Güncelleme Tarihi:
Sanık avukatının mahkemenin savunmanın duruşmada olmasını sağlaması gerektiğini belirtmesi üzerine Mahkeme Başkanı Ömer Diken, "Benim, ’Bugün canım istemedi, duruşmaya çıkmıyorum’ deme hakkım yok. Duruşmaya çıkmadığım anda meslekten bile atarlar. Ama savunma bunu yapıyor. Biz üzerimize düşeni yaptık. Durumu baroya bildirdik" diye konuştu.
"Balyoz Planı" iddialarına ilişkin 250’si tutuklu 365 sanıklı davanın 101. duruşması sanıkların esas hakkındaki mütalaaya karşı savunmalarının alınmasıyla devam ediyor. İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nce Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi’nin yanında bulunan büyük salonda yapılan duruşmada tutuklu sanık Tümgeneral Salim Erkal Bektaş "Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 5. ve 6. maddelerinde belirlenen savunma ve adil yargılanma hakkımın ihlal edildiği inancındayım" dedi. İddiname ve mütaalanın varsayımlar üzerine kurgulandığını savunan Bektaş "Delillerin değerlendirilmesine fırsat verilmediği için savunmam ve adil yargılanma hakkım kısıtlandı" diye konuştu. Tümgeneral Bekir Memiş de Anayasa’ya ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı olarak adil yargılanma hakkının engellendiğini, savunma yapamadığını söyledi.
"YASADIŞI FAALİYET TEKLİFİNE MUHATAP OMADIM"
Emekli Korgeneral Hayri Güner de savunmasında, "Görevlendirmede Yetkili Personel" listesine adının iradesi ve rızası dışında yazıldığını ifade ederek "Duruşmalarda yeni bir delil sunulmamıştır. Savunmam ve çapraz sorguda iddia makamı ve mahkeme heyeti tarafından herhangi bir soru sorulmamıştır. Hiçbir delil olmadığı halde kaanate dayalı suçlamayı kabul etmiyorum. Hiç kimse ile irtibatı geçip yasa dışı görevlendirme emirleri vermedim. Emekli orgeneral Çetin Doğan veya görevlendirdiği kişiler tarafından yasadışı faaliyet teklifine muhatap omadım" dedi.
"ADİL YARGILANDIĞIMA OLAN İNANCIMI KAYBETTİM"
Emekli Tümgeneral Recep Rıfkı Durusoy, tüm sanık ve tanık ifadeleri, uzman ve bilirkişi raporlarıyla söylenebilecek her şeyin mahkeme huzuruna getirildiğini ifade ederek "Söylenecekleri değişikliğe uğratabilecek Hilmi Özkök ve Aytaç Yalman’ın tanıklıkları ile dosyanın sizin güvenerek seçebileceğiniz detaylı inceleme yapabilecek yetkinlikte olan bilirkişi raporu olabilirdi. Eğer talepleri reddederek suçluluğumuza hüküm verecekseniz o zaman adil yargılanma hakkımızı elimizden alıyorsunuz demektir" diye konuştu. Tutuklu sanık Yarbay Şafak Duruer, tek bir dijital listeye dayanarak illegal bir oluşumda görevlendirildiği iddialarıyla tutuklu yargılandığını vurgulayarak "Ön savunmamda bu delilsiz dijital iddia ile ilgimin olmadığını ve suçsuz olduğumu ifade ettim" dedi. Duruer şöyle devam etti: "Ortada aklın, bilimin ve en önemlisi vicdanın kabul edebileceği somut delilere dayanan bir suçlama yoktur. Ne yazık ki gerçek deliller değil, önyargıların yarattığı bir sanık olarak adil yargılandığıma olan inancımı kaybettim. İddia makamının da ifade ettiği gibi suçsuzluğunu ispatlamak zorunda olduğum bu dava kapsamında hazırlanan ve hakkımda tek bir somut delilil olmadığı ‘Esas hakkında mütalaa’ya kaşı bilirkişi ve tanık taleplerimiz kabul edilmediği için beyanda bulunmak istemiyorum"
SANIKTAN HEYETE DAVETİYE
Tutuklu sanık Kurmay Albay Ali Rıza Sözen, 30 yılı aşkın meslek hayatı boyunca hiçbir yasa dışı emir almadığını ve vermediğin ifade ederek "Bu olağanüstü dönemde darbe yaftasıyla tutuklandım. Adalet istiyorum" diye konuştu. Emekli Albay Mehmet Yoleri ise iddianameye dayanak oluşturan dijital delillerde 1400 sahteciliğin tespit edildiğini öne sürdü. Çeşitli hastalıkları nedeniyle aldığı raporları mahkemeye gösteren Yoleri "CHP milletvekilleri sağlık durumumla ilgili soru önergesi verdiler" dedi. Yoleri "Kızımın nişanını 5 No.lu cezaevinde kantinden aldığımız çikolata ile kutladık. 16 Eylül’deki nikahına da gidemiyorum. Buyurun kızımın davetiyesi. Ben gidemiyorum, siz gidin" diyerek mübaşir ile kızının nikah davetiyesini heyetteki hakimlere gönderdi. Tutuklu sanık tuğamiral Ayhan Gedik, suçlamaları reddederek mahkeme heyetine şöyle hitap etti: "Benim yaptığın en iyi iş gemi kullanmak. Çünkü yıllardır gemilerde görev yapıyorum. Siz hakimler de yıllardır görev yapıyorsunuz. Suçlu profiline uyan bir kimseyi burada gördünüz mü?"
BAŞKANDAN AVUKAT AÇIKLAMASI
Tutuklu yargılanan sanıklardan emekli Albay Mümtaz Can’ın avukatı Erhan Ergun de savunma makamının da savcı gibi kamu görevi yaptığını belirterek, mahkemenin savunmanın duruşmada olmasını sağlaması gerektiğini belirtti. Avukat Ergun, "Mahkemenin, kararını etkilemese dahi en azından toplumun vicdanını rahatlatmak için tanık dinleme taleplerinin bir kısmını kabul ederek savunmanın duruşmalara katılımını sağlaması gerekir" diye konuştu. Bunun üzerine Mahkeme Heyeti Başkanı Ömer Diken de, yasaya göre savcı ve mahkeme heyetinin duruşmada bulunması gerektiğini hatırlatarak, "Benim, ’Bugün canım istemedi, duruşmaya çıkmıyorum’ deme hakkım yok. Duruşmaya çıkmadığım anda meslekten bile atarlar. Ama savunma bunu yapıyor. Savunmanın meslek kuruluşunun da bir yaptırımını göremiyorum. Savunmanın yerini alması için gereğini yapacak olan İstanbul Barosu’dur. Biz üzerimize düşeni yaptık. Durumu baroya bildirdik" dedi.
"AVUKATINIZ DURUŞMAYA KATILIYOR, AMA DİNLEYİCİ KISMINDA"
Duruşmada tutuklu sanık Zafer Karadaş ise esas hakkındaki mütalaaya karşı savunmasını şartlar oluşmadığı ve avukatı bulunmadığından savunma yapmayacağını ifade edince Başkan Diken, "Avukatınız duruşmaya katılıyor, ama dinleyici kısmında" diye konuştu.
Duruşma sanıkların esas hakkındaki mütalaaya karşı savunmalarının alınmasıyla devam ediyor.