Ümraniye, çocuklarına musallat olan sapığı arıyor

Güncelleme Tarihi:

Ümraniye, çocuklarına musallat olan sapığı arıyor
Oluşturulma Tarihi: Aralık 01, 2002 00:00

Ãœmraniye, son 15 aydır kız çocuklarına tecavüz eden bir adamla yatıp kalkıyor. Bugüne kadar onun yaptığı kesinleÅŸmiÅŸ dokuz vaka var; dört olayda da ondan şüpheleniliyor. Yani bilinen toplam 13 olayın faili.Akıllara sığmaz suçlarını, birbirine çok benzer bir ÅŸekilde, seri halde gerçekleÅŸtiriyor AÄŸustos 2001’den beri. Bazen Maltepe'de, bazen Ãœsküdar'da, ama çoÄŸunlukla Ãœmraniye'nin birbirinden çok uzak, farklı semtlerinde ortaya çıkıyor. Kız çocuklarına musallat oluyor, aÄŸaçlık alanlara, inÅŸaatlara götürüyor. Tecavüz ettikten sonra öldürmüyor, yaralamıyor, öylece bırakıyor. Onu yakalamak için Ä°stanbul AsayiÅŸ Åžube Müdürlüğü'nün koordinasyonunda tüm polis ve jandarma birimleri teyakkuz halinde. Polis zanlının DNA bulgularına ulaÅŸmış durumda; her olaydan sonra o mu deÄŸil mi, biliyor. Medya da adını koydu: Ãœmraniye Sapığı. Ama o, hálá Ä°stanbul sokaklarında elini kolunu sallaya sallaya geziyor. Etrafında geniÅŸ bir söylenti dalgası, pek çok uydurulmuÅŸ hikaye yayarak... Küçücük çocukların yüreklerine korku üstüne korku salarak... Anne-babaları gece uykusuz, gündüz merakta bırakarak... Polise her gün gelen ihbarın haddi hesabı yok. Ãœmraniye'de her okulun kapısında en az iki emniyet görevlisi. Okullarda robot resimler, ‘‘sapığa dikkat’’ anonsları. Yine de çocuklarını sokaÄŸa yalnız başına bırakamayan, sabah akÅŸam okula götürüp getiren, bir yandan küçük beyinlere, bir sapığın neler yapabileceÄŸini, tecavüzün ne olduÄŸunu anlatamayan anne-babalar. Tuvalete yalnız gidemeyen, yatağında yalnız uyuyamayan çocuklar. Bir yandan da ilçeden yükselen ‘‘Ümraniye'ye maledilmesin, bu sapık bizim deÄŸil’’ itirazları. Emniyet yetkilileri, ‘‘yakalayacağız, çok az kaldı’’ diyor. Hatta son günlerde gazetelerde, televizyonlarda ‘‘yakalandı’’ haberleri çıkınca insanlar umutlanıyor. Ama henüz sonuç yok.Bu yüzden aylardır, Ãœmraniye'nin kadınları tedirgin; erkekleri öfkeli. Yolda tanımadığı her erkeÄŸi kuÅŸkuyla inceleyen kadınlar; konuÅŸmaya ‘‘ben onu bir elime geçirirsem...’’ diye baÅŸlayan, tanımadığı kiÅŸileri takibe alan erkekler. Çocuklar mı? Kötülükten uzak, bildiÄŸimiz saf ve temiz haldeler. Çünkü anne-babalarının zamanında kaldığı sanılan bir yöntemle kandırılabiliyorlar hálá. Ãœmraniye içine kapanmış, içi de fokur fokur kaynamakta; Ãœmraniyeliler bir yandan yeni sapığın dehÅŸetini yaşıyor, bir yandan da topyekün bir biçimde onu ‘‘arıyor.’’YA SONRASINDA OLANLAR?BaÅŸlarından tecavüz olayı geçen çocuklar, olayı tabii ki kendi kelimeleriyle anlatıyorlar. Ama ifade ediÅŸ biçimlerinden, baÅŸlarına gelenin tam olarak ne anlama geldiÄŸini bilmedikleri anlaşılıyor. Ne kadar korktukları, gelecekte nelerden ne kadar korkacakları meçhul. Çünkü hiçbiri bir profesyonel yardım almamış. Öyle anlaşılıyor ki, bugüne kadar sadece ve defalarca, ‘‘onlarla konuÅŸmayı bilen’’ polislerle konuÅŸmuÅŸlar. Ama artık konuÅŸmak istemiyorlar. Polis arayınca, okula ya da eve gelince, kaçmak istiyorlar.Bunda yaÅŸadıklarının ağırlığı kadar, sonrasında olanlar da etken mutlaka. Çünkü tecavüzden sonraki ‘‘kurtuluş’’larında da ciddi bir vehamet göze çarpıyor. Mesela biri, öylece, nerede olduÄŸunu bilmediÄŸi bir inÅŸaatta tek başına bırakıldığında neler yaptığını anlatıyor: Bir süre sonra giyinip yola çıkmış. Bir otomobil durdurmuÅŸ. Başından geçenleri anlatmış. O otomobilin sahibi ne yapmış biliyor musunuz? O akÅŸam saatinde, karanlıkta çocuÄŸu Ãœmraniye Sanayi'ye kadar getirmiÅŸ. Eline bir milyon lira tutuÅŸturup minibüse bindirmiÅŸ, ‘‘evine git’’ demiÅŸ! (Tecavüze uÄŸradıktan sonra, minibüse binip evinize döndüğünüzü düşünün).Yine inÅŸaatta bir başına bırakılan bir kurban. Çıkışı bulamadığını anlatıyor. Ãœst kata çıkmış ve orada inÅŸaat işçilerini görmüş, (Yani alt katta bir çocuÄŸa tecavüz edilirken, üstte işçiler çalışıyor), çıkışı sormuÅŸ. ‘‘Buraya nereden girdiysen, oradan çık’’ cevabı almış. ‘‘Beni buraya kaçırdılar’’ deyince de, lütfen, dışarı çıkarmışlar ve çocuk yoluna yalnız devam etmiÅŸ! (O işçilerin çocukları yok mu acaba?) Burada da bitmiyor: Yolda karşısına çıkan bir adam, ‘‘Kızım o adamla ne dolaşıyorsun, o sapık, kaç kiÅŸiye tecavüz etti’’ diye uyarmış! Neyse ki evine kadar götürmüş, bu iyi yürekli, uyanık, ama polisi aramaktan aciz vatandaÅŸ...Emniyet teyakkuz halindeYüz kadar operasyon düzenlenmiÅŸ, haftada iki üç toplantı yapılıyor.30 kiÅŸi gözaltına alınarak DNA testinden geçirilmiÅŸ.Ä°hbarlar yaÄŸmur gibi; bu yüzden Ãœmraniye Ä°lçe Emniyet Müdürlüğü'nde bilgisayarın başında, sırf bu iÅŸ için 24 saat iki üç polis oturuyor. Sadece internetten günde beÅŸ altı ihbar geliyor. Hem de Türkiye'nin her yerinden. Polis hepsinin soruÅŸturulduÄŸunu belirtiyor.Her ihbar ve yakalama bir umut doÄŸuruyor: Mesela en son Eyüp'te birinin yakalandığını, ancak DNA bulgularının Ãœmraniye sapığıyla uyuÅŸmadığını söylüyorlar. Bir baÅŸka umut da Balmumcu'da bir belediye otobüsünden yapılan ihbar sonucu doÄŸmuÅŸ ama testlere göre yine ‘‘o deÄŸil.’’Bazen