Güncelleme Tarihi:
Bu mantık, ABD’nin güvenliğini hesaba katmaksızın, daha fazla “dost”un daha iyi olduğu fikrinden hareket ediyor. Ama, aslına bakarsanız, Washington’un bunun tersine müttefiklerini azaltması gerekiyor.
Washington ve müttefikleri, beraberinde güvenliğe katkı yapmanın aksine jeopolitik çatışmaları getiren ve aslında kendileri güvenlik anlamında birer kara delik olan, bir dizi yeni ülkeyi kucak açarak karşıladı. Arnavutluk, Romanya ve benzer devletlerin NATO’ya katılarak, bu birliği, ABD’nin çıkarları lehine genişlettiği, ne kadar iddia edilebilir bir tez olabilir ki.
Bundan daha kötüsü ise Gürcistan ve Ukrayna’nın birliğe katılmalarının teklif edilmesidir. Bu ülkelerin ikisi de Rusya ile sınır olmalarının yanında, nükleer silahlara sahip bu ülke ile henüz çözülmemiş ya da potansiyel sınır çatışmalarına sahip bulunuyor. Bu ülkelerin, NATO’ya üye olmaları, bir yanda Rusya’nın sınır güvenliğini tehdit edecek, diğer taraftan da ABD’nin, dış politikasını, güvenilirliği tartışılır küçük ülkeler üzerine çevirmesine neden olacaktır…
Enerji hatlarının Gürcistan’daki varlığı çok az değişiklik göstermiştir. Hazar Havzası’ndan elde edilecek olan enerji ABD için faydalıdır ama kritik önemde değildir…
Birliğin destekçilerinden bazıları, Gürcistan’ın güvenliğinin sağlanmasının tehlike doğurmayacağını, zira Moskova’nın bu noktada ABD’nin sözüne sadık olup olmadığını test etmeye cesaret edemeyeceğini belirtiyor. Ama, unutulmamalıdır ki; tarihin yaprakları caydırma politikası güden politikaların, bu vaadelerini yerine getirmedeki başarısızlık örnekleri ile dolu…
Ayrıca, Rusya, sınır güvenliğini savaş nedeni olarak gördüğünü daha önceden göstermişti. Bunun da ötesinde; Kafkasya’nın jeopolitik durumunun, Rusya’yı, ABD’den daha çok ilgilendirdiğini de belirtmek gerekiyor…
Tiflis için resmi anlam kazanan bu güvenlik garantisi aynı zamanda, Gürcü hükümetinin provakatif davranışlarının sonuçlarından izole edeceği için çatışma olasılığını da artıracak…
Gürcistan’ın, son savaşın meydana gelmesindeki tetikleyici rolü, savaşın ertesinde Avrupa Birliği'nin kurduğu bir soruşturma komisyonu tarafından da doğrulanmıştı…
Gürcistan’ın, son savaşın meydana gelmesindeki tetikleyici rolü, savaşın ertesinde Avrupa Birliği tarafından kurulan bir soruşturma komisyonu tarafından da doğrulanmıştı…
Burada söylemek istediğimiz şey, elbette Rusya’nın bu savaşın çıkmasında hiçbir suçunun olmaması değil, ama işin bu noktaya gelmesinde Gürcistan’ın kendi hesabına büyük rol oynadığı da bir gerçek…
Her ne kadar, Gürcistan’ın kimi dostları Saakashvili’yi büyük bir liberal olarak anlatsa da; insan hakları grupları farklı şeyler anlatıyor…
Özellikle, resmi anlamda bir güvenlik anlaşmasının, Saakashvili’yi, Moskova’ya karşı daha meydan okuyan politikalar uygulaması için cesaretlendirecektir. Böyle bir durumda, NATO’nun Tiflis hükümetini yalnız bırakması da, birliğin kredibiletisini yerle bir edecektir… Yine de, silahlı müdahale seceneğinin, birlik içinde özelikle eski üyelerin Rusya ile savaş başlatmak istememesinden dolayı bir bölünmeye neden olacaktır.
Gürcistanlılar, yakınlığımızı hak ediyorlar. Ama, Amerikalıların kanı ve hazinesi üzerinde hakları bulunmuyor. Bu yüzden, ABD’nin tüm askeri inancını ve kredisini, Kafkaslar’da ortaya koyması çok aptalcadır. ABD’yi daha güvenli bir hale getirmenin yolu, güvenlik taahhütlerini artırmaktan değil, bilakis azaltmaktan geçiyor.