Güncelleme Tarihi:
TÜRK Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ’ın, türban sorununun Türkiye’nin gündemindeki ilk maddesi haline gelmesine yönelik sözleri yüzünden, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin eleştiri oklarına hedef olan TÜSİAD yanıt vermekte gecikmedi. İsim vermeden Bahçeli’nin sözlerine sert yanıt veren TÜSİAD, "Yüksek öğrenimde türban konusunun acele ve özensiz biçimde ele alınması, Türkiye’yi, AB üyeliğinde ifadesini bulan çağdaş medeniyet seviyesine erişme sürecinden koparmaya çalışan bir kesim için fırsat yaratarak bu kesimin gizli gündemini açığa vurmuştur" denildi. TÜSİAD’ın yazılı açıklamasında şu görüşler dile getirildi:
GERÇEK AMAÇLARI FARKLI: Üniversitelerimizde türban sorununu çözme düşüncesiyle Anayasa ve yasa değişikliği başlatanlar içinde yer alan bir siyasi parti, eşitliği ve öğrenim hakkını savunma görüntüsü altında, gerçek amacının, Türkiye’nin, Atatürk’ün çağdaş medeniyet seviyesine erişme hedefinin gereği olan, batı normlarını esas alan demokratikleşme süreci ile ilişkisini kesmek olduğunu açıkça ortaya koymuştur.
HERŞEYİ HİÇE SAYANLAR DERS VEREMEZ: Daha önce fikir özgürlükleri konusunda çeşitli örneklerini vermiş oldukları gibi, bu kez de, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarını, Anayasa Mahkemesi içtihatlarını, Kopenhag kriterlerini hiçe saydıklarını fütursuzca ifade eden bu kesimin, kimseye demokrasi ve samimiyet dersi vermesi mümkün değil.
SAMİMİYETİN TAKDİRİ KAMUOYUNUN: Demokrasi farklı düşünceyi duymak isteyen bir duruştur, bir üsluptur. Bu duruş ve üsluba sahip olmayanların dilinde demokrasi söylemi inandırıcılığı olmayan bir slogana dönüşür. Demokrasi sicili yıllardır belli olan ve bugün de bir kez daha, en temel eleştiri ve ifade haklarını kullananlara ’Meclisin akıl hocalarına ihtiyacı yok’ diyen bir kesimin, ’eşitlik, öğrenim hakkı’ gibi söylemlerle ortaya çıkmasındaki samimiyetin takdirini kamuoyuna bırakıyoruz.
UZLAŞMA OLMADAN HAREKETE GEÇİLDİ: Türban gibi, bazı genç kızlarımız açısından gerçekten önemli ve toplum açısından da son derece hassas bir konunun bu tür amaçlara alet edilebilmesinin arkasındaki temel etken, gerekli güven ve uzlaşma ortamını oluşturmadan harekete geçilmiş olmasıdır. İktidar partisinin Anayasa taslağını hazırlayan akademisyenler bile yer yer mevcut düzenlemeye karşı çıkmış, ilgili maddeler neredeyse her gün yeniden yazılmıştır. Hal böyleyken, bu konunun ülkenin bir numaralı gündem maddesi haline getirilmesini eleştirmemizden daha doğal bir şey olamaz.
Milliyetçiliği kendilerinden başkasına layık görmüyorlar
TÜSİAD açıklamasında, MHP’nin ya da Devlet Bahçeli’nin ismi anılmazken, şu ifadeler yer aldı: "Milliyetçiliği kendinden başka kimseye layık görmeyenler, milletini gerçekte ne kadar düşünmektedirler ki, işsizliğin had safhada seyrettiği ve ekonomisi yavaşlayan bir ülkede, ekonominin gündemin birinci maddesi olması gerektiğini söyleyenlere bu kadar tepki gösterebilmektedirler."
