Ezgi BAŞARAN Fotoğraf: Fahir ARIKAN
Oluşturulma Tarihi: Ocak 14, 2007 00:00
13 yıl önce, Sivas’ın Halimhanı ve Hayranlı köylerinin yakınlarında 50 kilometrekarelik bir alan Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi Antropoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Erksin Güleç’in çok ilgisini çekti.
Çünkü elindeki haritalar ve uydu fotoğrafları burada fosillerin bulunduğunu gösteriyordu. 8-9 milyon yıl öncesine ait insan atalarının fosillerini bulmak için, 15 kişilik bir ekiple kazmaya başladı. Tespit ettiği 70 noktanın ikisini kazmayı yeni bitirdi. Birçok hayvan fosili buldu: Zürafa, hipparion adı verilen üç toynaklı at, antilop, keçi, sincap ve fare. Bu fosiller Anadolu’da milyonlarca yıl öncesinde nasıl bir yaşam alanı olduğunu ve hayvanların nasıl bir evrim geçirdiğini gösteriyor. Devlet Bakanı ve Sivas milletvekili Abdüllatif Şener’in de desteklediği ve merakla izlediği bu kazıda, Time Dergisi’nin 2001’de dünyanın en iyileri arasında saydığı antropolog Tim White’ın rolü neydi? Sivas’tan çıkarılan fosiller Yaradılış’a inananları kızdıracak mı? Evrim teorisinde eksik halka kaldı mı? Prof. Dr. Erksin Güleç’i Ankara’daki laboratuvarında ziyaret edip sorduk.
Sivas’taki alanları kazmaya başladığınızda beklentiniz neydi?
- Uzmanlık alanım primatoloji (maymunları, kuyruksuz büyük maymun ve insanları içeren takımı inceler) ve insanın evrimi. O yüzden bu kazıya insanın atasının atasını bulma umuduyla başladım. İlk hayvan fosillerini bulduktan sonra MTA’yla Türkiye’deki omurgalı fosil yataklarının araştırılması projesini başlattık. Sivas kazısı, 13 yıl bu proje kapsamında yürütüldü.
Ne fosili buldunuz kazıda?
- Gergedan, at, öküzgiller grubuna giren antilop, keçi ve koyun, zürafa, sırtlan, fare, sincap...
Primat ararken gergedan ve at bulmak sizde hüsran yarattı mı?
- 70 kazı alanı tespit ettik ama sadece ikisini kazabildik. Yani potansiyel olarak hálá oralarda primat bulmayı umuyorum. Çünkü o dönemde kuzey yarımkürede bol miktarda primat var. Zaten 1970’lerde hocam Fikret Ozansoy bizim hayvan fosilleriyle yaşıt bir primat bulmuştu Ankara yakınlarında. İsmini de Ankara Maymunu koymuştu.
ÜÇ TOYNAKLI AT MİDİLLİDEN NARİN
Bu fosillere baktığımızda hayvan evrimiyle ilgili ne söyleyebiliyoruz?
- Büyük değişiklikler var. Atın evrimi net şekilde görülüyor. Beş toynaktan tek toynaklı hale geldiklerini biliyorduk. Üç toynaklı hipparion denilen atı bulduk. Çenesi bugünkü attan daha küçük, ebatları da bir Pony (Midilli atı) kadar. Ama ondan daha zayıf, narin. Ağaç filizleri yiyor. Gergedanda çok değişim yok. Zürafanın boynu bugünküne göre çok daha kısa.
Buna nasıl bir açıklama getiriyorsunuz? O zamanlar ağaçlar mı kısaydı?
- O dönemde bitki örtüsü zengin olduğu için beslenmesi daha kolaydı muhtemelen, boynunun uzun olması gerekmiyordu.
9 milyon yıl önce Anadolu’nun iklimi bitki örtüsü nasıldı?
- Bütün faunaya baktığımızda atların hakim olduğunu gösteriyor. Bu da çok fazla ağacın bulunmadığı geniş bir alanın işareti. Çok yağış varmış Anadolu’da. Neredeyse tropikal iklime yakın. Fosillere bakarak Sivas’ın çok yeşil bir yer olduğu sonucu çıkıyor. Bu iklim tipi 5 milyon yıl önceye kadar devam ediyor, sonra kuraklık başlıyor.
BU KAZI ALANINI TIM WHITE BULDU
Bu hayvanların Anadolu’da yaşadığını biliyor muyduk yoksa bu kazı sayesinde mi öğrenmiş olduk?
- Bu kadar çeşitli atların varlığını, üç toynaklı atın Anadolu’da yaşadığını bilmiyorduk, bu kazıyla öğrendik. Bir de daha önce bu kadar eksiksiz bir at fosili bulunmamıştı. Bu çok şoke edici.