de ihbar deÄŸil, ‘‘ben Ãœmraniye Sapığı'yım’’ diyenler geliyor! Mesela Antalya'da belli ki ne ÅŸekilde olursa olsun meÅŸhur olmaya niyetli bir zat, polise teslim olmuÅŸ. Polis araÅŸtırmış tabii. DeÄŸil.Emniyet yetkilileri de milli eÄŸitim yetkilileri gibi, ‘‘sapık Ãœmraniye'ye maledilmesin’’ diyor ama ne çare... Olayların biri Maltepe'de, biri Ãœsküdar'da olmuÅŸ; geri kalanların hepsi Ãœmraniye'de. Sapığın kurbanlarını götürdüğü yerler ise Maltepe, Åžile, Küçükbakkalköy dışında hep Ãœmraniye sınırları içinde.Yetkililer, ‘‘vatandaÅŸ her ÅŸeyi bize ihbar etmeye devam etsin’’ diyor: mudur.umraniye@iem.gov.tr - iem@gov.tr1- 9 YAÅžINDAKÄ° G.K.'YA MALTEPE'DE BÄ°R Ä°NÅžAATTA11 AÄŸustos 2001, saat 13.00. Ãœmraniye Sapığı, bilinen ilk vukuatını gerçekleÅŸtirdi: 1992 doÄŸumlu G.K.'yı Samandıra'da okul çıkışında kandırdı. Daha sonraki kurbanlarını da kandırdığı cümlelerle: ‘‘Babana para vermem lazım, ama üzerimde yok. Gel benim babamın yanına gidelim, eÄŸer inÅŸaattaysa, parayı alır sana veririm.’’ Onu muhtemelen sonraki birkaç olayda da kullanacağı beyaz bir minibüsle Maltepe'ye bir inÅŸaatın ikinci katına götürdü. G.K.'ya onu çok korkutan, canını yakan ÅŸeyler yaptıktan bir süre sonra da öylece bırakıp ortadan kayboldu. Aile baÅŸlarına gelenlere yazıklandı, sanki suç onlarınmış gibi utanç duydu, içine kapandı. Küçük kızın içinde açılan delik de öylece kalakaldı. O sıralarda polis, zanlı hakkında pek bir ÅŸey bilmiyordu. Ä°stanbul'un pek çok semtinde meydana gelen ‘‘münferit’’ olaylardan biri gibiydi bu. Ama kazın ayağının öyle olmadığı, birkaç ay içinde ortaya çıkacaktı.2- 9 YAÅžINDAKÄ° H.A.'YI ŞİLE'YE GÖTÃœREREK11 Ekim 2001, saat 12.40. Aradan tam iki ay geçmiÅŸti. Aynı kiÅŸi bu kez, EsenÅŸehir Mahallesi'nde, aynı yaÅŸtaki H.A.'yı kandırdı. Onu da Åžile'ye götürdü.3- 13 YAÅžINDAKÄ° Ä°.Ç.'YE TERKEDÄ°LMÄ°Åž BÄ°NADA21 Aralık 2001, saat 15.00. Bir sonraki olay bu tarihteydi. Kurbanı, 1988 doÄŸumlu Ä°.Ç.'yi SultançiftliÄŸi Ali Kuşçu Ä°lköğretim Okulu'nun önünden almış, aynı sözlerle kandırmış, muhtemelen yine aynı minibüsle Ãœmraniye Çakmak Mahallesi'ndeki tek katlı terk edilmiÅŸ binaya götürmüştü. Altıncı sınıf öğrencisi Ä°.Ç., okuldan çıkmış evine giderken yanına yaklaÅŸan kiÅŸiyi şöyle tarif etti sonra: 25 yaÅŸlarında, 1.70 boylarında, kirli sakallı, düz geriye taranmış saçlı, esmer, koyu renk gözlü... Minibüste giderken hiç konuÅŸmamış, sadece ‘‘kardeÅŸin var mı?’’ diye sormuÅŸtu. Bir de eczaneden bir ÅŸey alıp koklamıştı. Ãœmraniye'de onu götürdüğü inÅŸaatta pencere, kapı yoktu, ama siyah bir