Güncelleme Tarihi:
ANKARA’da tüm bu temasların içinde yer alan kaynağım, gelinen noktayı şu sözlerle özetledi: “Kudüs’ün durumu artık kritik. ‘Kanlı Pazartesi’, Kudüs’ü kaybettiğimiz gün olmamalı. Çünkü İsrail sürekli fiili durum yaratıyor. Buna ilişkin tedbir alınması lazım. Kudüs’ün durumu korunmalı.”
Tespit çok önemli ama bunun için atılması gereken adımlar var. Üstelik Ankara, bu adımların uluslararası camia olarak atılması gerektiğinin altını çiziyor. Bu nedenle önce her zeminde büyük katliamın kınanmasına öncelik verilecek. Üstelik bunun sadece İslam dünyası tarafından değil, küresel anlamda yapılması hedeflenecek.
İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜM İÇİN TAM SAHA PRES
Ankara’nın hedefi kısa, orta ve uzun vadede adımları bir yol haritası ile belirleyip hayata geçirmek. En önemli amaç iki devletli çözüm için harekete geçilmesi. Bunun için de İsrail ve ABD’ye baskı yapılması. Üst düzey kaynak, “Netanyahu iki devletli çözüm istemiyor, buna da inanmıyor. Bu yüzden yapılması gereken başta Avrupa olmak üzere iki devletli çözüm için tam saha pres uygulamak. Aksi takdirde İsrail’in işgali de katliamı da artacak” uyarısını yaptı.
FİLİSTİN GÜÇLENMELİ
Süreçte Filistinlilerin güçlenmesi gerektiğine de dikkat çekiliyor. Bu nedenle okul, hastane, altyapı başta olmak üzere maddi açıdan yardım edilmesi gerektiği üzerinde duruluyor. Ancak burada özellikle İslam dünyasından bu kez adım atması bekleniyor. Çünkü çok değil altı ay önce ABD Kudüs’te büyükelçilik açma kararını ilan ettiğinde İslam İşbirliği Teşkilatı Zirvesi yine Türkiye’nin girişimiyle toplanmış ve yine Türkiye’nin inisiyatifi ile Filistin’in güçlenmesi için bir dizi karar alınmıştı. Ancak geçen altı ayda bu yönde önemli adımlar atılmamıştı. Bu kez Türkiye Filistin’in güçlenmesi için ülkelerin gerçekten elini taşın altına sokmasını istiyor. Ankara, tüm İslam ülkelerinin birlikte hareket etmesinden yana ama Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkelerin zirvede temsil edilmelerine rağmen gerçekte başka hesaplar içinde olduğunu biliyor. Bu sebeple de “Onlar bizimle olmasa da biz kararlıyız” yorumu yapılıyor.
ABD YÖNETİMİ EVANJELİK ZİHNİYETE TESLİM
İki devletli çözüm konusunda ABD’ye baskı yapılması konusunda en kritik görüşmelerden biri 4 Haziran günü Washington’da ABD Dışişleri Bakanı Pompeo ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu arasında yapılacak. Görüşmenin ana gündemi, Suriye ve Menbiç. Elbette İsrail konusu da masada olacak. Ancak Ankara’da, ABD yönetiminin konuya bakışına ilişkin dikkat çekici değerlendirmeler var. Üst düzey kaynak, “ABD yönetimi Bush döneminden daha yoğun bir biçimde evanjelik zihniyetinin baskısında. Aslında o zihniyet yönetimde. Trump bunu sorun etmiyor, çünkü iç kamuoyuna ve bu nedenle gelen oylara bakıyor” yorumunu yaptı. Söz konusu zihniyetin, Ortadoğu sorununa siyasal değil teolojik baktığını belirten üst düzey yetkili, “İsrail hurafeye dayalı bir devlet kurdu. Şimdi bir başka devleti yani ABD’yi o hurafe ile yönetiyor. DEAŞ, Vahabi gibi ideolojilere yöneltilen eleştirilerin onda biri neden bu zihniyete yöneltilmiyor?” diye soruyor.