Güncelleme Tarihi:
Önder, İmralı heyeti üyeleri Pervin Buldan ve İdris Baluken ile birlikte Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, Öcalan ile görüşmek için başvurduklarını da belirterek şunları söyledi: “Süreç Erdoğan tarafından seçim döneminde itibarsızlaştırıldı ve kurulan masa devrildi. Halk seçim sonuçlarıyla masayı tekrar dört ayağının üzerine oturttu. (Koalisyon) Buradan çıkacak kombinasyon ne olursa olsun sürece, barışa düşmanlık üzerinden tesis edilemez. Düşmanlık dilinin sonucu, Allah korusun yeniden savaş ve kaotik ortam demektir. Kim hangi boyutta saçmalarsa saçmalasın, bu parti artık barışın teminatıdır. Seçimin kazananı aslında Dolmabahçe deklarasyonudur.
Öcalan bütün gücüyle barışı tesis etmeye çalışırken, devletin ve siyasal iktidarların en sık yaptığı yanlış ve kötülükten korumak için izleme komisyonunun nezaretinde yürümesini istedi. Hükümetle de mutabık kaldık. Kaldığımız yer orasıydı. Orası, bu ülkenin barışına saplanmış diken gibiydi. Diken de battığı yerden çıkar, dolayısıyla bütün siyasi kurumu olarak, devletin organları, müstafi bile olsa hükümet, partiler zaman kaybetmeden, sıkıntılar doğurabilecek alanları çoğaltmadan, barış konusunda topyekun bir ulusal koalisyon gerçekleştirmeliyiz.
SİLAHSIZLANMA ÇAĞRISI
Sayın Öcalan, ‘Mutabakat ışığında izleme heyeti buraya geldiği gün silahsızlanma kongresi için tarih vereceğim ve çağrı yapacağım’ dedi. Hükümet bunu duyunca masayı devirdi. Tutanakları devletin elinde var, kelimesi kelimesine benim söylediğim gibidir.”
Yenilen pehlivan güreşe doymaz
Önder, AK Parti’nin koalisyon yerine erken seçimi hedeflediği iddiası için de şöyle konuştu: “AKP ülkeyi yeniden seçime götürmeye muktedir değil. Cumhurbaşkanı’nın bu yetkiyi kullanabileceğini düşünmek için o kadar kutsadığı külliyeden çıkıp, Dışişleri lojmanında muhalefet milletvekiliyle görüşmek zorunda kalmasına bakın. Yenilen pehlivan güreşe doymaz misali sırtı bir daha çimenleri görür, gökyüzündeki yıldızları sayar. Bu halk artık gördü, kadiri mutlak da değilmişsin, gökten şeriatla da indirilmemişsin. Diğer muhalefet partilerine söylüyorum, biz barajı geçmeseydik, bugün mutlak otoriter bir AKP iktidarının esiri olmuş durumdalardı.”