Güncelleme Tarihi:
Beldeye yapılması planlanan ve temeli 2004 yılı Mayıs ayında Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım tarafından atılan tersane inşaatının yapımı, Kum Mahallesi Doğal Yaşamı Koruma Derneğinin, ilgili mevzuata uyulmadığı gerekçesiyle Bayındırlık ve İskan ile Ulaştırma Bakanlıkları aleyhine açtığı davanın ardından, Danıştay 6. dairesi tarafından 23 Ağustos 2004 tarihinde durduruldu, 25 Nisan 2007 tarihinde de iptal edildi.
Akdeniz Taşucu Gemi Sanayi AŞ (Akter) Genel Müdürü Korer Özbenli, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ülke ekonomisin yanı sıra ülkenin güvenliği açısından stratejik önem taşıyan tersane ile ilgili verilen “iptal” kararını temyize götürdüklerini söyledi.
Tersanenin, bölgesel gelişme ve kalkınma açısından da önem taşıdığını ifade eden Özbenli, “Bugün konumu itibariyle dünyanın önemli enerji kavşağının oluşturduğu yoğunlaşmış bir su yolu haline gelen Doğu Akdeniz'de halen başka bir tersanenin bulunmaması bir avantaj” dedi.
Tersanenin inşaatının durdurulmasının ülke ekonomisi açısından önemli kayıplara neden olduğunu savunan Özbenli, şöyle konuştu:
“Doğrudan 500, dolaylı olarak 3 bin kişiye istihdam yaratacak olan proje hayata geçirilebilseydi, bugün en az 2 geminin denize indirilişi, 3'üncü geminin de omurgasının kızağa konulması gerçekleşecekti. Bu da yaklaşık 50 milyon dolarlık ekonomik işlem hacmi demek. Bu meblağın yüzde 50'sinin yerli katkı olduğunu var sayarsak, 25 milyon dolarlık işlem hacminin bölgede gerçekleşmesinin ne anlama geldiğinin iyi değerlendirilmesi gerekir. Bu nedenle, en büyük kaybı yöre halkı ve esnafı yaşadı.”
NEDEN TAŞUCU?
Özbenli, Akdeniz Bölgesi'nde, ticaret gemilerine, tankerlere, yolcu gemilerine, limanlarda çalışan römorkörlere, yatlara, büyük balıkçı gemilerine bakım, onarım ve havuzlama hizmeti verebilecek tersane eksiği bulunduğunu söyledi.
Türkiye'nin dışında Suriye, Lübnan, İsrail ve Mısır'da da yeterli imkanlara sahip bakım-onarım tersanelerinin olmadığını belirten Özbenli, “Bu nedenle, Antalya, Mersin, İskenderun, BOTAŞ, Ceyhan-Toros limanlarına gelen gemiler ile Akdeniz'e kıyısı bulunan Doğu Akdeniz'deki Beyrut, Hayfa, İskenderiye gibi yakın ülke limanlarına gelen gemiler ve Süveyş Kanalı'ndan geçen gemilerin bakım-onarım ve havuzlama ihtiyaçlarını karşılamak üzere Akdeniz Taşucu Tersanesi uygun coğrafi konuma sahip. Tersane, ayrıca talep halinde, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'nın ihtiyaçlarına da cevap verebilecek nitelikte olacak” diye konuştu.
17 Ağustos 1999 depreminin, tersaneler açısından önemli bir gerçeği göz önüne getirdiğini ileri süren Özbenli, şöyle devam etti:
“Bu da, tersanelerimizin yüzde 90'ına yakın bölümünün 1. derecede deprem kuşağındaki Marmara Bölgesi'nde bulunuyor olması. Ulusal gemi inşa ve bakım-onarım sanayinin, büyük kapasite kaybına uğrayabileceği bir depremden en az etkilenmek üzere, tersanelerin daha düşük dereceli deprem bölgelerine kaydırılması amacına dönük olarak, Taşucu Tersanesi'nin yeri aranan kritere uygun konumda.”
BİLİRKİŞİ RAPORUNDAKİ ÇELİŞKİLER
Özbenli, tersane alanı için hazırlanan bilirkişi raporundaki birçok ifadenin gerçeği yansıtmadığını öne sürdü.
Tersanenin, yaklaşık 30 yıldır faaliyette olan SEKA Limanı içindeki İmar Planına sanayi alanı olarak kayıtlı bulunan bölgede yapılacağını belirten Özbenli, fakat, bilirkişi raporunda buranın 1. sınıf tarım arazisi olarak belirtildiğini söyledi.
Tersanenin faaliyet alanının RAMSAR Sulak Alanı sınırı ile Göksu Deltasına yakınlığı ile ilgili raporda yer alan verilerin gerçeği yansıtmadığını da savunan Özbenli, “Ayrıca, alınan ÇED olumlu raporunda Taşucu'nda olmayan meteoroloji istasyonu verilerinin alınmadığı, kullanılması uluslararası konvansiyonlar gereği yasak olan TBT içerikli boya türlerinin kullanılacağı var sayılarak, onarım yerinde gemilerin sıra sıra dizileceği varsayımı gibi gerekçelerle iptal edildi” dedi.
Yaşanan gelişmeler karşısında denizcilik sektöründe uluslararası bağımsız denetim kurumu olan Türk Loydu ile ODTÜ İnşaat Mühendisliği Bölümü Deniz Mühendisliği Araştırma Merkezi'nden Doç. Dr. Ahmet Cevdet Yalçıner'e tersane alanında inceleme yaptırdıklarını anlatan Özbenli, şöyle devam etti:
“İnceleme sonucuna göre, çevre konusunda abartılı bir duyarlılığın ortaya çıkmış olduğu, bunun doküman ve verileri yorumlamada da etkili olduğunun saptandığı ve yorumların bu nedenle bilimsel veya rasyonel zemine oturtulmadığı belirtiliyor. Ayrıca, mahkeme sürecinde Tersane ve Gemi İnşaat Mühendisliği ile Gemi Mühendisliği uzmanlarından yararlanılmadığı, bu nedenle de, liman sahası ve kurulacak tersanenin çevreye etkileri hakkında raporda yer alan birçok iddianın, kısıtlı uzmanlık alanlarından yararlanılmış olarak, abartılı bir çevre duyarlılığı içerdiği sonucu ortaya çıktı.”
TERSANENİN YAPIM SÜRECİ
Milli Güvenlik Kurulu'nun (MGK) tavsiyesi, Bakanlar Kurulu kararıyla Seka-Taşucu Limanı içinde “Tersane” kurulmak üzere tahsis edilen 105 bin metrekarelik sahanın Özelleştirme İdaresi Başkanlığı (ÖİB) tarafından açılan ihalesini, Mersin Ortak Girişim Grubu olan Akdeniz Taşucu Gemi Sanayi AŞ (Akter) kazanmıştı.
İhaleyi kazanan yatırımcı firma ile 15 Eylül 2003 tarihinden geçerli olmak üzere 46 yıl süreyle “İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi” imzalanmasının ardından temeli atılan tersane inşaatının yapımı, sivil toplum örgütleri ve çevreci derneklerin açtığı davanın ardından, Danıştay 6. Dairesi tarafından 23 Ağustos 2004 tarihinde durdurulmuş, 25 Nisan 2007 tarihinde iptal edilmişti. Akter'in temyiz başvurusunu, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu görüşecek.