FRANKFURT, (DHA)
Oluşturulma Tarihi: Nisan 07, 2008 15:49
Almanya'nnın prestijli gazetelerinden Frankfurter Allgemeine Zeitung (FAZ), Türk Sanayici ve İşadamları Derneği'nin (TÜSİAD) girişimleri ile bugünkü sayısında Türkiye’ye dair bir ek yayınladı.
‘Türkiye Avrupa’ya aittir’ başlıklı ekte TÜSİAD Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ'ın yanı sıra Alman siyasetçi ve işadamlarınn Türkiye'ye ilişkin görüş ve izlenimlerine yer verildi. Arzuhan Doğan Yalçındağ, gazetedeki yazısında “Avrupalıyız ve Avrupa Birliği'nin de bir parçası olmayı arzulamaktayız” diye yazdı.
Almanya eski Cumhurbaşkanı Walter Scheel, ‘Türkiye’nin AB’ye üyeliği bir başarı öyküsünün devamıdır' başlığı ile görüşlerini aktarırken, “Dışişleri Bakanı ve Federal Almanya Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı olarak görevde olduğum yıllarda, Avrupa'nın bütünleşmesine ve bu bağlamda Türkiye ile ilişkilerin geliştirilmesine yönelik süreci yakından izledim ve bu sürecin tasarlanmasında görev aldım. Türkiye'de 60'lı yılların başından itibaren süregelen gelişmeleri gözlemlediğimizde, eşi benzeri bulunmayan başarı öyküsünden bahsedebiliriz.
Türkiye'nin güvenilir bir siyasi ortak olarak her geçen gün gelişmesi, reform sürecini başarılı şekilde uygulaması ve Avrupa’nın ekonomik istikrarına sağladığı katkılar büyük önem taşımaktadır. Birlikte birçok başarı elde ettik. Bu başarıların devam etmesi gerektiğine inanmaktayım. Gelecekte de hem ekonomik, hem siyasi alanda yeni başarıların altına beraber imza atabiliriz” dedi.
Daimlerr-Benz Yönetim Kurulu eski Başkanı Edzard Reuter ise, Ailesinin Almanya'dan göç etmeye zorlandığı için Türkiye'ye yerleştiklerini anlatırken, “Nazi barbarlığının Avrupa'da birçok kültürü yok etmeye çalıştığı dönemde, Türkiye Avrupalı olma yolunda ilerlemekteydi. O günden bu yana, Türkiye kararlılıkla bu gelişimine devam etti. Liberalleşme, kültürel paylaşım ve pazarların dışa açılımı, Türkiye'ye olduğu kadar bize de yararlı olmaktadır. Bu nedenle bir Alman, Avrupalı ve Türk dostu olarak Türkiye'nin AB üyeliğini desteklemekteyim. Bu üyelik bize güç kazandıracaktır” diye konuştu.
Hıristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU) Berlin Eyalet Milletvekili Emine Demirbüken-Wagner, Sosyal Demokrat Part, (SPD) Federal Milletvekili Lale Akgün ve Yeşiller Berlin Eyalet Milletvekili Bilkay Öney’in, ‘Türkiye’nin AB üyeliğinde Almanya ve Avrupa’nın da kültürel ve ekonomik açıdan faydalanacağı’ yönündeki görüşlerine yer veren FAZ, Arend Oetken Holding Yönetim Kurulu Başkanı Arend Oetker'in şu görüşlerini aktardı:
“Bir konu hakkında yargıya varabilmek için dikkatlice incelemek, önyargı ve klişelerden arınmak gerekiyor. Ortağı olduğum firmalar yıllardan beri Türkiye'de üretim yapıyor. Türkiye ziyaretlerim sırasında son derece etkileyici Türk misafirperverliğinin yanı sıra, yüksek bir hizmet eğilimi ve ilerleme azmi ile karşılaştım. Gerek Almanya'da çalışan Türk elemanlarım, gerekse Türkiye'deki ortaklarım ile uzun yıllar boyunca olumlu tecrübeler edindim. Türkiye gelecekte siyasi ve ekonomik açıdan daha büyük bir öneme sahip olacaktır. Bu enerjinin bir parçası olup- olmayacağımıza, önyargılarımızdan kurtularak karar vermemiz gerekmektedir.”
