Güncelleme Tarihi:
RADYO ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Nuri Kayış, bazı televizyon haberlerini dehşet içinde izlediğini belirterek, ‘‘Ekranlardan, evlerin içine adete kan püskürtülüyor’’ dedi.
Televizyon haberlerindeki abartılmış şiddet görüntülerinin bir gazeteci ve izleyici olarak kendisini çok rahatsız ettiğini ifade eden Kayış, ‘‘Yerde sürünen insanlar, parçalanmış cesetler, dayak, işkence ve intihar görüntüleri... Daha fazla izleyici bulma adına ekranlardan evlerin içine adeta kan püskürtülüyor’’ dedi.
RTÜK Kamuoyu ve Yayın Araştırmaları Dairesi tarafından, 12 televizyon kanalının bir günlük ana haber bültenlerinin tarandığını anlatan Kayış, toplam 8 saat 15 dakika süren bu yayınlarda, 1043 şiddet unsuruna rastlandığını bildirdi. Kayış, şöyle devam etti:
‘‘Bu haberlerde silahlar, bombalar patladı, cesetler yollara saçıldı, insanlar dehşet içinde kaçıştı. Dahası, savaş görüntüleri verildi, yaralı ve acı çeken insan yüzleri ekrana getirildi, çarpışıp hurdaya dönmüş araçlardan kazma kürek kullanılarak yaralılar dışarıya çıkarılmaya çalışıldı. Pedagogların ‘şiddet görüntüleri çocukların ruhsal yapılarını allak bullak eder, onları potansiyel suçlu yapar' uyarılarını kimse duymak istemiyor.’’
ALO RTÜK Hattı’na 16 Ocak 1998 tarihinden, 30 Haziran 2000 tarihine kadar toplam 60 bin 200 şikayet geldiğini, bunların 11 bin 320'sinin haberlerle ilgili olduğunu bildiren Kayış, ‘‘Yani, ALO RTÜK'e gelen her 5 başvurudan yaklaşık 1'i haberlerle ilgili’’ dedi.
Kayış, televizyon haberlerinde bazı suç örgütlerinin propagandalarının da yapıldığını belirtti. ‘‘Yeraltı dünyasının tanınmış ismi meydan okudu’’, ‘‘ünlü baba, yattığı hapishaneden adamlarına vur emri verdi’’ gibi başlıklarla verilen haberlerde, suç örgütleri ve mafya liderlerinin korkutucu ve yıldırıcı özelliklerinin ön plana çıkarıldığına işaret eden Kayış, ‘‘Bunların namlarını yürütmeleri için ihtiyaç duydukları ortam yaratılıyor. Bir çete mensubunun ‘onu mermi manyağı yapacağım' sözü televizyon haberlerinde belki yüzlerce defa tekrarlandı. Bu kişinin hasımlarına medya aracılığıyla gözdağı verildi’’ diye konuştu.
Tüm bu olumsuzluklara rağmen, ulusal televizyonları çok yaşamsal bir konuda gösterdikleri özen nedeniyle kutladığını ifade eden Kayış, ulusal televizyonların, Türkiye Cumhuriyeti’nin varlık ve bağımsızlığına, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne azami ölçüde dikkat ettiklerini söyledi. Kayış, ‘‘Bölücü ve irticai yayın nedeniyle bugüne kadar tek bir ulusal kanalın kapanmamış olmasını son derece önemli buluyorum’’ diye konuştu.