Çağdaşlığa aykırı her konuda görüşlerimizi açıklayacağız
TÜSİAD’ın Cumhuriyet’in temel niteliklerini varlığımızın en temel ilkeleri saymaktayız" denilen açıklamasında, şu mesajın altı çizildi: "TÜSİAD, bugüne kadar, ülke çıkarlarını öne çıkaran, laiklik ve demokrasiyi ayrılmaz bir bütün olarak gören, Türkiye’yi çağdaşlaşma yolundan ayırmaya çalışanlara karşı duran tutumunu açık sözlülükle ve kararlılıkla sürdürmüştür. Çünkü, Cumhuriyetimizin bu temel niteliklerini varlığımızın en temel ilkeleri saymaktayız. Laikliğe, demokrasiye ve çağdaşlığa aykırı gördüğümüz her konuda görüş açıklamaya devam ederiz."
Bahçeli, ’TÜSİAD, milli birliği hedef alıyor’ demişti
TÜRK Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) 24 Ocak’ta İstanbul’da gerçekleştirilen TÜSİAD Olağan Genel Kurul toplantısında türban tartışması eleştirilerek, Türkiye’de birinci gündem maddesinin ’ekonomi’ olması gerektiği mesajı verilmişti. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin meclis grup toplantısında konuşmasında türbana yönelik eleştirileri değerlendirirken, isim vermeden "İstanbul sermayesinin siyasi konularda fetva makamı olarak görev yapan bir çatı kuruluş" diyerek TÜSİAD’ı şöyle eleştirmişti: "Siz Türkiye’nin milli birliğini ve üniter yapısını hedef alan bölünme modellerine, demokratikleşme reçetesi olarak sahip çıkacaksınız, ancak konu üniversitede başörtüsü olunca bunu sudan bahanelerle geçiştireceksiniz. Türk milletini ve değerlerine hakaretin serbest bırakılmasını çağdaşlık adına savunacaksınız, PKK’nın siyasi taleplerinden olan anadilde eğitimin, demokratik reform adı altında pazarlamacılığını yapacaksınız, sonra da başörtüsü sorununun çözümü için siyaset kurumunun sarfettiği iyi niyetli çabaları gereksiz gündem yaratmak diye mahkum etmeye çalışacaksınız. Ve bütün bunlardan sonra demokrasi ve insan hakları havarisi rolüyle ortaya çıkacaksınız ve Türk milletinin buna inanmasını bekleyeceksiniz. Siz istediğinizi düşünmekte ve beklemekte serbestsiniz. Ancak unutmayın ki; Türk milletinin aklı ve idrakiyle alay etmek hiç kimsenin hakkı ve haddi değildir."
MHP: Müsterih olsunlar
MHP Genel Başkan Yardımcısı Tunca Toskay, TÜSİAD’ın, türbanla ilgili anayasa değişikliği girişimine sert tepkisi üzerine, bir temel sorunu çözmeye çalıştıklarını bildirdi. Toskay, şunları söyledi: "TÜSİAD’ın iktidar partisi hakkındaki görüşlerinin son günlerde ’çok radikal’ şekilde değişmiş olduğunu görüyoruz. Türkiye’nin işsizlik problemi aynı düzeyde, aynı şiddette ve aynı ağırlıkta yıllardan beri devam ediyor. İşsizlik konusu son bir haftta-on günde bu boyuta ulaşmış değil. Yani, bu sorun yıllardır ciddi bir problem olarak hep gündemimizde. MHP, milliyetçiliği esas alan bir siyasi parti. Türkiye’deki bütün kişi ve kurumlar, söylemlerinde ve uygulamalarında, Türkiye’nin milli çıkarları konusunda, hassasiyet gösterdikleri zaman, biz bunlardan mutlu oluruz. Bu konuda da tekelci bir yaklaşım biçimini hiç benimsemedik. Bu konuda TÜSİAD da müsterih olabilir. Ama, Sayın Genel Başkanımızın, son grup toplantısında kendileriyle (TÜSİAD) ilgili tarizlerine yazılı açıklamalarında herhangi bir cevap bulamadık."