TV, ‘büyükbaba’ değil

Güncelleme Tarihi:

TV, ‘büyükbaba’ değil
Oluşturulma Tarihi: Kasım 06, 2000 00:00

Haberin Devamı

Çocukların televizyon tutkusuna dikkat çeken uzmanlar, ‘‘Evde televizyona büyükbaba statüsü verip başköşeye koymayın’’ uyarısında bulunuyor.

1538 öğrenci ile yapılan araştırmanın sonuçların açıklayan Dr. Hüseyin Emin Öztürk, ‘‘Televizyon, lüzum görüldükçe ailece seyredilmeli’’ diyor.

SAKARYA Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü öğretim üyesi Dr. Hüseyin Emin Öztürk'ün 'Çocuğun Sosyalleşmesinde Televizyonun Etkisi' konulu araştırmasına göre, ilköğretim çağındaki çocukların televizyon tutkusu hergeçen gün artıyor. Dr. Öztürk, ‘‘Çocukların televizyon tutkusunu ailece aşın. Evde televizyona ‘büyükbaba statüsü' verip baş köşeye koymayın’’ önerisinde bulundu. Araştırmaya göre çocuklar en çok yerli filmler seyrediyor, açık saçık sahnelerden rahatsız oluyor, yabancı müzik dinlemekten hoşlanıyor.

Çocuğun televizyon alışkanlığında ailenin televizyon tutumunun etkisinin çok büyük olduğunu söyleyen Dr. Öztürk, ‘‘Hele hele ailenin topluca oturduğu ve sohbet etme imkanı olan odadan televizyon uzak tutulmalı. Aile içi iletişimi engelleyen televizyon lüzum görüldükçe ailece seyredilmeli‘‘ dedi. Dr. Öztürk, araştırmanın 8'i devlet, 7'si özel okul olmak üzere toplam 15 okulda, 1538 öğrenci ile yapılan görüşmeler sonucunda yapıldığını vurguladı.

‘‘Televizyon çocuğa hiçbir zaman arkadaş olmaz. O kendine yüklenen komutları yerine getiren bir robot. Ciddiye alınmamalı’’ diyen Dr. Hüseyin Emin Öztürk, çocuğu televizyonla baş başa bırakmaktansa ona hoşça vakit geçirecek başka imkanlar sağlanması gerektiğini söyledi. Dr. Öztürk, ‘‘Çocuklara televizyonu yasaklamak çare olamaz. Onlarda yasaklanan şeylere karşı aşırı bir merak var. Anne baba olarak televizyon seyredilmesine rehberlik yapmak ve seçici davranmak gerekiyor’’ diye konuştu.

Televizyonun çocuklarda dil gelişimini sağladığı, hayal dünyasını geliştirip, söz dağarcığı ve bilgisi artırdığı konusunda olumlu görüşler de bulunduğunu söyleyen Dr. Öztürk, şöyle dedi:

‘‘Kişilik oluşumu ve yapılanmasında temel, çocuklukta atılıyor. Çocuğun psikolojik benliğinde açılan yara çok zor kapanıyor. Televizyonlarda korku ve şiddet içeren filmler yayınlanmamalıdır. Yayınlanacaksa da mutlaka gece geç saatlerde yayınlanmalı.’’

Öğrencilerin yüzde 27.8'inin televizyondan öğrendikleri ile ailesinden öğrendikleri arasında bir çatışma yaşadığını, bu çatışmanın da dini, ahlaki ve kültürel konularda olduğunu söyleyen Dr. Öztürk, reklamların da özellikle alt gelir grubu aile çocuklarında etkin olarak, tüketim eğilimlerini artırmakta olduğu uyarısını yaptı.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!