Güncelleme Tarihi:
CHP grubundaki konuşmasında Kılıçdaroğlu, “Başbakan’a bir soru: Sen İdris Naim Şahin’i mi Hüseyin Çelik’i mi haklı buluyorsun? Hangisinin yanında duruyorsun? Çık onu söyle. Demezsen ülkeyi yönetemiyorsun demektir” dedi. Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
“Başbakan, Coşkun için ‘Kaleminden pislik akıyor’ dedi, herkes sessiz kaldı. Erdoğan bundan cesaret aldı. Sonra ‘Sizin boynunuzdaki tasmaları çıkardım’ dedi. 1- 2 yazar dışında tamamında yine Başbakan’a övgü vardı. Medya özgürlüğü yok ama ‘Boynunuzda tasma var’ diyen bir Başbakan var. Böyle bir hakaret dünyada belki de ilk defa edilmiştir. Ben içime sindiremiyorum. Medya da sindirmemeli.
Halvet oldular
Aylardır sorduk ‘İstihbaratı kim verdi’ diye. ABD’de bir gazete ‘İstihbaratı ABD verdi’ diye yazdı. Hemen yalanlama. 3- 4 saat halvet oldular, Sayın Genelkurmay Başkanı ile Sayın Başbakan, oturdular, yalanlamaya karar verdiler. Pentagon, ‘Raporumuz sızdı’, Wall Street Journal ‘Haberimiz doğru, arkasındayız’ dediler. Bizimkilerden tık yok. Başbakan, ‘Uludere’de insanlar öldürüldü, benim sonradan haberim oldu’ dedi. Müthiş bir itiraf. Eğer bir kişi ülkeyi taşeronların talimatıyla yönetiyorsa kendini Başbakan olarak görmesin. Nasıl başbakansın sen? Bir Başbakan’ın nasıl aciz konumda olduğunu kendisi itiraf etti.
Uludere bilinçaltı
Sayın İdris Naim Şahin çıktı, kapalı kapılar arkasında AKP’lilerin konuştuklarını açıkladı. Tepki gelince sazı bu kez Hüseyin Çelik aldı, ‘Açıklamalar insani değil’ dedi. Şimdi Uludere için mahkeme arıyorlar. Davayı mahkeme mahkeme gezdirecekler, Deniz Feneri gibi, sonra 2 pilot üzerine yıkacaklar. Başbakan ‘Kürtaj cinayettir, her kürtaj Uludere’ diyor. Kürtajla, uçakların gidip 34 çocuğu öldürmesinin ne ilgisi var? Gündem değiştirecek ya... Belli ki başka bir sözcük kullanacaktı ama ‘Uludere’ dedi. Bilinçaltına yerleşmiş Uludere. Uludere ile ilgili bu milletten açıkça özür dilemedikçe bu senin yakanda olacaktır.
Bariyer yok mu
Uludere’ye gidiyorsun ‘Terörist’ diye sivil öldürüyorsun. Pınarbaşı yolunda ‘Sivil’ diye teröristlerin arabasına ateş etmiyorsun. Şu kafaya bakın. Teröristlerin aracı 100 kilometre gidiyor. Çivili bariyer de mi bulamadınız lastiklerini patlatacak? Bu kadar kısır, sığ bir anlayış olabilir mi? Bunların terörle mücadele anlayışı, ‘Bomba yüklü arabayı izlemek. Nerede patlarsa, terörle orada mücadele etmek’ üzerine. “
Kadın doğum uzmanı
Sayın Başbakan öğretmenlere de laf etti, en son da kadın doğum uzmanı oldu. Öğretmenler büyük paralar alıyormuş, bir de tatil yapıyormuş. Verdiğin 1600 TL, onu da başına kakıyorsun. Verdiğin para yoksulluk sınırının altında. Bu öğretmen bazen simit satıyor, şoförlük yapıyor. Peki sen ‘Bana bir harf öğretenin 40 yıl kölesi olurum’ diyen İslam düşünürünü bilmiyor musun?
Fazıl Say ve savcılar
Şimdi de Fazıl Say’ı hapse atmak için uğraşıyorlar. Demokrasiye bakın siz. Nasıl anlatacaksınız bunu dünyaya? Atmazsanız namertsiniz, atın bakalım, cesursanız atın. Savcı, hakkında fezleke düzenlemiş. O savcı acaba kendisine savcı sıfatını yakıştırıyor mu merak ediyorum. O savcı sanat, kültür nedir biliyor mu? Fazıl Say kimdir onu biliyor mu? Siyasi otoriteden talimat alanlara savcı denmez, onlar olsa olsa kapı kullarıdır.
Engizisyon daha adil
Özel mahkemelerin sınırlarını aştığını bunca insan mağdur olduktan sonra yeni mi gördünüz? Bu mahkemeler, Kenan Evren’in sıkıyönetim mahkemelerinin 2012 versiyonudur. Engizisyon mahkemeleri bu mahkemelerden daha adil. O mahkemede oturan yargıçlar, çocuklarına bile hesap veremeyeceklerdir.
Çiçek’in gücü yok
TBMM Başkanı Cemil Çiçek, tutuklu milletvekilleriyle ilgili ‘Elimden bir şey gelmiyor’ dedi. O zaman neden boyundan büyük işlere girdin? Defalarca uyardık, ‘Bir ülkede milletvekilleri hapisteyse, bu sorun TBMM’nin sorunudur’ dedik. 3 partinin grup başkanvekillerini çağırıyorsun, neden AKP’yi çağırmıyorsun? Sen artık TBMM Başkanlığı koltuğunda rahat oturamazsın. Kusura bakma, kimse seni dikkate almaz bu saatten sonra. ‘Benim gücüm var’ diye ortaya çıkma. Senin gücün yok.
Referandum yasakları getirdi
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, hava iş kolunda grev yasağı getirilmesi girişimlerini dünkü grup toplantısında eleştirdi. 12 Eylül referandumundaki değişiklikleri gösteren yayınlardan örnek veren Kılıçdaroğlu, “Referandumda evet oyu kullanmanın sendikal özgürlükleri getireceği savunulmuştu. Ancak şimdi yasaklamalar getiriliyor” dedi. - Fahir ARIKAN