Güncelleme Tarihi:
''Osman Ertuğrul oğlusun
Oğuz Karahan neslisin
Hakkın bir kemter kulusun
İstambol'u aç gülzar yap''...
Osman Gazi'nin Oğuz Karahan nesline ''gül bahçesi'' gibi açılmasını vasiyet ettiği, şarkılara, şiirlere, kitaplara konu olan ''yedi tepeli şehir'' İstanbul, neredeyse bugün bulunduğu yerde olmayacaktı. Bizans döneminde yanlış yere kurulan İstanbul'un, daha sonra hatadan dönülerek ''taşındığı'' ortaya çıktı.
Kültür Bakanlığı'nın internet sitesindeki derlemeye göre, Türkiye'nin kalbi olan İstanbul, Ankara ve İzmir'in tarih öncesinden gelme ilginç hikayeleri var.
İstanbul ile ilgili en dikkat çekici öykü ise kuruluşuyla ilgili. İstanbul'un ''yanlış yere'' kurulmasının ilginç öyküsü şöyle:
''Megaryalı Bizans, kendi kabilesi için bir şehir kurmak ister ve fikrini almak üzere Delf kahinine başvurur. Aldığı cevap kısa ve kesindir: "bu şehri, körler ülkesinin karşısında kur".
"Neresidir bu körler ülkesi" diye fazla düşünmez Bizans. Aramaya karar verir. Yola düzüldükten aylar sonra, bugünkü Sarayburnu'nun bulunduğu yere gelir. Boğaz'dan Kadıköy'ün yerinde bulunan bir şehri seyreder ve kendi kendine sorar: "Bu şehri neden şu benim bulunduğum güzel yerde kurmamışlar da karşıki çorak topraklar üzerine kurmular? Bu adamlar kör mü? Niçin burayı seçmemişler?"
Sonra birden, Delf kahininin sözlerini hatırlar: "Şehrini körler ülkesinin karşısında kur". O an kararını verir. Körler ülkesi karşısındadır. Şehri, Boğaz'ın yakasındaki yemyeşil yerde, yedi tepe üzerinde kuracaktır. Şehir kısa zamanda Haliç'le Ligos Burnu üzerinde kurulur. Adı, kurucusuna maledilerek Bizans olur.
NUH, GEMİ ÇAPASINI ANKARA'DA DÜŞÜRDÜ!
Ankara adı üzerine söylenen efsane ve hikayeler de çeşitli. Denize kilometrelerce uzakta olan Başkent'in isminin ''gemi çapası-anker''den geldiği, söylentiler arasında.
Bu söylenceye göre, bölgeye hakim Frigya Kralı Midas'a rüyasında ilahi bir ses: ''Durma, kalk, topraklarında gemi çapası ara, onu bulduğun yerde bir şehir kur. Bu şehir sana mutluluk getirecek'' diye seslendi.
Sevinçle uyanan Midas, ülkesinin her tarafına adamlar saldı, gemi çapasını aramalarını emretti, sonunda bir gün Ankara Kalesi'nin bulunduğu tepelerde çapa bulundu. Kısa zamanda burada bir şehir kurarak, adını ''anker'' koydu ve çapa uzun yıllar bu şehrin tapınağında saklandı.
Bir başka efsanede de, Tufan'da Nuhun Gemisi'nin bir ara burada demirlediği ve çapasının buraya düştüğü, sonradan bulunan çapanın yerine Ankara'nın kurulduğu söyleniyor.
AMAZONLAR'IN KENTİ İZMİR
''Ege'nin incisi'' İzmir ise ismini Anadolu'yu kasıp kavuran, erkeklerin korkulu rüyası güzel kadınların çetesi ''Amazonlar''dan alıyor. Amazonlar'ın bu güzel kente ''isim annesi'' olmalarının öyküsü ise şöyle:
''Bir zamanlar, Anadolu'yu kasıp kavuran, baskınlar yapan, şehirleri yağma ederek tüm erkekleri kılıçtan geçiren çete, erkeklerin egemenliğinden kurtulmak için onlara isyan eden savaşçı kadınlardan oluşuyordu.
Dal gibi vücutlu Amazonlar, atlarına çıplak biner, oklarının yaylarını daha iyi çekebilmek için sağ göğüslerini kestirirlerdi. Bundan dolayı, kendilerine 'memesiz' anlamına gelen 'Amazon' adı verilmişti. Esir ettikleri erkekleri köle gibi ağır hizmetlerde kullanır, bir süre sonra da zevk için öldürürlerdi.
Amazonlar Çetesi, bir gün Ege sahillerinde dört nal at koştururkenİzmir Körfezi kıyılarına geldi. Burayı çok beğenerek bir şehir kurmayakarar verdiler. Başkanlarının adı Zmirna olduğu için, yeni kurdukları şehre de onun ismini verdiler. Bu ad zamanla değişti ve "İzmir" oldu.''