Güncelleme Tarihi:
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ebediyete irtihalinin 86’ncı yıldönümünde, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu’nda düzenlenen anma programına katılan Erdoğan özetle şunları söyledi: “Milli Mücadele’nin başkomutanı Gazi Mustafa Kemal’in ifadesiyle hepimizin ortak hedefi ülkemizi muasır medeniyetin üzerine çıkarmaktır. Hangi amaç için olursa olsun bu milletin birlik ve beraberliğini bozmaya yönelik her söz, her tutum doğrudan Gazi Mustafa Kemal’in emanetine ihanettir. İdeolojik bölücülükten ekonomik tetikçiliğe kadar geniş bir cephede izlerine rastladığımız marazi duruşların gerisindeki saikleri gayet iyi biliyoruz.
SOSYAL MEDYA ATATÜRKÇÜLERİ
Geçen yıldaki anmada ifade ettiğim gibi; Türkiye bir dönem gardırop Atatürkçülerinden çok çekmiştir. Bugünse sosyal medya Atatürkçülerinin hem Atatürk’e hem ülkemize hem de milletimizin birlik ve bütünlüğüne verdiği zarar Türkiye’nin yeminli düşmanlarıyla yarışır seviyeye ulaşmıştır. Öyle ki Atatürk istismarcıları son dönemde terör örgütleri ve uzantılarıyla kol kola girecek kadar zıvanadan çıkmışlardır.
YERİNİ SARSAMAYACAKLAR
Atatürk’ü putlaştırmak isteyenler kadar Atatürk’ü tamamen yok sayanlar da Gazi’nin milletimizin gönlündeki yerini sarsamayacaktır. Akıldan, sağduyudan, tarihi gerçeklikten kopuk değerlendirmeler de aynı şekilde bu durumu değiştirmeyecektir.
KİRLİ SENARYOLAR
Milli Mücadele’yi zafere ulaştıran ‘Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh vatan topraklarının tamamıdır’ şiarı hayatın her alanında rehberimiz olmayı sürdürüyor. Cumhuriyet’e ve Gazi’nin hatırasına sahip çıkmanın en somut ifadesi; bu ülkeye ve millete verdiğimiz hizmetler, eserler, değerlerdir.
Milletimizle birlikte güçlü ve müreffeh bir Türkiye’nin inşası için var gücümüzle çaba göstermeyi sürdürüyoruz. Elbette bu kutlu yolda önümüze engeller çıkabiliyor, tuzaklar kurulabiliyor. Ülkemizi hedeflerinden uzaklaştırmak, rayından saptırmak, kazanımlarından mahrum bırakmak için kirli senaryoların biri bitmeden diğeri sahneleniyor. Esasen Cumhuriyet tarihimiz boyunca milletimiz her dönem farklı görünümler altında ama hep aynı gayeye hizmet eden nice sinsi oyunla boğuşmuştur.
GAZİ 10 YIL DAHA YAŞASAYDI
Tek parti faşizminin ülkemizin gelişmesine, kalkınmasına, yeniden inşa edilen dünya düzeninde yer almasına engel almasına neden olan vizyonsuzluğunun bedelini ağır bir şekilde ödedik. Şayet, Gazi’nin ömrü ve sağlığı en azından bir 10 yıl daha ülkeyi yönetmeye elverseydi hiç şüphesiz İkinci Cihan Harbi sonrası bambaşka bir Türkiye görecektik. Maalesef Gazi’nin vefatıyla bu fırsatı kaçırdık. Çok partili siyasi hayata geçtikten sonrada başımıza musallat edilen darbeler, kifayetsiz kadrolar ülkemizin kalkınmasına, geride kalmasına sebep oldu.
PEK ÇOK SALDIRI OLDU
Tek başına savunma sanayimiz dahi bu tabloyu ortaya koymaya yeterlidir. Ülkemiz, son 22 yılda siyasi istikrar ve güçlü yürütme sayesinde her alanda Cumhuriyet tarihinin en büyük atılımlarını gerçekleştirirken pek çok saldırıyı göğüslemek mecburiyetinde kaldı. Terör örgütlerinin üzerimize salınmasına, darbe girişimlerine, siyasi mühendislik projelerinden ekonomimize yönelik sabotajlara kadar envaiçeşit tehditle yüzleştik. Allah’ın yardımı ve elbette aziz milletimizin güçlü desteği sayesinde hepsinin de üstesinden gelmeyi başardık. Gazinin şu ifadesi: ‘Arkadaşlar, bundan sonra pek mühim zaferlere kavuşacağız. Fakat bu zafer süngü zaferleri değil, iktisat ve ilim ve irfan zaferleri olacaktır’, şu anda yaşadığımız budur.”
