OluÅŸturulma Tarihi: Ekim 05, 2002 00:00
Bir misyoner örgütlenmesi olarak 1810'da kurulan American Board, 150 yıl önce Türkiye'ye eğitim amaçlı geldi ve 233 tane okul kurdu. Ama bugün bu okullardan sadece üçü ayakta: İzmir, Üsküdar ve Tarsus Amerikan Kolejleri.Alan Ritchie McCain (63) Amerikan Bord'un Türkiye Genel sekreteri. Tam 40 yıldır Türkiye'de, 23 yaşındayken geldiği Türkiye'den Kasım ayında ayrılıyor. Türkiye'ye geldiğinde ilk Kayseri'de görev yaptığı için ‘‘Kayseriliyim’’ diyor. ‘‘Ama beceriksiz bir Kayseriliyim, mantı yapmayı bir türlü beceremiyorum’’ diye ekliyor. Ona, misyonerler kimdir, nedir, ne yaparlar, inançlarını masumca yaymaya mı çalışırlar, yoksa devletin altını mı oymak isterler, diye sordum. McCain ile Kayseri mantısı,
Fenerbahçe ve türkülerden bahsetmek keyifliydi ama bazı 'cısss' sorulara cevap verirken o beyaz saçlı ve beyaz sakallı lokum adam gitti, yerine kızgın biri geldi.Siz 40 yıldır Türkiye'desiniz. Niye gelmiştiniz?- Türkiye, Hıristiyanlık dini açısından önemli bir yer, ben de o yüzden burayı seçtim. Japonya, Zimbabve veya Türkiye'yi seçme hakkım vardı. Benimle beraber buraya otuz kişi daha geldi. 15-20 kişi İzmir'e, geri kalanlar da Talas Kayseri'ye gitmişti. O zamanlar yalnız ortaokullar vardı ve hepsi yatılıydı. Ben de Talas'taki okulda İngilizce dersi verdim. Aynı zamanda yatakhane denetmenliği yapıyordum. Sonra Amerika'ya gidip İlahiyat Fakültesi'ni bitirdim ve evlendim. Eşimle birlikte Türkiye'ye geldik. Kızım İstanbul'da doğdu ama Tarsus'ta büyüdü. Oğlumuz Amerika'da doğdu ama şu an burada yaşıyor ve yakında bir Türk ile evlenecek. 40 yıl önceki Talas’tan ne hatırlıyorsunuz?- O yılları düşününce birkaç koku aklıma geliyor. Pastırma sucuk ve ayak kokusu. O zamanların ayakkabıları pek kaliteli değildi, çocuklarda naylon çorap giyiyorlardı. Hoş bir ikili olmuyordu tabii. Her çocuğun bütün yıl kullandığı sadece iki çift çorabı vardı.İzmir, Üsküdar ve Tarsus Amerikan kolejleri Türkiye'de misyonerler tarafından kurulan okullar. Cumhuriyet döneminden sonra misyonerlik faaliyetinde bulundunuz mu?- Şu anda burada misyoner okullar yok. Neden böyle söylüyorsunuz? Biz cumhuriyetten sonra misyonerlik faaliyetinde bulunmadık. Biz buraya Müslümanları Hıristiyan yapalım diye gelmedik. Bizim işimizin çoğu Ermeni, Rum ve Süryanilerdi. Biz dinler arasında diyalog istiyoruz. 40 yıldan fazladır buradayım, herhangi bir Müslümanın Hıristiyan olduğunu bilmiyorum.Tevfik Fikret'in oğlu Haluk, Hıristiyan olmuştu ama...- Binlerce kişiden bir kişi Müslüman olmuşsa nasıl bir başarı bu! Ayrıca o katolikti, protestan değil.Şu an bu okullarda papazlar tarafından dersler veriliyor mu? Mesela bir papaz evrim teorisini nasıl anlatır derste?- Ben İngilizce dersi veriyorum mesela. Milli Eğitim Bakanlığı'ndaki şartlar çok açık. Herhangi bir derse girmek için o dersten diplomanız olması gerekiyor. Benim birinci diplomam İngilizce. Herhangi bir yabancının burada din dersi vermesi, yasak. Para karşılığı Hıristiyan yapan misyonerler olduğu biliniyor. Siz buna nasıl bakıyorsunuz? - Söyledim size biz cumhuriyet döneminde hiç misyonerlik yapmadık. Yapanlar olmuştur belki ama onların bizimle alakası yok. Hiç polisle başınız derde girdi mi? Takibata uğradınız mı?- Biz dini bir kuruluşuz ve arada sırada bu Amerikan Bord Heyeti nedir, resmiyetinizi gösterin, gibi şeylerle karşılaştık. Sürekli müfettişler gelip giderdi. 