battaniye ile beyaz bir yastık vardı. Polis yavaÅŸ yavaÅŸ olayların seri bir ÅŸekilde gerçekleÅŸtiÄŸini, suçlunun ‘‘tarzını’’ kavramaya baÅŸladı. Suç yerlerinden alınan suçluya ait kan, kıl, sperm örneklerinden DNA bulgularına ulaşıldı. Sapığın olay sırasında genellikle ÅŸiddet kullanmadığını, bazen bir iki tokat attığını, sadece ‘‘bıçaklarım’’ diye korkuttuÄŸunu, ancak hiçbir kurbanın bıçak görmediÄŸini, tecavüz ettikten sonra da baÅŸka bir ÅŸey yapmadan bıraktığını öğrendi. Hatta bir olayda birinin cebine 250 bin lira koymuÅŸtu, evine dönebilsin diye herhalde. Düşünceli sapık! Polis ayrıca onun ‘‘aptal’’ biri olmadığına da karar verdi: Düzgün ÅŸiveyle konuÅŸuyor, çocukları konuÅŸarak ikna ediyor, asla ellerinden tutmuyor, ‘‘beni takip et’’ deyip önden yürüyor, götüreceÄŸi yeri önceden tespit edip ‘‘hazırlıyordu’’ (Battaniyeler, yastıklar, kilimler). Belli ki Anadolu yakasını da iyi biliyordu; her seferinde baÅŸka bir mekan bulabilmiÅŸ, sonra da kaçabilmiÅŸti.4- 11 YAÅžINDAKÄ° K.K.'YI ŞİLE'DE BÄ°R AHIRDA 14 Ocak 2002, saat 13.00. 11 yaşındaki K.K. tuzaÄŸa o gün düştü. Ãœmraniye Ä°stiklal Mahallesi'ndeki okulunun yakınında karşısına çıkan sapığın yalanlarına inanırken, Åžile sahilindeki yıkık ahırda başına neler geleceÄŸinden habersizdi. Aslında hemen kabul etmemiÅŸ, ‘‘babamın haberi olmadan gelemem’’ demiÅŸti ama... Sapık bu olayda da beyaz minibüs kullanmış, yine yol boyunca konuÅŸmamıştı. Ormanlık alandaki harabeye geldiklerinde ‘‘Yorulduk, dinlenelim biraz’’ demiÅŸti sadece. Yine pencere, kapı yoktu, ama kahverengi bir halı vardı içerde. Yine ‘‘bıçaklarım’’ diye korkutmuÅŸ ama bıçak göstermemiÅŸti. Olaydan sonra K.K. polise defalarca ifade vermekten yorgun düştü. Olayla ilgili hiçbir ÅŸey konuÅŸmak istemiyordu oysa ki. Hatırlamak bile. Ãœzerine bir durgunluk geldi, konuÅŸmaz oldu. Eskiden hiç korkmadığı yatağında, gece lambasız uyuyamaz, tuvalete yalnız gidemez oldu. Okula annesi tarafından götürülüp getirilmeye baÅŸlandı. Ama aile neredeyse yokoldu ortadan. Kimseyle görüşmemeye baÅŸladı.5- 11 YAÅžINDAKÄ° D.K.'YA YÄ°NE Ä°NÅžAATTA9 Mart 2002, saat 09.00. Bu kez Maltepe FerhatpaÅŸa'da ortaya çıktı sapık. Kurbanı da 11 yaşındaki D.K. oldu. Suç yeri ise hemen oralardaki bir inÅŸaat. 6- 10 YAÅžINDAKÄ° A.S.'YE OTOBAN KENARINDA14 Mart 2002, saat 12.00. Bir önceki olaydan sadece beÅŸ gün sonra... Sapık yine Ãœmraniye'de, bu kez Atatürk Mahallesi'nde. 10 yaşındaki S.A. okuldan çıktığında yalnız deÄŸildi. Ä°ki kız arkadaşın yanına, okuldan 30 metre ilerde yaklaÅŸtı üstelik. 