Güncelleme Tarihi:
Zilan Akay 22, Gülsüm Kav 50, Canan Arın ise 79 yaşında. Üç kadının ortak özelliği hayatlarını kadın hakları ve kadına yönelik şiddeti bitirmeye adamaları. Mor Çatı Kadın Sığınağı kurucularından avukat Canan Arın 54 yıllık, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Başkanı Gülsüm Kav 30, Kadın Meclisleri’nde çalışan üniversite öğrencisi Zilan Akay ise 5 yıldır kadın hakları için mücadele ediyor. Bu üç jenerasyonun gözünden kadına şiddetin dününü ve bugününü konuştuk.
BURAM BURAM HİSSEDİYORDUM
Toplumda kadın erkek eşitsizliğinin varlığını ilk ne zaman fark ettiniz?
* Canan Arın: İlk cinsiyet eşitsizliğini 25 yaşımda fark ettim. Ben kadın erkek eşittir illüzyonuyla büyüdüm. Ama hukuki anlamda medeni kanuna baktığımda kanunların kadın erkek eşitliğini muazzam biçimde ihlal ettiğini fark ettim. O zaman uyandım. Ailedeki ataerkili fark ettim. Kadının asla birey olarak kabul edilmediği bir dönemdi. Bizim kuşak medeni kanunu değiştirip eşitlik üzerine kurulu bir aile hukuku gelmesini sağladı. Bir kişi tecavüz ettiği kişiyle evlenirse dava düşüyordu. Uzaklaştırma kararı yoktu. Tüm bu kanunlar değiştirmek için mücadele ederek işe başladık.
* Gülsüm Kav: Eşitsizlik çocuk yaşta fark ediliyor. Benim dönemimde etrafımda kuvvetli bir kadın mücadelesi yoktu. Okulda, izlediklerim, okuduklarım benim kadın erkek arasındaki eşitsizliği fark etmeme sebep oldu. Babam kız çocuklarına kuvvet veren biriydi ama abim ve ablalarım arasındaki farkı fark ederdim.
* Zilan Akay: Kadın erkek eşitsizliğini çocukluk yıllarımda fark ettim. Diyarbakır’da büyüdüm. Anne babamdan ayrımcılık görmesem de etrafımda eşitsizliği buram buram hissediyordum. Lisede İstanbul’a geldim. Burada hissetmem zannetmiştim ancak fark ettim ki kadın erkek eşitsizliği bölgeyle ilgili bir şey değil bu tüm Türkiye’de var.
‘ÇİRKİN KADINLAR BİLE’ DEDİLER...
Kadın hakları için harekete geçtiğinizde etrafınızda aykırı olarak tanımlandınız mı?
* Canan Arın: Tabii tanımlandık. Dünden bugüne her zaman güçlü bir kadın muhalefeti vardı. Toplanmaya başladıkça duran bir suya taş attığınızda dalga dalga olur ya aynen öyle yayıldı. Teorik açıdan çok fazla ayrım vardı o dönem. Ama kadına yönelik şiddet çatısında tüm kadınlar toplandık. Biz toplandıkça etrafımızda bizi marjinalize etmeye çalışan erkekler oluştu. Örneğin bir gazeteci “Feministler Amerika’dan ithal koca bulamamış çirkin kadınlardır” diye bir yazı yazmıştı. Ama biz insan hakları için çalışmaya devam ettik.
* Gülsüm Kav: Feminizm erkek düşmanlığıymış gibi, evlenemeyen çirkin kadınlar feminist olmuş gibi bir bakış açısı vardı. Bu damgalama bu bir insan hakları ihlali. Ben tüm toplumun kurtulacağı bir feminizmi savunuyorum. Haklı bir mücadele yürüttüğümüz için bir fikri analiz yaparak somut bir durumu ortaya koyduğumuz için bugün artık kimse bizleri aykırı olarak tanımlayamıyor. Kadın cinayetlerini protesto için İstanbul Valiliği’nde çok az sayıda kadındık. Bizi büyüten Türkiye’de hiç tanımadığımız kadınların kendi haklarına kendileri karar verme mücadelesi oldu.
* Zilan Akay: İlk etrafımla konuşmaya başladığımda marjinal diyenler, anarşist diyenler oluyordu. Ama şu anda kendimi hiç yalnız hissetmiyorum.
BİZ CİNAYETLERİ AYIRMIYORUZ
Dünden bugüne Türkiye’de kadın haklarındaki ilerlemeyi nasıl nitelendiriyorsunuz?
* Canan Arın: Hukuki açıdan geldiğimiz durumdan memnun değilim. Kadınlara yönelik baskılar artıyor. Sebebi de kadınların direnişi. Ama şu açıdan çok memnunum genç kuşakların heyecanı çok büyük. Kadın hakları mücadelesi tabana yayıldı, artık onlar yürütüyor. Tüm partilere mensup, her yaştan kadınlar, haklarının genişletilmesini istiyorlar.
* Gülsüm Kav: Türkiye’de sosyolojik bir değişim var. İlk dönemlerde kamu kurumlarına kadın cinayetleriyle ilgili sorular sorduğumuz zaman kadın erkek ayırmıyoruz biz cinayetleri derlerdi. Şimdi kurumlar kendileri istatistik tutuyor. Kadınların mücadelesi sonrasında 6284 kanununun uygulanmasındaki ihmallerle ilgili genelgeler yayınlandı. Kaybettiğimiz kadın kardeşlerimizin hikayeleri ana akım dizilerde anlatılır oldu. Bu gelişmeler olumlu ama kadın cinayetlerinin tamamen bittiği, eşitlik ve özgürlüğün geldiği güne kadar mücadele etmeye devam edeceğiz.
* Zilan Akay: Anketler toplumun artık kadın cinayetlerinin farkına vardığını ve bunun durmasını istediğini ortaya koyuyor. İstanbul Sözleşmesi’ni korumaya, kadına yönelik şiddeti bitirmeye kısacası asla yalnız yürümeyeceksin demeye devam.