FARE ÇUVALI TEORİSİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, programda ‘Fare Çuvalı Teorisi’ni hikâyeyle anlatırken “Sömürülecek ülkeler, öyle uzun süre ‘huzur ve istikrar’ içinde bırakılmıyor, fitne çıkarılıyor, terör azdırılıyor. Nasıl ki köylü, fare çuvalını sallayınca fareler çuvalı kemirerek delip dışarı çıkmayı bırakıyor birbirleriyle kavgaya tutuşuyorsa, geri kalmış ülkelerde sistematik olarak çıkarılan karışıklıklar da milletlerin uyanmasını engelliyor” dedi.
GÜVENLİ BÖLGEDE EKSİK HALKALAR TAMAMLANACAK
Erdoğan konuşmasında terörle mücadeleye ilişkin şu mesajı verdi: “Ülkemizi güney sınırlarından kuşatma girişimini yaptığımız harekâtlarla ve oluşturduğumuz güvenli bölgelerle önemi ölçüde akamete uğrattık. Önümüzdeki dönemde sınırlarımız boyunca oluşturduğumuz güvenli bölgenin eksik kalan halkalarını da tamamlayacağız. Bir başka ifadeyle, terör örgütleriyle ülkemiz sınırları arasındaki irtibatı tamamen keseceğiz.
Böylece ülkemizin siyasi ve ekonomik yol haritasını terör örgütleri üzerinden istedikleri gibi yönlendiren emperyalistlerin ve bölgemizdeki kuklalarının 40 yıllık oyununu bozacağız. Aynı şekilde siyasi istikrarıyla, sosyal barışıyla, ekonomik refahıyla devletimiz ve milletimiz arasındaki bağı tahkim ederek 85 milyonun tek yürek olarak atmasını temin edeceğiz. Bölücü terör örgütünü ülkemiz için bir tehdit kaynağı olmaktan çıkarmaya yönelik operasyonlarımızı çok katmanlı bir şekilde sürdürürken, elimizin altındaki tüm fırsatları da sonuna kadar değerlendireceğiz.”
TERÖR DESTEKLİ SİYASETE YER YOK
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Terörsüz iklimi tesis edeceğiz. Terör örgütünün belediyeler aracılığıyla haraç sistemi kurmasına izin vermeyeceğiz. Esenyurt Belediye Başkanı’nın kağıt üzerinde başka bir partide gözükmesi gerçeği değiştirmiyor” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Çankaya Köşkü’nde düzenlenen Kabine toplantısının ardından açıklamalarda bulundu. Erdoğan, özetle şunları söyledi:
“Türkiye gelişen ekonomisi, artan itibarı, güçlenen askeri ve savunma yetenekleri, tarihinin ve kadim değerlerinin rehberliğinde takip ettiği ilkeli dış politikasıyla, bölgesinin güven kaynağı olarak bir yıldız gibi parlıyor.
Grup toplantımızda da belirttiğim üzere Türkiye’nin geleceğinde terörizme yer olmadığı gibi terör destekli siyasete de yer yok. Türkiye, Kandil’deki terör baronlarının körüklediği bu kanlı ve kalleş ölüm tezgâhını darmadağın etmekte kararlı. Bundan da geri adım atmayacak. Mücadelemiz sadece askerimize, polisimize, güvenlik korucularımıza ve sivil vatandaşlarımıza kurşun sıkanlarla sınırlı değil. Asıl mücadelemiz teröristler yanında bunları üzerimize salanlarla. Terör belasını kırk yıldır bu milletin başına musallat edenlerle.
