Güncelleme Tarihi:
Raporda, 2008’in son çeyreğiyle 2009’un ilk çeyreğine kadar uzanan bir süreçte üretimin serbest bir düşüş yaşadıktan sonra, ekonomik hareketliliğin ikinci türevleri olarak kabul edilen alanlarda üçüncü ve dördüncü çeyrekte olumlu bir ilerleyişin görüldüğü dile getirildi.
Roubini ve Menegatti raporlarında aynı zamanda agresif ve koordineli bir para politikasının üretimin serbest düşüşünün etkisini azaltıp, küresel ekonominin olumlu bir büyüme yoluna girmesini sağladığı belirtildi.
Raporda, 2009’un ikinci yarısında ekonominin daha güçlü olmasının beklendiği söylendi.
HIZLANMA GEÇİCİ OLABİLİR
Bu iyimser beklentilere rağmen, ekonomik hareketliliğin temel taşlarından biri olan tüketici harcamalarına yönelik endişeler devam ediyor. Küresel ekonomiye yön veren bir ekonomiye sahip olan ABD’de, özel tüketim 2009’un üçüncü çeyreğinde yüzde 3.4 arttı ve temel ekonomik büyümeye yüzde 2.4'lük katkı sağladı. Bu, kriz öncesi tüketim oranlarıyla paralel bir
Politika yapıcı kurumların agresif hamleleri, ekonomik hareketlilik açısından olumlu etkiler yaratsa da üçüncü çeyrekte görülen ve çok büyük bir ihtimalle dördüncü çeyrekte de devam edecek olan hızlanma geçici olabilir.
Bu hızlanmada tüketicilerin tercih etmeleri durumunda tasarrufa dönüştürebilecekleri vergi indirimlerinden çok hurda indirimi ve ilk kez ev alanlara verilen krediler gibi “kullan ya da kaybet” mantığındaki teşvik programlarının etkisi büyük oldu.
TEŞVİKLERE RAĞMEN TALEP DÜŞÜK
Bütün bu teşvik programlarına rağmen, açıklanan son verilerde tüketim talebinin zayıf olduğu görüldü. ABD’de tüketici güven endeksi Ekim ayında düşerken, Eylül’de perakende satışlarında büyük düşüşler yaşandı. Yine Eylül’de dayanıklı tüketim mallarının nakliyatında siparişler beklenenden daha düşüktü. Aynı süreçte yeni ev satışlarının düşüşü, tüketicilerin teşvik programlarının etkisinden çıkmaya başladığını gösteriyor.
Ekonomide yaşanan bu gelişmeler, RGE’nin ABD'de ve küresel ekonomide krizinden U şeklinde bir çıkış yaşanacağını fikrini destekliyor. Roubini'ye göre dünyanın krizden U şeklinde çıkması yüzde 50 - 60, V şeklinde çıkış yüzde 20 - 25 ve W şeklinde çıkış ise yüzde 20 - 25 ihtimal dahilinde. Roubini, U şeklinde yaşanacak çıkış için on farklı neden olduğunu söylüyor.
İşte RGE’nin U şeklinde çıkış beklemesinin arkasındaki 10 neden:
1. ABD tüketicilerinin U şeklindeki talepleri.
V şeklinde bir iyileşme yaşanmayacağını söyleyen Roubini, bu yıl hisse senetlerinde güçlü rallilerin yaşanacağına inanıyor. ABD halkının yüzde 80’nin hisse senedi fiyatlarından çok, konut fiyatlarına tepki verdiğini dile getiren ekonomist, konut fiyatlarının düşmeye devam edeceğini belirtiyor.
2. İşgücü piyasasının içinde bulunduğu sıkıntı.
Roubini 2009’un ikiinci yarısının güçlü olacağına ancak 2010’da devam
3. Aşırı kaldıraç etkisi ve borçlanma yüzünden girilen bilanço resesyonu.
Kamu sektöründe yeniden yoğun bir kaldıraç sürecine dair işaretler var. Bu borç seviyesini devam ettirmenin maliyeti yüksek olacak ve ekonomi için sıkıntı yaratacak.
4. Yatırımın etkin kullanılamaması.
Yatırım her zaman için iyileşmenin güçlü bir bileşeni olsa da mevcut kapasitenin üçte birinin kullanılmadığı bir ortamda yatırım tek başına iş yapamaz.
5. Büyük hasar gören bir finans sistemi ve bu sistemle bağlantı kredi krizi.
Bugüne kadar dünya genelindeki tahmini 3 trilyon dolarlık kredi zararlarının yalnızca yarısı fark edildi. Özellikle Avrupa’da kredi zararlarının devam etmesi bekleniyor.
6. Düşmeye devam edeceği söylenen konut fiyatları ve devam
7. Çıkış stratejisi.
Bulsanız bir dert, bulmasanız başka bir dert. Finansal destekleri çekmek halihazırda zayıf olan ekonomik iyileşmeye zarar verecek. Genel kanı, finansal destekleri çekmek için henüz erken olduğu yönünde olsa da desteklerin devam etmesi durumunda bütçe açıklarını arttırma ve enflasyon yaratma olasılığı var.
8. Potansiyel GSYİH oranlarında ve potansiyelbüyüme oranlarındaki düşüş.
9. Küresel dengesizlikler.
Aşırı harcama yapanların oranıyla fazlasıyla tasarruf edenlerin oranı birbirini dengelemiyor. Aşırı harcama yapan ülkeler olma eğilimindeki ABD ve İngiltere’de talebin düşüşü, aşırı tasarruf yapan Japonya ve Almanya’daki taleplerle dengelenmiyor.
10. Gelişmekte olan piyasalar kriz sürecinde daha başarılı olsa da gelişmiş ülkelerde aralarındaki tüketim açığını kapatamıyor.
Çin ya da Hindistan küresel büyümenin motoru olamaz. Gelişmekte olan piyasalar, G3 ülkelerinin büyümesinden ayrılamaz.