TÜSÄ°AD'ın CoÄŸrafya 2001 Raporu

Güncelleme Tarihi:

TÜSİADın Coğrafya 2001 Raporu
OluÅŸturulma Tarihi: Temmuz 11, 2001 00:00

Türk Sanayicileri ve Ä°ÅŸadamları DerneÄŸi (TÃœSÄ°AD) tarafından hazırlatılan CoÄŸrafya 2001 Raporu, dünya, Avrupa ve Türkiye'yi çeÅŸitli açılardan irdeliyor. Dünyanın en büyük nüfuslu 16. ülkesi olan Türkiye'nin, bütünleÅŸmeye çalıştığı Avrupa'nın nüfus yapısını etkileyecek genç bir nüfusa sahip olduÄŸu vurgulanan çalışmada, 1927-1965 döneminde yapılan nüfus sayımlarına göre "anadiller" sıralaması yapılarak, Abazaca, Arapça, Arnavutça, BoÅŸnakça, Çerkezce, Çingenece, Ermenice, Gürcüce, Kürtçe, Lazca, Pomakça, Rumca, Tatarca, Yahudice ve Türkçe istatistiklerine yer verildi. TÃœSÄ°AD'ın CoÄŸrafya 2001 Raporu, Marmara Ãœniversitesi Fransızca Kamu Yönetimi Bölümü Öğretim Ãœyesi Prof. Dr. Füsun Ãœstel'in koordinatorlüğünde, AraÅŸtırma Görevlisi Hande Özkan, Yrd. Doç. Dr. Ãœmit Arat, Christian Bouvet, Doç. Dr. Murat Güvenç, Figen Alp, Dr. Jean-François Perouse, Doç. Dr. Necla UluÄŸtekin, Doç. Dr. Mihriban ÖzbaÅŸaran, Yrd. Doç. Dr. Engin Akyürek, Dr. Muharrem Kesik, Prof. Dr. Edhem Eldem, Doç. Dr. Rahmi Nurhan Çelik, Serhat Güvenç, AraÅŸtırma Görevlisi Sinan Türkyılmaz, Doç. Dr. OÄŸuz Işık, AraÅŸtırma Görevlisi Tuba Akıncılar OnmuÅŸ, Umut Ergezer ve Dilek Durgunay'dan oluÅŸan 19 kiÅŸilik akademisyen ve bilimadamı grubu tarafından hazırlandı. COÄžRAFYA 2001 Çalışma, "Dünya: Jeopolitik ve Kültürel Gezegen", "Dünya: EÅŸitsizlikler ve Farklı GeliÅŸme Kutupları", "Avrupa: Yeniden Örgütlenmekte Olan Jeopolitik Bir Mekan" ve "Türkiye: Yeni Bir Jeopolitik Bölgesel Güç Odağı" olmak üzere 4 ana bölümden meydana geliyor. "Dünya: Jeopolitik ve Kültürel Gezegen" bölümünde, Berlin Duvarı'nın 1989 yılında yıkılmasıyla, 1945 sonrasında oluÅŸan iki kutuplu dünya düzeninin ortadan kalktığı, iki farklı modelin karşıtlığı üzerine kurulu olan paralel bir dünyadan, liberal demokrasinin tek siyasal iktidar modeli olarak görüldüğü, açık ve istikrarsız bir dünyaya doÄŸru sert bir geçiÅŸ yaÅŸandığı deÄŸerlendirmesi yapıldı. DoÄŸu-Batı geriliminin ortadan kalkıp ABD'nin dünyadaki rolünun daha da önem kazandığına deÄŸinilen kitapta, yeni kırılma hatlarının ortaya çıktığı kaydedildi. Dünyada Müslüman uygarlığı, Hıristiyan uygarlığı, Hindu uygarlığı gibi farklı uygarlıklar varolduÄŸu bilgisine yer verilen kitapta, Avrupa'da hristiyanlıktan uzaklaÅŸma ve laikleÅŸmenin, dinlerin gerilemekte olduÄŸu inancını doÄŸurduÄŸu, buna karşılık 1980'li yılların sonlarından bu yana dinlerin sosyal ve siyasal düzende oynadıkları önemli rolün inkar edilemez düzeyde olduÄŸu