Deutsche Bank Baş Ekonomisti Prof. Dr. Norbert Walter de, Alman gazetesine Türkiye'nin kalkındığını, Avrupa bölgesindeki tüm ülkelerden daha hızlı geliştiğini söyledi. Prof.Dr. Walter, şöyle konuştu:
“2006 yılında Türkiye'deki gayri safi milli hasıla yüzde 6.1'lik artış gösterirken, Almanya'da bu oranın sadece yarısı gerçekleştirilebildi. Avrupa ‘bir kalkınma motoru' olan Türkiye’den yararlanmaya başladı. Geçen yıl içinde Türkiye, sadece Almanya'dan, 11 milyar Euro'luk mal ithal etti. Türkiye aynı zamanda boru hatları ile Avrupa için sabit ve güvenilir enerji tedariki sağlamakta ve Avrupa'nın Rusya’ya olan bağımlılığını azaltmaktadır. Bugün birçok sektörde Türkiye ile çok başarılı ortaklıklar kurmaktayız ve mevcut potansiyelin kolay kolay tüketilemeyeceğine inanmaktayız. Türkiye'nin AB üyeliği ile ortak normlar ve kurallardan oluşan gerçek bir iç pazar oluşacaktır. Bu nedenle Türkiye’nin AB’ye katılım sürecini destekliyorum ve bu sürecin kısa zaman içinde olumlu sonuçlanmasını diliyorum.”
Roland Berger Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Roland Berger, 1520 yılında nasıl kahve pişirileceğini Türkler'den öğrendiklerini, kahvenin o tarihden bu yana Avrupa'nın en önemli enerji kaynağı olduğunu anlattı. Berger, “Bugün de Türkiye, Avrupa kıtasının birçok yönden en önemli enerji tedarikçilerinden biri. Türk boru hatları bizi diğer tedarikçilerden bağımsız hale getirdi. Avrupa ve Asya arasında bir köprü olan Türkiye’nin stratejik önemi, enerjide arz güvenliği konusu göz önüne alındığında daha da artmaktadır. Türkiye sadece bir enerji tedarikçisi değildir. 72 milyonluk nüfusu ve yıllık yüzde 5'i aşkın ekonomik büyüme hızı ile Türkiye aynı zamanda Almanya'da binlerce işyerine hayat veren büyük bir ekonomik pazardır. AB’ye katılım perspektifi ülkede reform çalışmalarına hız kazandıracak, kültürler arası etkileşimi güçlendirecek ve Avrupa'ya gelecek yıllarda yetecek enerji ve iş imkanı sağlayacaktır” diyerek Türkiye'nin AB üyeliğine destek verdiğini anlattı.
Almanya Çalışma ve Sosyal İşler eski Bakanı Franz Müntefering de, “Güçlü bir Avrupa için eski dostumuz Türkiye, yeni ortağımız olmalı” derken, AB komisyonu Başkan Yardımcısı Günther Verheugen ise, Türkiye'deki büyük ekonomik potansiyelinin Avrupa'yı güçlü kılacağını belirtti.
ARZUHAN DOĞAN YALÇINDAĞ: İLERLEMEYE DEVAM EDECEĞİZ
TÜSİAD Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ da gazetenin ekinde yayınlanan mektubunda şöyle dedi:
“Avrupa'nın nerede başladığı ve nerede son bulduğu sorusu kıtamız üzerinde tekrar ve tekrar ortaya atılmış ve cevaplanmıştır. Türkiye'nin AB’ye katılım süreci Avrupa'nın kendisini nasıl algıladığı sorusunu da beraberinde getirmiştir. Türk halkı için sorunun gayet basit bir cevabı bulunmaktadır: Biz Avrupalıyız ve Avrupa Birliği'nin de bir parçası olmayı arzulamaktayız. Türkiye tüm Avrupa organizasyonlarının ve NATO'nun bir üyesidir. AB ve Almanya en önemli ticari ortaklarımızdır. AB vatandaşları ve Türkler, futboldan güzel yemeklere kadar birçok ortak tutkuyu paylaşmaktadırlar. Öte yandan Türkiye’nin Birlik’e katılımının stratejik ve ekonomik faydaları da bulunmaktadır. Nitekim genç ve dinamik nüfusu, ihracata dayalı ekonomisi ve hızla gelişen bilgi teknolojileri toplumu ile Türkiye, AB’nin iç pazarını daha da büyütecek ve Avrupa’nın küresel rekabet gücünü artıracaktır. Türkiye AB’nin enerji tedariki için vazgeçilmez bir ortaktır. AB’nin bir parçası oluncaya kadar hem Türkiye’nin hem de AB’nin gerçekleştirmesi gereken reformlar bulunmaktadır. Katılım müzakereleri aracılığı ile reform süreci ivme kazanan ülkemizde, yasal çerçeve koşullarının uyumlaştırılması sürecinin önemli bir bölümü, neredeyse tamamlanmıştır. Biz bu yolda ilerlemeye devam edeceğiz. Modern Türkiye Girişimi', Türkiye’nin AB’ye katılımının her iki taraf için ekonomik açıdan mantıklı, siyasi açıdan doğru ve toplumsal açıdan zenginleştirici bir süreç olduğuna inanmaktadır. ‘Modern Türkiye Girişimi', Türkiye’nin AB üyeliğini desteklemektedir.”