Güncelleme Tarihi:
O bizim saf, deli dolu Zeyno'muz. Kimi zaman, sinemadaki, müzikaldeki yıldızımız. Yüz akımız. Aşkın, sevginin kadını olarak çıkıyor karşımıza bazen de. Üniversal Müzik’in Yönetim Kurulu Başkanı Şevket Gözalan'la ciddi bir beraberlik sürdüren Meltem Cumbul ile biraz da günümüzü, ekonomimizi, ülkemizi konuşalım dedik. İşte, sanatçının arkadaşımız Yüksel Şengül ile yaptığı sıcak sohbetten bölümler:
- Ne olacak bu memleketin hali!
'Valla Türkiye ekonomisinin durumunu hiç iyi görmüyorum. Devalüasyon olacak diye çok korktum.'
- IMF, 10 milyar dolar veriyor...
'Bu 10 milyar doların gelmesi iyi hoş da, bu para bağışlanmıyor. Bunun faturası bana, sana, vatandaşa çıkarılacak nasılsa. Durum hiç içaçıcı değil.'
- Durum iyi görünmese de, sinemaya yatırımlar yapılıyor ama. Mesela, Yılmaz Erdoğan 'Vizontele' filmine servetini yatırdı, keza Savaş Ay da 'Dansöz' filmi için kazandıklarını harcıyor. Meltem Cumbul da böyle bir yatırım düşünüyor mu?
'Hayır. Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yermiş. Ben sinemaya değil ama 6 yıl önce tiyatroya yatırım yapmıştım. 1994'te Beyaz Sahne Tiyatrosu'nu kurdum. Bir yıl sonra iflas ettim ve TV'den kazandığım tüm paralarım uçup gitti.
- Bir de İsa Mesih'imiz var... Hasan Mezarcı, Almanya'da elinde asası konuşuyor ha bire...
'Niye yadırgıyoruz ki. Hasan Mezarcı 'Ben İsa'yım' deyince hiç şaşırmadım. Bugüne kadar kimler ortaya çıkıp, neler olmadı ki!'
-Türkçe ibadet konusunda ne diyeceksiniz?
Annemin 40 mevlidini okuttum, Arapça okunduğu için duaları anlayamadım. Doğrusu ibadet Türkçe olursa hepimiz için iyi olacak.'
Kayahan ‘Af‘fa şarkısıyla katıldı
Ünlü sanatçı Kayahan'ın ‘‘Gönül Sayfam‘‘ adını verdiği yeni albümü önümüzdeki günlerde çıkıyor... Sağ olsun, piyasaya çıkmadan CD’sini göndermiş. Bir kaç kez dinledim. Hemen belirteyim, alıştığımız, sevdiğimiz, beklediğimiz Kayahan var yine karşımızda... Alabildiğine duygusal, yürekten seslenen bir Kayahan...
Gönül Sayfam parçasıyla Türk Müziği denemesi de yapan Kayahan'ın albümünde anlam ve mesaj bakımından dikkat çeken ilginç parçalar da yer alıyor.
Örneğin Ninni şarkısını belli ki, minik kızı Gönül için yapmış ve eşi İpek ile birlikte okumuş.... Bu şarkı bizi yıllar öncesine götürdü. Kayahan'ın şimdi anne olan kızı Beste için de, ‘‘E Bebeğime E’ şarkısını yapmıştı.
Kağıttan Kayıklar parçası ise tam günümüze göre. Af bekleyen binlerce insana ve ailelerinin duygularına tercüman oluyor...
‘‘Gözleri tavanda/ Cezası nedir bilmiyor/ Sigarası sönmüyor/ Kağıttan kayıklarla/ Denizler geçilmiyor/ Demirler bükülmüyor/Bu can seni çok özlüyor’ sözleri kader mahkumlarının özlemlerini yansıtıyor.
