Güncelleme Tarihi:
İzmir’deki Gezi eylemleri sırasında Twitter üzerinden haberleşmeleri örgüt kapsamında değerlendirilen 29 kişi için, 3 yıla kadar hapis cezası istemiyle 1. Sulh Ceza Mahkemesi'nde açılan dava, mahkeme salonun küçük olması nedeniyle 8. Ağır Ceza Mahkemesi salonunda görüldü. Duruşmaya tutuksuz yargılanan 29 sanıktan 20'si ve avukatları katıldı.
SORUŞTURMA 7 AY SÜRDÜ
İstanbul Taksim'deki Gezi Parkı protestoları sırasında İzmir'de geçtiğimiz yıl 5 Haziran’da Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, örgütlü suçlar soruşturma bürosunda görevli savcının talimatıyla harekete geçti. Attıkları tweetlerle, insanları yasadışı davranmayı teşvik ettikleri iddia edilen 38 kişi gözaltına alındı. Soruşturma yaklaşık 7 ay sürdü. Birbirini tanımayan 29 kişi hakkında, “Halkı kanunlara uymamaya tahrik ettikleri iddiasıyla 3'er yıl hapis cezası istemiyle 1. Sulh Ceza Mahkemesi'nde yargılanmaları için dava açıldı.
TEK MAĞDUR BAŞBAKAN ERDOĞAN
İddianamenin en dikkkat çeken yeri ise mağdur bölümü oldu. Başbakan Erdoğan’ın ismi tek mağdur olarak iddianamede yer aldı. Kentte 33 banka, 17 ATM, 75 işyeri, 10 ev, 20 polis otosu ve 31 otomobilde hasar meydana geldiğine yönelik bilgi iddianamede yer alırken, sanık olarak gösterilen kişilerin bu olaylara bizzat katıldıklarının tespit edilemediği belirtildi.
''GECE 03.00'DE BAZI TWEETLER TAKİP EDİLDİ''
Twitter örgütü üyesi oldukları ileri sürülen 29 tutuksuz sanık hakkında açılan davaya İzmir 1.Sulh Ceza Mahkemesi’nde başlandı. Mahkeme salonun küçük olması nedeniyle duruşma 8. Ağır Ceza Mahkemesi salonu'nda görüldü. Duruşmaya, tutuksuz yargılanan 29 sanıktan 20'si ve avukatları katıldı.
Bazı sanıkların avukatları Utku Turan ve Özge Ünlütezcan, 2 Haziran 2013 günü, Cumhuriyet savcısı tarafından herhangi bir talimat verilmeden bir emniyet amiri ve iki polis tarafından bir tespit tutanağı düzenlendiğini, gece saat 03.00'da bazı tweetlerin takip edildiği, bunlara farklı anlam yüklenerek dava açıldığını savundu.
BERAATLERİNİ İSTEDİLER
Sanık avukatları, bu davada Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bütün suçlar yönünden mağdur olarak gösterilmesinin doğru olmadığını, davaya katılma talebinin reddine karar verilmesini talep ettiklerini, soruşturmayı yapan kolluk kuvvetleri ile iddianameyi hazırlayan savcı hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını belirterek, bu nedenlerle savunma alınmadan sanıkların beraatine karar verilmesini talep etti.
Avukat Duygu Can Yazıcı ve diğer avukatlar da, Cumhuriyet Savcısı'nın sanıkların cep telefonlarının el konulmasına dair talebi mahkeme tarafından reddedilmiş olmasına rağmen, savcının bu karara uymayıp el konulma kararı verdiğini, bu durumun CMK 134. maddesine aykırı olduğunu, savcının bu yöndeki hakkını kötüye kullandığını, dolayısıyla usülsüz el koyma nedeniyle dava açıldığından savunma alınmadan beraat kararı verilmesini ve hukuka aykırı elde edilen delillerin dosyadan çıkarılmasını talep ettiklerini söyledi.
''BAŞBAKAN TWITTER DENEN BAŞ BELASI DEDİKTEN BİR GÜN SONRA SORUŞTURMA BAŞLATILDI''
Avukat Çağla Deniz Felamur, sanıkların attıkları tweetler incelendiğinde şiddet ve nefret içermediği halde, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 'Twitter denen baş belası' sözlerinden bir gün sonra bu soruşturmanın başlatıldığını, davanın hukuki temelinin olmadığını, siyasi bir dava olduğunu, nefret ve şiddet söyleminde bulanan kişiler hakkında bir dava açılmazken, böyle bir davanın görülmesinin adalet duygusunu zedelediğini savundu.