Nasıl bütün halinde kalmış?
- Yağışın çok etkisi var. Bir organizma öldüğünde kısa zamanda havayla teması kesilip toprak altına girerse korunur. Bir de bünyesine mineral alması lazım ki sertleşsin. Bu da yağmur suları sayesinde olmuş. Ama sel olduğunu düşünmüyorum çünkü fosillerin hepsi bir yerdeydi yani savrulmamış ve parçalanmamışlardı.
Bu kazı sonuçları evrim teorisinde nereye oturuyor?
- Hominoid’lerden (kuyruksuz maymunlar) hominid’lere (insansılar ve insanı içeren aile) uzanan evrim sürecinde dünyanın iklimi, bitki örtüsü, hayvan örtüsünün nasıl olduğunu öğreniyoruz. Daha önce Ankara’nın doğusunda çalışma yapılmamıştı, bu bölgeyi öğrendik.
Bu kazıya yabancı paleontologların tepkisi ne oldu?
- Kazının sonuçları yabancıların çok ilgisini çekiyor çünkü fosiller çok iyi halde, bir bütün olarak çıkarıldı. Hayvanların boyunu ölçmek çok kolay.
Mesela Etiyopya’daki büyük kazıları yapan antropolog Tim White’a bulduklarınızı gösterdiniz mi?
- Elbette haberi var, çünkü bu alanı bulan da o. Tim yakın dostum. Berkeley Üniversitesi’ndeki ekibiyle Revealing Hominid Origins Initiation (RHOI) projesini yürütüyoruz. Yani insanın ilk atasının (hominid) kökenlerini araştırıyoruz. Sivas’taki kazı o projenin de bir parçası.
ŞENER, FARKLI ANTROPOLOJİ OKUYOR
Abdüllatif Şener’in bu kazıya ilgisi nereden geliyor? Sivas milletvekili olduğu için mi?
- Evet, Sivas’taki her şeyle ilgileniyor, destek oluyor. Ama bu konuyu çok merak ediyor. Antropoloji kitapları okuyor. Sivas’a bir müze yaptırılıyor. Bu fosiller için orada büyük bölüm ayrılacak. Yani Abdüllatif Bey diğerlerinden çok farklı. Çok takdir ediyorum.
Evrim teorisine karşı cansiperane savaş veren Adnan Hoca ekibi ve yaradılışçılar bu kazının sonuçlarından rahatsız olabilir mi?
- Vallahi, birçok kez tezlerime atıfta bulundu Adnan Hoca. Ama ben onu nasıl ciddiye alıp cevap vereyim. Benim için kör dövüşü olurdu. İşte şimdi üç toynaklı atı gösteriyoruz onlara! Rahatsız olacaklar tabii ki. Eğer yaradılış teorisi doğruysa üç toynaklı at nereden çıkıyor? Şimdi neden tek toynağı var atların? Bence yaradılışçılar kuduracak! Buluntularımız olağanüstü, çünkü en sıradan kişinin anlaması ve evrimi görebilmesi mümkün.
MÜTHİŞ BİR GERİLEME İÇİNDEYİZ
Bir ankete göre Türkiye’deki biyoloji ve fen öğretmenlerinin yarısından fazlası evrim kuramını ya tam olarak ya da hiç benimsemiyor. Bu sizce tedirgin edici mi?
- Sinir bozucu! Eski eşim Cengiz Güleç, DSP milletvekiliydi. Zamanın milli eğitim bakanına evrim teorisinin ders kitaplarına kapsamlı şekilde girmesi gerektiğini anlatmaya çalışmış, başaramamıştım. Şimdiki Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’e anlatmak iyice zor olur herhalde. Öğrencilerime bir araştırma yaptırttım, ders kitaplarında evrimin nasıl üstünkörü, bir cümleyle anlatıldığını gördük. Lise yıllarımda evrimle ilgili pek çok şey bilirdik, çünkü anlatılırdı. Müthiş bir gerileme ve cehalet içindeyiz. Dolayısıyla, herkes Adnan Hoca’nın dağıttığı saçma sapan metinlere inanıyor. Hocam Fikret Ozansoy vefatından önce vasiyet gibi bir mektup yazmıştı: "Evrimsel jeoloji ve pozitif bilimler öğretilmeden bu memleket adam olmaz. Bunun için çabalamalısın."
Evrim teorisinde eksik halka kalmadı
Şu anda insanın kökeni Afrika’dır diyebiliyor muyuz?
