Güncelleme Tarihi:
Halen tutuklu bulunan milletvekillerinin tutuksuz olarak yargılanabilmelerinin önü açılmıştır. Ne var ki bunun, davaya bakan hâkimin takdir yetkisine bırakılması ve amir hüküm olarak tayin edilmemesi yeni sorunların belirmesine neden olabilecektir. Millet vekâletini almış milletvekillerinin, en kısa sürede özgürlüklerine kavuşup, yemin merasimlerinin yapılarak, TBMM’de yerlerini almaları millet iradesine duyulan hürmetin ikamesi olmayan bir gereği olacaktır.
AKP’nin sinsi niyeti
AKP’nin siyasi durum ve şarta göre hukuka neşter vurması, kendini güvenceye almak için adaletin içini oyması, bizim tasvip etmediğimiz ve tehlikeli bulduğumuz bir husustur. Terör ve darbe suçlarında, üst düzey bir makamdan izin almadan soruşturma açılabilmesi, bunun dışındaki “örgüt” suçlarında ise soruşturma başlatılabilmesi için üst makamdan “izin” alınma mecburiyetinin getirilmesi AKP’nin sinsi niyetlerinin eseri olarak görülmelidir.
TOKİ’nin acıda payı çok
TOKİ’nin dere yataklarına ev yapması, belediyenin ihmal ve kayıtsızlığı, üzülerek görüyorum ki felaketlere kapı açmıştır. AKP’nin siyasi propaganda malzemesi TOKİ’nin Samsun’daki acı tabloda önemli bir payı vardır. Kaçak, yanlış ve dengesiz yapılaşmaya göz yumanlar ve hatta teşvik edenler hakkında da hukuki takibat süreci bir an önce başlatılmalı, kim olursa olsun bunlardan hesap sorulmalıdır.
Yunanistan’a teşekkür
Yunanistan’da bulunduğumuz süre içinde, alınan güvenlik önlemlerinin, gösterilen titizlik ve dikkatin memnuniyet verici olduğunu da söylemek istiyorum. Yunanistan hükümetine, güvenlik birimlerine ve bize kılavuzluk yapan emniyet görevlilerine teşekkür ediyorum.
Selanik’te yaşayan soydaşlarımızın, halen apartman altlarındaki mescitlerde ibadetlerini yapıyor olmaları hepimiz açısından büyük bir üzüntü kaynağıdır. Diyanet İşleri Başkanı’nın bile soydaşlarımızın kanayan yarası dururken, Fener Rum Patriği’ni ziyareti sırasında Heybeliada Ruhban Okulu’nun açılmasına göndermede bulunması ve sanki bu konu üzerine vazifeymiş gibi hareket etmesi doğru, yerinde ve hakkaniyetli bir tavır olmamıştır.
Özellikle günlerdir süren, pilotlarımızın nasıl şehit olduğuyla ilgili kafa karıştırıcı beyan enflasyonu, hepimizi rahatsız etmiştir. Hangi kaynak ve çevrelerden beslendiği az çok belli olan yayın ve haberlere itibar edilmesi, Türkiye’nin tezlerini zaafa uğratacak ve inandırıcılığını tartıştıracaktır. Beklentim herkesin, düşürülen uçağımızla ilgili devlet kurumlarının yaptığı tespit ve açıklamaların arkasında durması, kuşku pompalamaya çalışan iç ve dış odaklara fırsat vermemesidir.
İmralı’ya birkaç bakan gidebilir
GAZETECİLERİN, Abdullah Öcalan’ın nerede olduğuna ilişkin soruları üzerine Bahçeli, “Bu konuda ayrıntılı bir bilgiye sahip değiliz. Hükümet reddediyorsa, İmralı’ya bir kaç bakanını gönderir, İmralı canisi ile bir fotoğraf çektirir. Onu da yandaş bütün televizyonlarda sabahtan akşama kadar neşreder” yanıtını verdi. Öcalan ve Leyla Zana gibi isimlerin inisiyatif almasının terör sorununu çözüp çözemeyeceğine ilişkin soruya Bahçeli, özetle şu yanıtı verdi: “Sayın Başbakan, demokratik açılım süreci ve Oslo’da başlayan görüşmelerle muhatap kıldıkları arasına, son günlerde Leyla Zana’yı katmıştır. Acaba diyoruz, BDP-PKK-İmralı devre dışı bırakılarak, Leyla Zana üzerinden yeni bir siyasal aktör ortaya koymak suretiyle başka çözüm yolunu mu düşünmektedirler? Onu takip ettiğimizi ifadeye çalışıyoruz. Acaba ayrıcalıklı çözüm için Zana doktrini mi geliştirilmeye çalışılıyor? Bunu da görmek istiyoruz.”
Görev Çiçek’e düşer
Bahçeli, tutuklu milletvekillerinin serbest bırakılmaları durumunda TBMM’nin olağanüstü toplanabileceğine ilişkin ise “Bu görev, Meclis Başkanı Cemil Çiçek’e düşer. Meclis’i olağanüstü toplantıya çağırarak bu yemin törenini yaptırmasında ve bu konuda davette bulunmasında yarar vardır. Böyle bir davete 51 milletvekilimizle katılıp, Sayın Engin Alan Paşamızın yemin törenini yapmayı ve diğerlerinin de yemin törenine katılmayı yürekten arzularız” dedi.