vurgulandı. "Dünya: EÅŸitsizlikler ve Farklı GeliÅŸme Kutupları" baÅŸlığı altında incelenen konular arasında, dünyada pek çok farklı siyasal sistem, din ve kültür olduÄŸu ve çoÄŸulluÄŸun, kaynakların eÅŸit olmayan bir biçimde paylaşılması, sanayileÅŸmiÅŸ ülkelerin ekonomik hegemonyası, yaÅŸam seviyelerindeki çarpıcı farkılıklar, ticari iliÅŸkilerin düzenlenmesindeki hiyerarÅŸi ve coÄŸrafi olarak zıt yönde hareket eden turist ve işçi akımları içinde geçerli olduÄŸu iÅŸleniyor. En zengin 29 ülkenin dünya üzerindeki kaynakların yüzde 80'ine sahip olduÄŸu buna karşın bu ülkelerde yaÅŸayan insanların sayısının dünya nüfusunun sadece yüzde 16'sını oluÅŸturduÄŸu belirtilen kitapta, en az geliÅŸmiÅŸ 40 ülkenin dünyada her yıl yaratılan deÄŸerlerin yüzde 2'sinden azını ürettiÄŸi, ancak dünya nüfusunun yüzde 20'sini barındırdığı belirtildi. Dünyanın jeoekonomik örgütlenmesi konusunda ise küreselleÅŸmenin aktörleri ve itici güçleri olarak teknolojik ilerlemeler, finans piyasalarının ve çokuluslu ÅŸirketlerin küresselleÅŸmesi, Dünya Ticaret Örgütü ve bölgesel bütünleÅŸmeler irdelendi. AVRUPA Kitabın üçüncü bölümünde ise Avrupa inceleniyor. Avrupa dilleri, Avrupa'daki büyük dolaşım eksenleri, kültürel kaynakların çeÅŸitliliÄŸi konuları ele alınıyor. Avrupa BirliÄŸi'nin (AB), "DeÄŸiÅŸken Geometrili Bir Mekan", "Barış ve Karşılıklı Ä°liÅŸkiler Mekanı" olarak tanımlandığı kitapta, Türkiye, Bulgaristan, Romanya, Estonya, Letonya, Litvanya birliÄŸe katılmayı bekleyen ülkeler olarak gösteriliyor. AB'deki bölgesel eÅŸitsizliklerin de deÄŸerlendirildiÄŸi CoÄŸrafya 2001'de, AB üyesi her ülkenin en zengin ve en yoksul bölgelerinin kiÅŸi başına düşen gayri safi milli hasıla deÄŸerlerine ve 1994, 1996 ve 1999 yıllarında öngörülen yardımların bölgelere dağılımına yer verildi. TÃœRKÄ°YE Dördüncü bölümde, Anadolu'nun kültür ve yerleÅŸme coÄŸrafyası ve Türkiye coÄŸrafyası baÅŸlıkları altında incelenen Türkiye'ye iliÅŸkin, demokratikleÅŸme perspektifleri, ekonomik kalkınma ve geliÅŸme ile küreselleÅŸme ve yerelleÅŸme konuları aydınlatılıyor. Kültürel coÄŸrafyanın da incelendiÄŸi bölümde, Anadolu'nun tarih öncesi çaÄŸları, Anadolu'da ilk yerleÅŸmeler, tüketici yaÅŸamdan ilk üretimciliÄŸe geçiÅŸ gibi konular iÅŸleniyor. Asurlar, Hititler, Urartular, Frigler, Lidyalılar, Ä°onlar'ın Anadolu'daki yaÅŸamlarına da ışık tutan kitapta, Perslerin Anadolu'ya girerek, Lidya Krallığı'nı ortadan kaldırmaları, Ä°on kentlerinin de Pers egemenliÄŸini kabul etmek zorunda kalmalarına neden olduÄŸu ve bu ÅŸekilde Anadolu'ya DoÄŸu etkilerinin girmeye baÅŸladığı, DoÄŸu'nun dünya görüşünün hakim olmaya