Güncelleme Tarihi:
Türkiye'yi insan hakları ve demokrasi konusunda sürekli eleştiren İnsan Hakları İzleme Komitesi, Uluslararası Af Örgütü ve İnsan Hakları İçin Uluslararası Helsinki Federasyonu'nun temsilcileri İstanbul'da buluştu. Temsilciler ilerlemeye rağmen, Türkiye'de işkencenin sürdüğünü söylediler.
AGİT Zirvesi öncesinde yapılan, çok sayıda sivil toplum kuruluşunun da yer aldığı Gözden Geçirme Toplantıları'na, Türkiye'yi insan hakları ve demokrasi konusunda daima eleştiren 3 önemli insan hakları kuruluşunun üst düzey temsilcileri de katılıyor.
İnsan Hakları İzleme Komitesi (Human Rights Watch), Uluslararası Af Örgütü (Amnesty International) ve İnsan Hakları İçin Uluslararası Helsinki Federasyonu'nun (International Helsinki Federation Fo Human Rights) yetkilileri, Türkiye'nin insan hakları alanında uzun bir yol katetmesi gerektiğinin mesajını verdiler. İnsan hakları kuruluşlarının temsilcileri, Türkiye'de teoride olumlu gelişmeler olduğunu, ancak pratikteki uygulamanın yeterli olmadığını dile getirdiler.
HUKUKİ DÜZENLEME VAR AMA
İnsan Hakları İzleme Komitesi Avrupa ve Orta Asya Genel Müdürü Holly Cartner ve İnsan Hakları İçin Uluslararası Helsinki Federasyonu Başkan Yardımcısı Ulrich Fischer, Türkiye'de bir çok hukuki düzenlemenin yapıldığını, ancak işkence ve insan hakları ihlallerinin sürdüğünü söylediler. Fischer, ‘‘Türkiye'nin, Avrupa'nın parçası olduğundan hiç şüphem yok. Son yıllarda ceza hukuku ve başka bir çok yasada değişiklik yapıldı. Ancak sivil toplumun etkisi hálá zayıf’’ dedi. Özellikle gazetecilerin fikir özgürlüğü alanında kısıtlandığını bildiklerini söyleyen Fischer, ‘‘Hepiniz kendi kendinizi sansürlüyorsunuz. İşkencenin devam ettiği de biliniyor. Hukuki alandaki değişikliklerin pratikte de uygulanması, kamuoyunda şeffaflık ve açıklık şart’’ dedi.
TEORİ PRATİĞE YANSIMALI
Cartner da, ‘‘Teorideki değişiklikler yeterli değil. Bunlar genel mentalite ve ülkenin politikasına yansımalı’’ diye konuştu. Özellikle polislerin işkence yaptıktan sonra cezalandırılmamalarından yakınan Cartner, ‘‘İşkence yıllar önce yasaklandı. Ama hálá yapıldığını biliyoruz’’ dedi. Türk Ordusu'nun Güneydoğu'da birçok kez şiddet uyguladığını iddia eden Cartner, Öcalan Davası'nın Türkiye'de yapılmasına da karşı çıktıklarını hatırlattı. Duruşmanın genel sürecinin dışında Öcalan'ın avukatları ile yeterli derecede görüştürülmemesini doğru bulmadıklarını söyledi. Fischer ve Cartner Türk Ordusu'nun yeteri derecede kuvvetli olmayan siyasal erk üzerindeki karar alma aşamasında kendini gösteren etkisini de vurguladılar.
İŞKENCEDEN VEZGEÇİLMELİ
Uluslararası Af Örgütü (Amnesty International) Türkiye, Kıbrıs ve Yunanistan Temsilcisi Heidi Wedel de, Türkiye'nin insan hakları alanında atması gereken bir çok adım olduğunu söyledi. İdam cezasının kaldırılmasını öngördüklerini belirten Heidel, ‘‘İnsanların hür düşünceleri nedeniyle tutuklanmalarını önleyecek hukuki değişiklikler şart’’ dedi. Polis karakolları ve jandarma merkezlerinde işkence yapıldığını bildiklerini söyleyen Heidel, ‘‘Bazı gözaltına alınmalar da kayda geçirilmiyor. Bu yüzden ortadan kaybolan insanlar oluyor. İşkence ve bu uygulamadan vazgeçilmesi lazım’’ dedi.
Çeçenler, AGİT'ten arabuluculuk istedi
Çeçenistan Türkiye Temsilcisi İsa Abzotov (ortada), katılımcı ülke delegasyonları ve sivil toplum kuruluşlarından, Ruslar'ın Çeçenistan'da giriştikleri zulme yönelik bir destek arayışına girişeceklerini belirtti. Öğleden sonra düzenlenen ‘Kafkaslar’da AGİT' konulu panelde de Çeçen yetkililer, AGİT'in, Rus Federasyonu ile Çeçenistan'ı görüşmeye başlaması ve bir çözüme ulaştırmasına aracılık ve önderlik yapmasını istediler.