1991'de bu ofiste bir bomba patladı, ama onu o zamanın bir sol örgütü yapmıştı. Bunun dışında bir Amerikalı olarak İstanbul'da yaşamak New York'da yaşamaktan çok daha güvenli benim için. Anadolu'da Amerikalı misyonerler tarafından kurulan 233 okul vardı. Sonra ne oldu da bunların sayısı üçe indi? - Yüzde yüz parasal problemler yüzünden. Bir de, Birinci Dünya Savaşı sırasında ve sonrasında Hıristiyan cemaatin çoğu Anadolu topraklarını terk etmişlerdi. Bord okulları da onlara hizmet götürebilmek için Beyrut, Suriye ve Yunanistan'a taşındı. Talas okulu 1967'de kapandı ve programını Tarsus Amerikan Lisesi'ne taşıdı.Sizden sonra başka misyonerler gelecek mi?- Gelirler ama üç hafta, altı ay gelip giderler. Benim yerime şu anda İzmir Amerikan Lisesi'nin müdürü olan Kenneth Frank gelecek. Kasım ayında Türkiye'den ayrılacaksınız. Yeter artık mı diyorsunuz?- Ben değil annem diyor. 90 yaşında bir annem var. Kızım ve torunlarım Amerika'da. Onlar yeter artık, dön diyor. Eşim Sally geçen yıl öldü. Ama buradaki Müslüman arkadaşları kırkında ilahiler okudu. Sally ile beraber ben de burayla vedalaşıyorum artık. Üsküdar Amerikan Lisesi'nde okuyan ve geçen yıl satanizmden etkilendiği için intihar eden Lara Falay'ın olayından siz bir din adamı ve eğitimci olarak nasıl etkilendiniz? Neler yaptınız?- Bu olayda bütün okul tıkandı. Bakıyoruz verebileceğimiz en iyi eğitimi vermeye çalışıyoruz. Gerçekten tıkandık, bunun üstünde ne yapabiliriz diye. Okula her türlü desteği de verdik.AMERİKALI’NIN HAK GÖRDÜĞÜ ŞEYE SİZ TÜRKLER TEŞEKKÜR EDİYORSUNUZDepremden bir hafta sonra Amerikan Bord olarak bölgeye gittik ve 2000 kişilik geçici konaklama imkanı sağladık. 2000 kişinin neredeyse hepsi tek tek gelip teşekkür etti. Bu belki sizin için çok normal bir şey. Ama Amerikalılar için hiç değil. Öyle bir deprem Amerika'da olsaydı, onlar bunu hak olarak görür ve teşekkür etmezlerdi. Sizin değer yargılarınız çok isabetli ve bu yüzden Türk milletini çok seviyorum.YABANCILARA KARŞI ÇOK AÇIKSINIZ BİRBİRİNİZE AYNI HOŞGÖRÜNÜZ YOKTalas'tayken köyün ağasının kızının doğum yapacağını
haber veren bir adam geldi. Kar belimize kadar geliyordu. Doktorla beraber yola çıktık. Ciple köy yoluna kadar gittik ama daha ileri gidemiyorduk ve bizi orada iki at bekliyordu. Biri köyden gelen adam için, biri de doktor içindi. Bana yer yoktu. BulunduÄŸumuz yerde küçük bir kulübede yaÅŸayan yalnız bir kadın vardı. Beni bırakıp gittiler. Kadın bana çay ikram etti ama çok rahatsız duruyordu. Sonra yatağın altından bir sandık çekti. İçinde bir küçük sandık daha vardı. İçinde küçük bir beze sarılmış üç tane misafir ÅŸekeri vardı. Bana ikram etti. Ondan sonra da rahatladı zaten. MeÄŸer rahatsızlığı benle yalnız kalmaktan deÄŸil, bana birÅŸey ikram edememesi yüzündenmiÅŸ. Siz yabancılara karşı çok açık ve yardımseversiniz ama maalesef birbirinize karşı aynı hoÅŸgörüyü göstermiyorsunuz.AMERÄ°KAN BORD NEDÄ°R?1810'lu yıllar Amerika'da dinin yeniden ön plana çıktığı ve Hıristiyanlık için Ä°kinci Büyük Uyanış olarak adlandırılan bir dönemdi ve dünyaya açılma baÅŸlamıştı. American Board of Commissioners for Foreign Missions bu sıralarda kuruldu. Ä°lk misyonerler Hindistan'a sonra da Havai'ye gittiler. Daha sonra da Ä°ncil'deki kutsal yerlere. Kutsal topraklar o zamanlar Osmanlı Ä°mparatorluÄŸu sınırları içindeydi. Önce Malta'ya, oradan Ä°zmir'e ve daha sonra da Ä°stanbul'a geldiler. Özellikle Ermeni ve Rum vatandaÅŸlar üzerinde çalışıyorduk. Bizim misyonerler hem öğretmen, hem doktor hem de papazdılar. Amerikan Bord'un en yaygın faaliyet gösterdiÄŸi ülke, Türkiye'ydi. Â
button