baÅŸladığı belirtildi. Hellenistik ve Roma dönemlerinin de incelendiÄŸi kitapta, Bizans'ın tarihsel coÄŸrafyası ve Haçlı Seferleri konuları anlatılıyor. Çalışmada daha sonra sırasıyla, Selçuklular Zamanında Anadolu, Osmanlı Döneminde YerleÅŸim ve KentleÅŸme, "Konstantinopolis-Ä°stanbul: Dinsel Gücün, Ekonomik Gücün, Siyasal Gücün Merkezi" gibi konulara yer veriliyor. Bu bölümde, Ä°stanbul'un Latince, Arapça, Yunanca, Rusça ve Osmanlıca isimlerine deÄŸiniliyor. YÃœKSELEN BÄ°R BÖLGESEL GÜÇ Türkiye Cumhuriyeti'nin, kendisini hem Avrupalı, hem de Asyalı olarak tanımladığı ve 21. yüzyılda bu iki coÄŸrafyayı da içeren hedefler öngürdüğü anlatılan çalışmada, bu hedeflerin Avrupa BirliÄŸi'ne üyelik ve Avrasya coÄŸrafyasında etkinlik olduÄŸu kaydediliyor. Bölgesel iÅŸbirliÄŸi ve rekabet coÄŸrafyalarına da eÄŸilinilen çalışmada, Türkiye için soÄŸuk savaÅŸ sonrası dönemin soÄŸuk savaÅŸ yıllarına oranla en temel farkının aynı coÄŸrafyanın hem iÅŸbirliÄŸi, hem de rekabet alanı gelmesi olduÄŸu belirtilen çalışmada, Kafkaslar ve Orta Asya'nın bu geliÅŸmelere en güzel örnek olduÄŸu vurgulandı. TÃœSÄ°AD çalışmasında, su sorunu, Türkiye-Türk cumhuriyetleri iliÅŸkileri, Gümrük BirliÄŸi, AB-Türkiye Ortaklık Kurumları da deÄŸerlendiriliyor. ANADÄ°LLER Nüfus Yapısı ve Demografi baÅŸlığı altında da Türkiye'nin Asya ve Avrupa'nın birleÅŸtiÄŸi noktadaki konumuyla dünyanın en büyük nüfuslu 16. ülkesi olduÄŸu ve bütünleÅŸmeye çalıştığı Avrupa'nın nüfus yapısını etkileyecek genç bir nüfusa sahip olduÄŸu vurgulandı. Türkiye'de 1927-1965 döneminde yapılan nüfus sayımlarına göre "anadillerin" dökümünün de yapıldığı çalışmada, Abazaca, Arapça, Arnavutça, BoÅŸnakça, Çerkezce, Çingenece, Ermenice, Gürcüce, Kürtçe, Lazca Pomakça, Rumca, Tatarca, Yahudice ve Türkçe dillerine ait sayısal verilere yer veriliyor. Nüfus hareketlerinin de yurtiçi ve yurtdışı olarak iki baÅŸlık altında incelendiÄŸi çalışmada, göç, göçün olası sonuçları, deprem, kent, gecekondulaÅŸma, hızlı kentleÅŸme, kent kültürü, kırdan kente göç olgusu konuları deÄŸerlendiriliyor. Çalışmada Türkiye ekonomisi ele alınıyor ve kronik dengesizler olarak bütçe ve dış ticaret açıkları, yeterince geliÅŸmemiÅŸ mali sektör irdeleniyor. Ayrıca, çevre sorunları ve turizm coÄŸrafyası da çalışmaya alınan konuları teÅŸkil ediyor. Geçen yıl Mart ayında çalışmalarına baÅŸlanan raporun, TÃœSÄ°AD'ın kısa süre önce Ankara'ya yaptığı ziyaret sırasında, CumhurbaÅŸkanı Ahmet Necdet Sezer ve BaÅŸbakan Bülent Ecevit ile Milli EÄŸitim Bakanı Metin BostancıoÄŸlu'na da sunulduÄŸu bildirildi. Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!