Hükümet sonunda anlaştı, demirler Kayahan'ın şarkısındaki gibi yavaş yavaş bükülüyor, bayramda da kırılmış olacak büyük ölçüde. Sanırız bu şarkı da mahkumların sloganı olacak. Bir zamanlar sözlerini Sabahattin Ali'nin yazdığı, Edip Akbayram'ın dillere düşürdüğü ‘Dışarda deli dalgalar/Gelir duvarları yalar/ Seni bu sesler oyalar/ Aldırma gönül aldırma’ şarkısı gibi.
17 Ağustos depremini de unutmamış ünlü şarkıcı...‘‘ Bir felaket geldi başa / Yaşayabilirsen yaşa/ Boğulduk göz yaşlarına’ sözleriyle başlayan ağıtını dinlerken, göz pınarlarımızın sulanmaması imkansız...
Beyaz’ın yeni hedefi Ajda
Bir ara Hande Ataizi'ni diline dolamıştı Beyaz. Onunla yaşadığı ilişkisi için,‘‘Bir gecelik birşey‘‘ diyordu. Sonra Banu Alkan'a geldi sıra. ‘‘Ablam olur. Beni öpmesinden kendimi zor kurtardım‘‘ dedi. Şimdi de Ajda'ya ve sayısız estetiklerine taktı. Geçen akşam yaptığı gösteride sözü Ajda'ya getirip, ‘Gerdire gerdire süper starımızın alnı boynuna gelmiş’ diye iğneledi. Madem Ajda'nın estetiklerini diline doladı, bir fıkra gönderelim Beyaz'a, alıp kullansın:
‘‘Kadın o kadar çok estetik olmuş ki, sonunda çenesinde koyu bir çukurluk meydana gelmiş. Hemen doktoruna koşup, ‘Bu ne doktor bey?‘ demiş. Pişkin bir şekilde yanıtlamış doktor:
‘‘Yüzünüzü o kadar gerdik ki, sonunda göbek çukurunuz çenenize çıktı.’
KISA... KISA... KISA... KISA..
İbrahim Tatlıses, kardeşi Hüseyin ile aşk yaşayan Derya Tuna'nın yeğeni Ferya Özdöl'ün şirketiyle olan ilişkisini tamamen kesmiş... Sevgi adamı Tatlıses, bir aşka neden bu kadar karşı anlayamadım gitti.
Şu sıralarda nerede bir aktivite varsa hemen bültenin sonuna ekliyorlar: ‘‘Banu Alkan da katılacak‘‘. Geçen gün de iftar vereceğini bildirdi bir otelimiz. Tabii, basın koştu, ama ne Banu vardı ortada, ne de benzeri.
Arkadaşlarımız Murat Göğebakan'ı ne zaman bir kaçamakta yakalasalar ya bağırır çağırır, ya da arabayı onların üstüne sürerdi. Geçen akşam, sarışın bir bayanla Ortaköy'de yakalanınca hiç tepki vermemiş. İşte böyle, efendilik her zaman insana puan kazandırır.
Geçen yılbaşında Antalya Miraga otelde sahneye çıkacaktı Ebru Gündeş. Avansını da almıştı. Ama beyin ameliyatı olunca gidemedi. Şimdi borcunu ödemek için aynı otelde sahneye çıkacak yılbaşında. Aferin ona, sözünde duruyor. Birilerine ders olsun!
Sosyetik güzel Allegra Levi'nin Laila'da kutladığı doğum gününde sadece manken kız arkadaşları ve Eda Modoğlu vardı. Meğer, hiç erkek konuk çağırmamışlar. Acaba neden?
Haftanın bombası
Çapkınlığı ile ünlü işadamımız, çok beğendiği güzel şarkıcımıza 20 bin dolarlık bir yüzük göndermiş. Şarkıcımız da bu pahalı hediyeyi, bir hanım besteciden aldığı şarkının bedeli olarak ödemiş... İyi tamam da, işadamı hediyesinin karşılığını isterse, şarkıcımız nasıl bir ödeme yapacak?