Güncelleme Tarihi:
Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, 5 yıllık icraat döneminin ardından AK Parti'nin hedeflerini ve yaklaşımını seçmene ifade edebilmesi konusunda avantajlı olduğunu belirterek, “Ancak Türkiye gibi dinamik bir ülkede geçmiş 5 senenin tercih ve yöntemlerinin önümüzdeki 5 sene için yeterli olmayacağını ve Adalet ve Kalkınma Partisi'nin de yeni politikalarla seçmenin karşına çıkacağını ümit ediyoruz” dedi.
22 Temmuz 2007'de yapılacak milletvekili seçimleri öncesinde siyasi partilerinin genel başkanlarını ağırlayan TÜSİAD'ın ilk toplantısında konuşan Yalçındağ, sözlerine Türkiye'nin birlik, beraberlik ve istikrarına yöneltilen Ankara'daki alçakça saldırıyı lanetleyerek başladı.
Yalçındağ, bu saldırıda hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yaralılara da acil şifalar dileyerek, “Ülkemiz dayanışma, birlik, beraberlik ve demokrasi ruhu içinde bu acı olayın üstesinden gelecektir. Terör eylemlerine verilecek en doğru cevap hayatı hızla normalleştirmektir. Bu yüzden acımızın henüz taze olmasına rağmen bugün burada demokratik bir platformda ülkenin gelişme çizgisini tartışmak için bir arada olmamızı yerinde ve anlamlı buluyorum” diye konuştu.
TÜSİAD'ın seçim dönemlerinde siyasi parti başkanlarını davet etmesi ve onları dinlemesinin bir gelenek haline geldiğini ifade eden Yalçındağ, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a bu davete geldiği için teşekkür etti.
Yalçındağ, iş dünyası olarak seçim süresinin sağlıklı geçmesini, tüm gelişmiş demokrasilerde olduğu gibi ülke için bir yenilenme ve atılım vesilesi olmasını arzu ettiklerini belirterek, bunu başarabilmek için geçmişten ders çıkartarak, geleceğin planlarına odaklı analitik politika çözümlerine dayalı bir siyaset anlayışının ve gündem tespitinin gerekli olduğuna inandıklarını dile getirdi.
“Siyaseti bir slogan görüntüsünün dışına çıkarmak, ülkenin gerçek sorunlarına odaklamak ve çözüm önerilerini oluşturmak mecburiyetinde olduğumuzu sanırım bu salonda bulanan herkes benimle paylaşacaktır” diyen Yalçındağ, dolayısıyla Türk siyasi parti programlarının bu anlayışı ve gündemi yansıtacağı ümidini de taşıdıklarını söyledi.
Yalçındağ, şunları kaydetti: “22 Temmuz 2007'de gerçekleştirilecek olan milletvekili genel seçimleri siyasi partilere bu anlamda farklı ve yetkin olduklarını topluma gösterebilmek için önemli bir fırsat sunuyor. 5 yıllık icraat döneminin ardından Adalet ve Kalkınma Partisi'nin hedeflerini ve yaklaşımını seçmene ifade edebilmesi konusunda avantajlı olduğu muhakkak. Ancak Türkiye gibi dinamik bir ülkede geçmiş 5 senenin tercih ve yöntemlerinin önümüzdeki 5 sene için yeterli olmayacağını ve Adalet ve Kalkınma Partisi'nin de yeni politikalarla seçmenin karşına çıkacağını ümit ediyoruz.”
22 Temmuz 2007'de yapılacak milletvekili seçimleri öncesinde siyasi partilerin genel başkanlarını ağırlayan TÜSİAD'ın ilk toplantısında konuşan Yalçındağ, TÜSİAD üyeleri ve aktif olarak beraber çalıştığı Türk Girişim ve İşdünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) ve Türkiye Kadın Girişimciler Derneği (KAGİDER) yöneticilerinin sorularıyla, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin bu yeni dönem için geliştirdiği politikaları anlamaya ve açıklık getirmeye çalışacaklarını kaydetti.