30 yaÅŸlarında, kısa siyah saçlı, saçları yer yer kır, 1.70 civarında, kirli sakallı, diÅŸleri sarı, iki diÅŸi eksik, düzgün ÅŸiveli, diye tarif etti onu S. sonradan. En çok aklında kalansa pis, ekÅŸimsi kokusuydu... Babana para vereceÄŸim cümlesine hemen ‘‘tamam’’ dedi S. Arkadaşını ‘‘bizim iÅŸimiz var, sen eve git’’ diye gönderdiÄŸinde de hiç kuÅŸkulanmadı, mezarlıkların yanından uzun ve tenha bir yolda yürüdüklerinde de. Yol boyunca yine konuÅŸmadı. Ä°smini sorduÄŸunda S.'ye cevap da vermedi. Bu kez babasının adını soran S. ‘‘Şükrü Yılmaz’’ cevabını alabildi sadece. Ormanda canı yanarken, çok yakından vızır vızır geçen otomobillerin sesini duydu. Belli ki otobana yakın bir yerdeydiler (Hekimbaşı Mahallesi'ndeki aÄŸaçlık alanda). Sapık onu bırakıp gittikten sonra ayaÄŸa kalktığında, yerde kan izi gördü.7- 9 YAÅžINDAKÄ° E.K.'YA OKUL ÇIKIÅžI Ä°NÅžAATTA 25 Mart 2002, saat 16.30. Suç yeri bu kez Ãœsküdar EsatpaÅŸa Mahallesi. Kurban ise sadece 9 yaşındaki E.Ç. Sosyal Meskenler Ä°lköğretim Okulu civarında kurbanını kandıran meçhul ÅŸahıs, onu da otoban kenarındaki bir inÅŸaata götürdü. 8- 12 YAÅžINDAKÄ° T.Ç.YE AÄžAÇLIK ALANDA11 Nisan 2002, saat 14.30. Bu tarihte 12 yaşındaki T.Ç. düştü tuzaÄŸa. Yine Ãœmraniye'de, Mustafa Kemal Mahallesi'nde. Onu götürdüğü yer, Kadıköy Küçükbakkalköy yakınındaki otoban kenarındaki aÄŸaçlık alandı. 9- 12 YAÅžINDAKÄ° F.P.'YE DUDULLU'DAKÄ° Ä°NÅžAATTA28 Haziran 2002, saat 10.00. 12 yaşındaki F.P., ablasıyla evde oturuyordu aslında. Ama ablası ‘‘bakkala git, ekmek ve fasulye al’’ deyince çıktı. Yakındaki bakkalda fasulye olmaması, kaderini deÄŸiÅŸtirdi. Daha ilerideki markete doÄŸru yürürken çıktı karşısına, tarifine göre 20-30 yaÅŸlarında, zayıf, esmer tenli ÅŸahıs. Ona da aynı ÅŸeyleri söyledi. Önce ‘‘babam orada deÄŸildir’’ diye diklendi F. Ama ‘‘orada’’ deyince, kandı. Yukarı Dudullu'daki bir inÅŸaata girdiklerinde aÄŸzını kapattı önce. F.'nin de korkusu, sesini çıkarmasını engelledi. Onu da öylece orada bırakıp gitmiÅŸti.10- 10 YAÅžINDAKÄ° S.N.'YE ORMANLIK ALANDA 17 Temmuz 2002, saat 09.30. 10 yaşındaki S.N.'yi, Ãœmraniye Atatürk Mahallesi'nden alıp, ÇavuÅŸbaşı'ndaki ormanlık alana götürdü.11- 11 YAÅžINDAKÄ° N.B'YE ŞİLE'DE ORMANLIKTA21 AÄŸustos 2002, saat 14.00. Kurban bu kez 11 yaşındaki N.B. Ãœmraniye Sarıgazi'den aldığı N.'yi Åžile'de bir aÄŸaçlık alana götürmüştü. 12- 10 YAÅžINDAKÄ° G.T.'YE ÇEKMEKÖY'DE 26 Ekim 2002,saat 15.45. Yine Ãœmraniye Mehmet Akif Mahallesi'nde ortaya çıktı. Kandırdığı 10 yaşındaki G.T.'yi de Çekmeköy'deki ormanlık alana götürdü.13- 11 YAÅžINDAKÄ° C.