- Kesinlikle. Etiyopya’daki kazılarda ilk insanın fosilleri bulundu. Etiyopya’nın özelliği 6.5 milyon yıldan günümüze kadar insanın evrimini aynı çökellerde takip edebilmeniz. Zaten oradaki kazıları yürüten Tim White, 3-4 yıl sonra bulduklarıyla ilgili bir harita yayınlayacak. O zaman kimsenin evrim teorisine karşı söyleyecek sözü kalmayacak.
İnsan türü neden dünyaya Afrika’dan yayılmış?
- Evrimi kavramak için insanın göç yolunu bilmek lazım. Afrika’nın ekolojik yapısı uygundu. Kıta hareketleriyle Arabistan ve Avrasya ile birleşti. İlk göç kuzeye doğruydu. 9 ila 16 milyon öncesine ait hominoid fosillerine kuzeyde çok rastlandı. Kuzeydeki iklim koşulları değişip, zekasıyla doğaya adapte olamayınca Afrika’ya geri dönmüşler.
İnsan evriminde Anadolu önemli bir durak mı?
- Evet, çünkü Afrika’dan kuzeye giderken Anadolu’ya uğruyor. Kanıtı, Gürcistan’da bulunan 1.8 milyon yıl öncesinin ilk insan fosilleri. Güneyden gelip, Anadolu’yu geçip, Gürcistan’a ulaşmışlar. Anadolu’nun birçok yerinde bulduğumuz taş aletler de bunu gösteriyor. Kuzeydekilerle Afrika arasındaki bağlantıyı kurmak için Anadolu’yu çözmemiz gerekiyor. Bu yüzden birçok önemli bilim adamı Anadolu’yla ilgileniyor.
21. yüzyılın insan evrimiyle ilgili en büyük buluntusu nedir, Lucy mi?
- Hayır. Yanlış izlenimin nedeni Lucy’yi bulan bilim adamı Don Johanson’ın çok medyatik olması. Dünyayı dolaşıp seminer verir, boş zamanlarında opera şarkıları söyler. İlginç bir karakterdir. 1994’te yine Afrika’da, Lucy’den daha eksiksiz, daha eski (4.2 milyon yıllık) bir iskelet bulundu.
Evrim teorisiyle ilgili eksik halka kaldı mı?
- Hemen hemen kalmadı. 1990’lardan itibaren o kadar çok parça bulundu ki, her biri bir eksiği tamamladı. Tim White evrimi çözdüğünü söylüyor. Bence haklı. Bulgulardan evrimi takip edebiliyoruz: Dik yürümeye uyum, beynin gelişmesi, aletlerin yapımı... Hepsini biliyoruz. Ancak süreç tek çizgiden oluşan kronolojik harita değil, dallı budaklı bir harita.
Peki yaradılışçıların tutunacağı ne kaldı?
- Cehalet tabii ki. Yaradılışın teorisi mi olur? Bu bir inanç meselesi. İnanırsın ya da inanmazsın. Bush’un desteklediği Akıllı Tasarım da çok saçma. Bütün bunlar Tanrı’yı küçümsemek. İnsanda bulduğunuz proteini çok ilkel canlıda da bulabiliyorsunuz. Tanrı bu kadar altyapısız mı? Akıllı Tasarım gerçek olsa insanın çok farklı, üstün yapısı olması gerekmez miydi?
UYDU FOTOĞRAFLARINA BAKARAK AŞINMALARI GÖRÜR KAZI ALANINI BELİRLERİZ
Kazı alanını nasıl seçiyorsunuz?
- Önce dönem seçmelisiniz. Ben orta ve geç miyosen dönemlerine, yani 14 milyon yıl öncesinden günümüze uzanan süreci araştırıyorum. MTA, 1935’ten bu yana Türkiye’nin jeolojik yapısını araştırıp, çökellerin haritasını çıkarıyor. Bu haritaya bakar, sonra uydu ve hava fotoğraflarını inceleriz. Fotoğraf analizini Fulbright bursuyla gittiğim Berkeley Üniversitesi’nde öğrenmiştim. Sivas Halimhanı ve Hayranlı’daki çökelleri bu sayede bulduk.
Uydu fotoğrafı yeraltındaki fosille ilgili nasıl ipucu veriyor?
- Yüzey ve eğimle ilgili bilgi veriyor. Bizim için önemli olan bu. Yüzeyde aşınma olacak ki fosiller ortaya çıksın. Üstünde bitki örtüsü bulunan ya da dağın tepesindeki alanı kazmak imkansıza yakındır. Uydu fotoğrafındaki bilgiyi karayolu haritasıyla birleştirip kazı alanını belirleriz. Yeri seçtikten sonra kilometrekare başı kazmaya başlarız.