''BAŞBAKAN BU OLAYIN MAĞDURU DEĞİL'' SÖZLERİNİ ALKIŞLADILAR
Avukat Eren İlhan Güney, Başbakan'ın bu olayın mağrudu olmadığını, salondaki izleyicilerin ve sanıkların yüzlerine bakıldığında asıl mağdurun kim olduğunun görüleceği yönündeki sözlerini salondaki izleyiciler alkışladı. Avukat Sabri Can Onur, Başbakan Erdoğan'ın suçtan zarar gördüyse, duruşmaya çağrılıp ifadesinin alınmasını talep ettiklerini söyledi. Onur'unda bu talebi de salonda bulunan izleyiciler tarafından alkışlandı.
''ADRESİM HACKLENDİ. GEZİ'YE KATILMADIM''
Duruşmada ifade veren bazı sanıklar tweetleri kendilerinin attığını kabul ederken bazı sanıklar da adreslerinin hacklendiğini söyledi. Savunma yapan sanıkların tamamı suçlamaları reddetti. Tutuksuz sanıklardan Gökçen G., olaydan bir hafta önce Facebook ve Twittter hesaplarının hacklendiğini söyledi. Gökçen G., iddianamede yazılı tweetleri kendisinin atmadığı gibi Gezi olaylarına da katılmadığını söyledi.
''NEFRET SÖYLEMİ YOK''
Sanık Irmak K. da, tweetlerin kendisi tarafından atıldığını kabul ederek, “Hiçbirinde şiddet ve nefret söylemi yoktur. Tamamen insani duygularla yazılmış mesajlardır'' dedi.
Sanık İzel Ç. de, söz konusu tweetleri kendisinin attığını ifade ederek, “Ancak halkı galeyana getirme amacım yoktu. Ben o tarihte Kuşadası'nda bulunuyordum. İnternet üzerinde yapılan haberleri görünce arkadaşlarım ve tanıdıklarım için tamamen insani duygularla söz konusu mesajları attım. Suçlamaları kabul etmiyorum'' şeklinde ifade verdi.
''BÜROYA GELİN DEDİM, BURAYA GELİN OLARAK GEÇMİŞ''
Sanık Görkem Ö. ise hakkındaki suçlamayı reddederek, “Ben hukuk fakültesi öğrencisiyim, annem de avukattır. O gün onun bürosundaydım, aslında tweette, “büroya gelin' dedim, ancak yanlışlıkla “buraya gelin' olarak geçmiş. Hiçbir şekilde şiddet ve nefret içeren söylemim olmadı'' dedi.
Sanık Dilara A, suçlamaları kabul etmeyerek iddianamede kendisinin olduğu söylenen söz konusu Twitter adresi ve atılan mesajların kendisine ait olmadığını belirtti. Sanıklardan Özgün E. ve Oğulcan B., hakkındaki yasa dışı yollardan toplanan delilleri kabul etmediğini söyledi.
Sanık Egemen Ç., Twitter hesabının hacklendiğini, tanımadığı kişilerin hesabını kullanarak söz konusu tweetleri attığını iddia etti.
Sanıklardan Ayben İ. ve Emine A. da, kimseyi kışkırtma amaçlarının olmadığını belirterek suçlamaları kabul etmedi. Ayben İ., attığı tweetlerde ifade özgürlüğünü kullandığını da belirtti.
BERAAT TALEPLERİNE RET
Hakim Abdülkadir Certel, avukatların beraat talebinin CMK 193/2 maddesi gereği reddine, ifadeleri alınan sanıkların duruşmalardan vareste tutulmasına karar verdi.
BAŞBAKANLIĞIN CEVABI BEKLENECEK
Hakim Certel, her ne kadar sanık avukatları mağdur olarak görünen Başbakan’ın soruşturma aşamasında alınan bir beyanının bulunmadığını, vekilinin de dosyada vekaletnamesinin olmadığını, vekilin beyanının alınması için yazılan talimatın dönüşünün beklenmesinden vazgeçilmesini talep etseler de, talimat cevabının dönüşünün beklenmesine, cevap geldiğinde davaya katılma konusunda önümüzdeki celse karar verilmesine hükmetti.