Türkiye'de AK Parti iktidarı döneminde temel ekonomi politikalarında bir devamlılık yaşandığına işaret eden Yalçındağ, şöyle devam etti: “AB ve IMF uyum programlarının da desteğiyle ekonomiye göreceli olarak bir istikrar geldi. Makro göstergelerde önemli iyileşmeler yaşadık. Önümüzdeki 2007-2014 döneminde bu ekonomik iyileşmenin devam etmesini ve kesintisiz yüzde 6-7 civarında büyümenin sağlanmasını iddialı, ancak taviz verilemez bir hedef olarak görüyoruz. Öte yandan, gelinen nokta itibariyle, makro ekonomik istikrar yoluyla sağlanabilecek ekonomik büyümenin doğal sınırına ulaşıldığını düşünüyoruz. Bu noktadan sonra sürdürülebilir yüksek büyümeyi başarmak için, disiplinli, para ve bütçe politikalarından vazgeçmeden, kurumsal altyapı iyileştirmeleri, eğitim ve teknoloji altyapısı reformları ve rekabete dayalı verimlilik artışlarına odaklanmamız gerektiği görüşündeyiz.”
“TÜRKİYE, ENERJİ KONUSUNDA YETERLİ YATIRIMI YAPAMADI”
Yalçındağ, verimlilik artışlarının yanı sıra önümüzdeki 5 yılda tarım-dışı kesimde 3,5 milyon istihdam yaratarak yüzde 10'lara kilitlenmiş olan işsizlik oranını makul düzeylere çekebilmenin gerekliliğini de vurgulayarak, bunun için, geçtiğimiz döneme nazaran, büyüme sürecinin bir miktar daha fazla iş imkanı yaratmasının sağlanması gerektiğini kaydetti.
Yalçındağ, “Sayın Başbakanın yeni büyüme ve istihdam politikalarının ve bunları da içeren bir sanayi stratejisinin temel unsurlarına ve tercihlerine değinmesini çok arzu ediyoruz. Tabii sanayi, büyüme,yatırım, üretim konularını tartışırken bu kalkınma süreci için gerekli kaynakların yeterliliğini de göz önünde bulundurmak durumundayız. Önümüzdeki dönem hedef ve projelerimiz için gerekli kaynak yeterliliği tartışmalarında en önemli sıkıntının enerji konusunda karşımıza çıkacağını düşünüyoruz” diye konuştu.
Türkiye'nin geçtiğimiz yıllarda enerji alanında gerekli yatırımı yapamadığını ifade eden Yalçındağ, bugün gelinen noktada ülkenin ciddi bir enerji dar boğazına doğru ilerlediğinin görüldüğü görüşünü aktardı. Arzuhan Doğan Yalçındağ, şunları kaydetti: “Bu darboğazı piyasa sisteminin çözmesi için gereken düzenlemelerin bir an önce yapılması gerektiği görüşündeyiz. Üstelik önümüzdeki yıllarda enerji arz güvenliği, küresel ısınma gibi sorunların enerji politikalarını daha da karmaşık hale getireceğini göz önünde bulundurmalıyız. Adalet ve Kalkınma Partisi, yeni dönemde enerji konusundaki vizyonunu ve öngördüğü kurumsal yapıları ve yatırımları bizimle paylaşırsa çok memnun oluruz.”
CUMHURBAŞKANI SEÇİMLERİ
Konuşmasında Cumhurbaşkanı seçimlerine de değinen Yalçındağ, Cumhurbaşkanı'nın halk tarafından seçilmesi kararının çok dar bir zaman dilimine sıkıştırıldığına ilişkin görüşleri daha önce dile getirdiklerini hatırlatarak, bu konunun Cumhurbaşkanı'nın yetkileri ile birlikte daha geniş bir siyasi sistem tasarımı çerçevesinde tartışılmasını doğru bulduklarını söyledi.
Yalçındağ, “Öte yandan bir sistem değişikliği anlamına gelebilecek böyle bir girişimin, siyasi partiler yasası ve seçim sistemi ile ilgili değişiklikler yapılmadan ele alınmasının eksik ve sakıncalı olacağı görüşündeyiz. Nitekim, mevcut seçim sisteminden seçenlerin de seçilenlerin de gayri memnun olduğu yadsınamayacak bir gerçek. Sayın Başbakan, parti programlarında siyasal sistemimize ilişkin yeni düzenlemeler olup olmadığını bizle paylaşırsa çok memnun oluruz” diye konuştu.
AB üyelik sürecine de değinen Yalçındağ, başarı ile hazırlanmış olan “Türkiye'nin AB Müktesebatına Uyum Programı (2007-2013)” çalışmasını, Türkiye'nin orta vadeli mikro reform yol haritası olarak değerlendirdiklerini de aktararak, Başbakan Erdoğan ve partisinden, AB-Türkiye ilişkilerinin, bundan sonraki seyrini nasıl gördüklerini duymayı da çok arzu ettiklerini kaydetti.