takipçisiyiz.
YÖNETENLERİN DİKKATİNE
ARNAVUTKÖY
Yine çocuk parkı, yine trafo
Kentimizde çocuk parklarına trafo yerleştirmek adet oldu galiba. Daha geçenlerde böyle bir habere yer vermiştik. Haberin hemen ardından Arnavutköy'den bir okurumuz bizi arayarak Arnavutköy'deki çocuk parkında olup biteni anlattı. Parkta iki trafo varmış ve birinde, 15 gün önce büyük bir patlama meydana gelmiş. ‘Buradaki evleri sallandıracak kadar şiddetli bir patlamaydı’’ diyordu okurumuz. Gündüzleri hala parkta çocuklar oynamaktaymış. Trafoların yanına büyük makaralar yığılmış; ‘‘Anlaşılan çocuk parkı diye bir şey kalmayacak, çalışmayı büyütüyorlar. Bakın ben yaşlıyım, aslında bana ne diyebilirim, ama çocukları düşünüyorum, Kuruçeşme ve Bebekte parklar var, ama çocuk parkı değil onlar’’, diyordu okurumuz. Parkta son duruma gelince, trafoların etrafı tel örgü. Çocuklarsa belki bir bir eksilecek, kim gönderir çocuğunu trafolu parka? Ve Oscar Wilde'ın öyküsündeki gibi, tek bir renk kalmayacak, ta ki bir gün bir çocuk renkleri çağırana dek...
ALTUNİZADE
34 BEB 20
Yukarıdaki plaka Sarıgazi-Kadıköy hattında çalışan bir halk otobüsüne ait. 7 Aralık günü şoför cep telefonuyla konuşurken sürat yapmış, hatalı geçişlerle yolcuları tehlikeye sokmuş.