Åž.'YE AÄžAÇLIK ALANDA1 Kasım 2002, saat 8.30. Bu, sapığın bilinen son olayının gerçekleÅŸtiÄŸi tarih. C.Åž. 11 yaşında. Ãœsküdar Altunizade'de kandırdı onu, Erzurum Sitesi'ndeki aÄŸaçlık alanda bırakıp gitti... Ãœmraniye'de 1998'den bu yana 31 çocuÄŸa tecavüz olayı olmuÅŸtu; dokuzunun ona ait olduÄŸu kesindi, dört tanesinin de failinin o olduÄŸundan kuÅŸkulanıyordu polis.OKULLARDA SAPIK ANONSU YAPILIYORÇocuklarını hálá Ãœmraniye sokaklarına yalnız bırakan aileler olsa da, veliler çocuklarının güvenliÄŸini tek başına saÄŸlamak konusunda kararlı. Anne babalar aralarında iÅŸbölümü yapmış, biri sabah bırakıyor, diÄŸeri akÅŸam alıyor, kimisi birlikte götürüp getiriyor. (Hatta bir çifte rastladım; çocuklarını servise vermiÅŸ, yine de o gün birlikte almaya gelmiÅŸlerdi.)Sokak arasında bir okulun önü... Saat 17.15'ten itibaren, sokaÄŸa park eden araç sayısı çoÄŸalıyor, saat 17.30 olduÄŸunda adım atacak yer kalmıyor. Paydos zili çalmadan beÅŸ dakika önce, okul hoparlörlerinden ilk anons duyuluyor:- Öğretmen arkadaÅŸlar, lütfen zil çalmadan çocukları bırakmayınız.Müdürün talimatı var; zil çalınca veliler içeri alınıyor, çocuklar anne babalarına okulun bahçesinde teslim ediliyor. Sonunda zil çalıyor. Hava kararmış, ikinci anons duyuluyor.- Sayın veliler, lütfen kapı önünde izdiham yaratmayın, öğrencisini alan veliler bahçeyi bir an önce boÅŸaltsın. Ve üçüncü ve en korkunç anons:- Lütfen çocuklarınızın sokakta başıboÅŸ ÅŸekilde vakit geçirmesine izin vermeyin. Okuldan çıkan öğrencilerin oyalanmadan evlerine gitmesini saÄŸlayın. Hiçbir velimizin maÄŸdur olmasını istemiyoruz.Her okulda pazartesi sabahı ve cuma akÅŸamı, Ä°stiklal Marşı'nın okunmasından sonra, bir de sapık uyarısı yapılıyor. Robot resmin asılması çocukları korkuttuBir okul müdürü durumu şöyle özetliyor: ‘‘Medyadan haberdar olmuÅŸtuk sapık konusunda. Sonra emniyetle yaptığımız toplantıda gündeme geldi. Åžimdi derslerde çocukları sürekli uyarıyor öğretmenlerimiz. Bir adam size şöyle şöyle derse gitmeyin, inanmayın, hemen bize haber verin diye. Emniyet sürekli burada zaten. Kapıda bekliyorlar, bana gelip durumu özetliyorlar.’’Müdür Bey ÅŸunu da ekliyor: ‘‘Çocuklara her dakika sapık sapık dememek de lazım. KaÅŸ yaparken göz çıkarmayalım. Bu da çocuÄŸu farklı bir ÅŸekilde etkileyebilir!’’ SöylediÄŸinde ne kadar haklı olduÄŸu hemen ortaya çıkıyor. Çünkü Ãœmraniye Milli EÄŸitim Müdürü Ä°lyas Tekin imzasıyla, bir süre önce tüm okullara sapığın robot resmi gönderilmiÅŸ. Tekin resmi yazısında müdürlerden ÅŸunu rica etmiÅŸ: ‘‘Küçük yaÅŸtaki çocukları ‘babanın arkadaşıyım, babana borcum var, gel inÅŸaata gidelim' diyerek kandıran sapığın eÅŸkali ilçemiz jandarma komutanlığınca belirlenerek iliÅŸikte gönderilmiÅŸtir. Resmin uygun yerlere asılarak öğrencilerimizin tanımadıkları kimselerle bir yere gitmemeleri hususunda uygun bir dille uyarılmaları...’’Ama bu uygulama çocuklarda ters tepki yaratmış. Birçok okul müdürü, özellikle anaokulu ve birinci sınıf öğrencilerinin çok korktuÄŸunu, ‘‘okulda sapık var’’ diye okula gelmek istemediÄŸini, geceleri kabus gördüğünü ve velilerin telefonları kilitlediÄŸini anlatıyor. Bu telefonların bir kısmı ‘‘Robot resme benzer birini gördüm’’se, önemli bir kısmı da ‘‘kaldırın o resmi, çocuÄŸum korkuyor’’ ÅŸeklinde. Çocukların bir tepkisi de sorular: Yakalandı mı öğretmenim, gelecek mi öğretmenim, ne yapar öğretmenim? Bu yüzden bir hafta sonra resimler kaldırılmış.Paranoyak oldular sokakta sapık arıyorlarKapıda bekleÅŸen anneler -baba çok az-, tedirginliklerini anlatıyorlar. Önce çocukların tedirginliÄŸi: Tuvalete yalnız gidemediklerini, sürekli soru sorduklarını, televizyonda görünce kulak kesildiklerini söylüyorlar. Kendi cephelerindeki durumu ise biri şöyle özetliyor: ‘‘Sürekli etrafa bakıyorum, dün yine birini gördüm, tipini beÄŸenmedim. Epeyce izledim, o olabilir mi, diye. Burada beklerken etrafımızı kesiyoruz.’’ Bu söylediÄŸi bazen nahoÅŸ olaylara da neden olabiliyor; tanımadıkları kiÅŸi bazen bir -baba- veli çıkabiliyor çünkü. Bir baba, ‘‘çocuÄŸum erkek, yine de bırakmıyorum almaya geliyorum’’ diyor. ‘‘Kız olması ÅŸart deÄŸil ki, erkeklerin de başına geliyor.’’ Yakalanırsa rahat edip etmeyecekleri sorusuna ise ‘‘Ne olur ki, bir sapık gider, bir baÅŸkası gelir, ben çocuÄŸumu bırakmam’’ cevabını veriyor.Bu arada rivayetler hızla yayılıyor: Peruk takıyormuÅŸ, pudra sürüyormuÅŸ, çarÅŸafla dolaşıyormuÅŸ, müdür dün dövmüş atmış, beden öğretmeni kavga etmiÅŸ, yani okulda görülmüş... Emniyet yetkilileri bunların hiçbirinin kesin bilgi olmadığını söylüyor. Ãœmraniye'ye korku salan tecavüzcünün kulağının kesik olduÄŸu bile kesin deÄŸil, bu sadece bir çocuÄŸu ifadesi, baÅŸka bir ifadede yok. Peruk taktığından, makyaj yaptığından da emin deÄŸil polis. Ama Ãœmraniyeliler, her söze inanıyor ve tanımadığı herkesten şüpheleniyor.Biri geldi, sapık sanıldı, çekip konuÅŸtukÄ°stiklal Mahallesi'ndeki Karadeniz Maçka Kıraathanesi. Kahvenin çalışanı 52 yaşındaki Hıdır TaÅŸ, üç çocuk ve ilköğretim çağında üç torun sahibi olarak anlatıyor: ‘‘OturduÄŸumuz yerde sürekli konu bu, rivayetler dolaşıyor. Kaç gündür Atakent'te birine suç