TRİBÜNDEN SEYRETME LÜKSÜMÜZ YOK
Küresel sistem, soğuk savaştan beri en büyük değişimini yaşarken bizim gelişmeleri tribünden seyretme gibi bir lüksümüz bulunmuyor. Yargının ve idarenin bazı belediyelerle ilgili aldığı hukuki ve idari tedbirler konusunda 2 haftadır ortalığı ayağa kaldıranlar kandilden yerel yönetimlere uzanan kirli ve kanlı elleri ısrarla görmezden gelmektedir. Seçilmiş başkanlar değil örgütün atadığı ne idiği belirsiz tipler tarafından yönetilen belediyelerin şehirleri yerine terör örgütüne hizmet edeceği izahtan varestedir.
ANA MUHALEFET YOK
Milletin boğazından kısarak ödediği vergilerden belediyelere tahsis edilen helal kaynağın bölücü haramzadelere aktarılmasına asla izin veremez. Terör örgütünün belediye gücüyle haraç mekanizmaları kurmasına göz yumamayız. Bölücü örgüt komiserlerinin belediye binalarının mahzenlerinde başkan tokatladığı belediye araç gereçlerinin hizmet için değil çukur kazmak için kullanıldığı bir manzarayı bu ülkeye ve şehirlerimize kesinlikle yaşatmayacağız. Görevden alınan tüm belediyelerde olan işte budur.
Esenyurt Başkanı’nın kağıt üzerinde bir başka partinin mensubu gözükmesi, bu hakikati değiştirmiyor. Meselenin daha vahim tarafı ülkenin ikinci büyük partisinin dümeni kırılmış gemi misali sürekli sağa sola savrulması. Bakıyorsunuz bir gün bu partinin genel başkanı Ankara’da vatan millet, bayrak, cumhuriyet edebiyatı yapıyor aynı kişi ertesi gün bakıyorsunuz ülkenin bir başka köşesinde Türkiye’yi açıkça tehdit edenlerle, alçak terör eylemlerini övenlerle ve şehir eşkıyalarıyla aynı otobüsün üzerinde korsan miting düzenliyor.
Artık ana muhalefet yok, muhalefet var. Bu parti giderek ittifak ortaklarının rengini alıyor. Bu benzerlik siyaset diline ve üslubuna da yansıdı. Üzüm üzüme bakarak kararıyor.
YÜKSELİŞ SÜRÜYOR
Son toplantımızdan bu yana ekonomimizle ilgili sevindirici haberleri arka arkaya aldık. Kasım ayının ilk cumartesi günü ihracat rakamları açıklandı. Ekonomimizin lokomotifi olarak gördüğümüz ihracatımızdaki yükseliş kesintisiz sürüyor. Türkiye, gerek uyguladığı program, gerekse sahip olduğu potansiyelle gelişmekte olan ülkeler içinde pozitif yönde ayrışmaktadır. Üç büyük kredi derecelendirme kuruluşu tarafından notu 2’şer kademe artırılan tek ülke olmamız elbette tesadüf değildir. Ekonomi programımızı kararlı bir şekilde uyguladıkça daha pek çok alanda olumlu neticeler almaya devam edeceğiz.”
KABİNE 9 YIL SONRA ÇANKAYA’DA
Cumhurbaşkanlığı Kabinesi, 10 Kasım Atatürk’ü Anma Günü dolayısıyla, 9 yıl sonra Çankaya Köşkü’nde toplandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çankaya Köşkü’nü de milletin evi ve kıvanç kaynağı olan Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ni de en verimli şekilde kullanmaya devam edeceğiz” dedi.
GAZİ’NİN EMANETİ
Erdoğan, Mustafa Kemal Atatürk’ün 1921-1932 yılları arasında Ankara’da ikamet ettiği Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk resmi konutu olan Atatürk Müze Köşkü’nün restorasyon sonrası açılışını da gerçekleştirdiklerini belirterek şunları kaydettti: “Türkiye’nin sembolleri arasında zıtlık çıkarmaya, daha doğru bir ifadeyle fitne çıkarmaya gayret ediyorlar. Bunun en son örneği Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’yle Çankaya Köşkü’dür. 15 Temmuz gecesi FETÖ’cü alçaklar tarafından hedef alınan, etrafında 29 insanımızın şehit olduğu gazi bir mekanla Gazi’nin emaneti olan Çankaya Köşkü’nü karşı karşıya getirmek, nifak tüccarlığından başka bir şey değildir. Çankaya Köşkü’nü de, milletin evi ve kıvanç kaynağı olan Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ni de en verimli şekilde kullanmaya devam edeceğiz.”