Oluşturulma Tarihi: Haziran 01, 2008 14:09
Deniz Ticaret Odası (DTO) Yönetim Kurulu Başkanı Metin Kalkavan, Tuzla tersanelerindeki işçi ölümleri konusunda hükümetin yıpratılmasının doğru olmadığını belirterek, “Bu hükümet zamanında yapılan düzenlemeler Cumhuriyet tarihinde yoktur” dedi.
Kalkavan, Yunanistan'da 3-6 Haziran tarihleri arasında gerçekleştirilecek olan “Posidonia Denizcilik Fuarı”na katılmak üzere Atina'ya giden “Ankara Gemisi”nde, Tuzla tersanelerindeki son olayları değerlendirdi.
Tersanelerdeki işçi ölümlerinin son birkaç ayda bütün gündemin önüne geçtiğini kaydeden Kalkavan, sayılar değişik olsa da geçmiş yıllarda da tersanelerde ölüm olaylarının yaşandığına dikkat çekti.
“Bu konuda hükümetin yıpratılması çok yanlış, doğru olmayan bir şey” diye konuşan Kalkavan, olayın çok kaotik hale getirildiğini söyledi.
2006 yılı istatistiklerine göre tersanelerdeki 1610 iş kazasında 10 ölümün meydana geldiğini ifade eden Kalkavan, son 8 aya gelindiğinde su sayının birden bire yükseldiğini kaydetti.
İş güvenliği ve sağlığı denilen olayın son 5 yılda önem kazandığını ifade eden Kalkavan, en fazla denetimlerin bu dönemde yapılıyor olmasına rağmen, en fazla kaza ve ölümlerin de bu döneme rastladığını söyledi.
Bu sorunda herkesin katkısı bulunduğu görüşünü savunan Kalkavan, “Olayın bütününe baktığınız zaman bir sorun var. Bu sorun kazaların giderek artması. 'Bunu nasıl çözeriz, en aza nasıl indiririz' diye yaklaşmak yerine uzun süre ciddi ciddi seyrettik” diye konuştu.
Gemi inşa sanayinin Türkiye'nin yükselen yıldızıyken birden bire kötülendiğini öne süren Kalkavan, Türkiye'deki ölüm oranlarının son 8 ay hariç dünya tersanelerindeki ölümlerin çok altında olduğunu ifade etti.
-KALİFİYE OLMAYAN ELEMANLARIN ÇALIŞMASI-
“Buradaki esas mesele sektörün öngöremediğimiz hızda büyümesi” şeklinde konuşan Kalkavan, sektörde son 8 ayda yüzde 15-20 kapasite artışının gerçekleştiğini söyledi.
Bu büyümeyle sektörde kalifiye olmayan elemanların çalışmaya başladığını vurgulayan Metin Kalkavan, şöyle devam etti:
“Bu olaylar gündeme gelene kadar, sektörün Güneydoğu Anadolu'dan bu kadar insan çalıştırdığını bilmiyordum. Şu anda gemi inşa sektörü GAP'ın en büyük istihdam deposu ve destekleyicisi. GAP bölgesine en büyük para bizden gidiyor. Son yıllarda çok yoğun istihdam aldık. İstihdam alırken gemi sektörünü bilmeyen bir dünya insan alındı. Bu kişilerin sektöre girmesi ölüm oranlarını arttırdı. Bundan sonra yapılması gereken bu sektöre sertifikasız insan girmemesi. Dünyada yüzde 90 büyüyen sektör Türkiye'de yüzde 360 büyüdü. Böyle bir hızda meslek adamı yetiştiremedik.”
Tersanelerde iyi ve kötü ayrımının yapılması gerektiğini, her kötü olayda tüm sektörün kötülendiğini anlatan Kalkavan, tersanelerin kapatılmasının kimseye yararı olmayacağını, tüm sektörün yıpratılmasının doğru olmadığını savundu.
Bu olayların, daha yapılması gereken şeylerin olduğunu ortaya koyduğunu ve bu konuda ilmi olarak çalışıldığını belirten Kalkavan, sektörün hatayı affetmeyen bir alan olduğunu, ancak işveren ve çalışanların risk algılamasının çok düşük düzeyde olduğunu söyledi.
-YAPILACAK İŞLER-
Bu konuda kısa vadede yapılacak işler arasında standartların belirlenmesi ve tanımlanması konusunun geldiğini, uzun vadede ise eğitimin gerçekleştirilmesi gerektiğini ifade eden Kalkavan, DTO olarak sendikalaşmanın yanında olduklarını kaydetti.
Kalkavan, 33 tersanede sendikaların örgütlü olduğunu ve ölenlerin çoğunun taşeron işçi olduğu görüşünün gerçeği yansıtmadığını savunarak, “Bu iş sektörü dünyanın hiçbir yerinde taşeronsuz olmaz. Bu hükümet zamanında yapılan düzenlemeler, Cumhuriyet tarihinde yoktur. Ama bunun faturasının hükümete çıkarılması üzücü ve yanlış. Bu konu, şu anda Türkiye'de denizcilik açısından önemli ve çözüme kavuşturulması gereken bir konu” diye konuştu.
Metin Kalkavan, Japonya ile gemi makine fabrikası kurulması konusunda bir süredir görüşmelerde bulunduklarını, ancak işçi ölümleriyle yaşanan son olaylardan sonra bu görüşmeleri sürdürüp sürdürmeme konusunda ciddi olarak düşündüklerini ifade etti.
Kalkavan, Limter-İş Sendikası'nın greve gitme kararıyla ilgili olarak da, “Bu, sorunun çözümüne katkıda bulunmaz. Tarafların sağ duyulu olması lazım. Zaten bu konuya yeterince dikkat çekilmiş durumda. Sorun grevle çözülecek bir olay değil” dedi.
-POSİDONİA DENİZCİLİK FUARI-
Dünyanın en önemli denizcilik fuarlarından biri olan “Posidonia Denizcilik Fuarı”na Türkiye'nin 1992 yılından beri katıldığını belirten Kalkavan, 170 ülkeden 1200 firmanın katıldığı fuarda, Türkiye'nin 186 metrekarelik alanda gemi inşa sanayi temsilcilerinden oluşan 5 firma ile temsil edileceğini söyledi.
Yunanistan'ın dünya denizciliğinin kalbi olduğunu ve milli gelirinin 10 bin dolarını denizcilikten sağladığını anlatan Kalkavan, Türk ve Yunan denizcilik ilişkilerinin her dönemde iyi olduğunu vurguladı.
Türk ve Yunan denizciliğindeki bu iyi ilişkilerin siyasete de yansıdığını kaydeden Kalkavan, 2 ülke denizcileri arasında şu an hiçbir konunun bulunmadığını söyledi.
DTO Başkan Yardımcısı Halim Mete de bu son yaşanan olayların sektörü kendi kendine öz eleştiri yapmaya yönelttiğini ve bir düzenlemenin gerektiğini kabul etme gerçeğini ortaya koyduğunu belirterek, konun el birliği ile çözülebileceğini söyledi.