üstü yaptıkları konuÅŸuluyor. Burada da müşteri sık sık bu konuyu konuÅŸuyor. Gazetelerden, televizyondan sapığın yakalanıp yakalanmadığını takip ediyor. Birkaç gün önce Eyüp'te ortaya çıktığını söylediler. Bir belediye otobüsüne baskın olmuÅŸ. Tanımadığımız insanlardan şüphelenir olduk. Hatta geçenlerde buraya biri geldi, dikkatleri çekti, yanına gidip konuÅŸtular.’’Patronu Adnan Turan ise kahveye gelen yabancının yanına gidip aÄŸzını aradıklarını, hatta takip ettiklerini anlatıyor. ‘‘Burada yetiÅŸkinlerin de çocukların da psikolojisi bozuldu. Bana öyle geliyor ki, ben rastlasam, herhalde ölünceye kadar vururum ona. Pek çok insan da bunu yapar. Bilmem ki polis gelene kadar ne olur... Ya biz nerede yaşıyoruz, daÄŸ başı deÄŸil ki burası, çarşı. Çarşının göbeÄŸinde olur mu?’’Çocuklarına tecavüzün ne olduÄŸunu anlatamıyorlarOkula kızını almaya gelen veli Ä°pek Tursun, ‘‘Çok tedirginiz’’ diyor. ‘‘Kızım 9 yaşında, bana sürekli, 'anne ne yapar bir sapık?' diye soruyor. Ona tecavüzü anlatamıyorum. Kötülük diyorum. Nasıl kötülük, diyor. Kesiyorlar diyebildim ancak, seni de keser, dikkat et dedim.’’Bir baÅŸka veli, Özgül Akduman. Ä°lköğretim çağında üç torunu var. O götürüp getiriyor: ‘‘Altı yaşındaki torunum artık yalnız yatamıyor, tuvalete gidemiyor. Anaokulunda herkesten sapık sapık diye duya duya korktu. Robot resim asılınca daha da çok etkilendiler. Soruyorlar, tecavüz nedir, diye. Ben 'zorlamak, darp etmek' dedim, ama ikna olmadı. Annesi 'vampir gibi ısırıyorlar' deyince biraz soruları kesti.’’ BÄ°R KURBANIN ANNESÄ° ANLATIYORBenden izinsiz hiçbir yere gitmeyen kızım iki saat geç kalınca anladım, kaçırıldı dedim. O an ve onu bulana kadar neler yaÅŸadığımı asla anlatamam. Bulunca çok sevindik tabii ama çok hırpalandık. Başına neler gelmiÅŸti öyle. Ama saÄŸdı! Buna sevindim. Kesiyorlar çocukları, biliyorum. Bir yıldır çok hırpalandık. Doktora gidiyorum sürekli. Ä°laç alıyorum. Nasıl kandı? Çünkü öğretmeni ona karşısındakine güvenmeyi öğretti, yalan olmadığını öğretti. Yalan bilmez ki, o yüzden. Sınıfın birincisiydi, dersleri çok etkilenmedi. Ama bir durgunluk geldi üstüne. Okula ben götürüp getiriyorum. O olayı hiç konuÅŸmuyor, hatırlamak bile istemiyor. Eskiden hiç korkmayan kızım, gece lambasız uyuyamıyor, tuvalete bile yalnız gitmiyor. PsikoloÄŸa götürmedim. Ekonomik durumumuz iyi deÄŸil. Artık hata yaptığında bağıramıyorum bile ona. Aklıma o an geliyor. O adam insan mı, diye soruyorum hep. Annesi yok muydu onun? PeÅŸini bırakmayacağız.’’Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!