TÜSİAD: Tüketim artıyor, Türkiye'nin tasarruf açığı büyüyor

Güncelleme Tarihi:

TÜSİAD: Tüketim artıyor, Türkiyenin tasarruf açığı büyüyor
Oluşturulma Tarihi: Haziran 11, 2008 14:17

Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Üyesi ve Şirket İşleri Komisyonu Başkanı Ali Kibar, “Ekonominin istikrara kavuştuğu ve siyasi istikrarın muhafaza edildiği bu dönemde tüketiciler ve yatırımcılar ekonominin geleceğiyle ilgili daha iyimser beklentiler içine girdi ve böylece tüketim ve yatırım harcamaları hızlandı” dedi.

Kibar, iç talebin güçlü seyrettiği bu dönemde ülke içi tasarrufların yetersiz kalması nedeniyle harcamaların yurt dışı kaynaklarla finanse edilmesi gerekliliğinin ortaya çıktığını belirterek, “Bu süreçte özel sektörün dış borç stoku 43.2 milyar dolardan 158 milyar dolara çıktı” diye konuştu.

TÜSİAD’ın Koç Üniversitesi ile birlikte düzenlediği "Türkiye’de Özel Tasarruf Eğilimi: Mikro ve Makro Perspektifler" konferansının açış konuşmasını yapan Ali Kibar, enflasyondaki gerilemeyle birlikte aynı dönemde, cazip kredi ve taksit olanakları sunulmaya başlandığı, ürün ödemelerinde sıfıra yakın faizle 2-3 ay erteleme imkanları ve taksit olanaklarının belirgin şekilde arttığını hatırlatarak, “Bu durum harcamaları daha da kolaylaştırmakla birlikte, ilk kez bu olanaklara sahip olan hanehalkı için gelecekteki harcama planlarını daha dikkatli yapmayı zorunlu kılmıştır. Harcamaların ve buna mukabil borçlanmanın artığı 2002-2007 döneminde özel kesimin tasarruf eğiliminde ise bir düşüş olmuştur” dedi.

ÖZEL KESİMİN TASARRUFU DÜŞÜYOR

Enflasyon ile düzeltildiğinde son 20 yılda ortalama yüzde 16.7 olan özel kesim tasarruflarının milli gelire oranının 2005 ve 2006 yılında yüzde 12’nin altına gerilediğini, bu oranın ekonomik ve siyasi istikrarın belirsizleşmesiyle birlikte yeniden artış göstererek 2007 yılında yüzde 13.7’ye çıktığını belirten Kibar şunları söyledi:

“Yapılmak istenen harcamalar karşısında özel kesim tasarruflarının yetersiz kalması yurt dışından borçlanmamıza, yurt dışından borçlanmamız ise cari işlemler açığımızın genişlemesine neden olarak ekonomimizin kırılgan hale gelmesine neden olmaktadır. Özellikle, içinde bulunduğumuz dönemdeki gibi uluslararası piyasalarda likidite koşullarının daraldığı zamanlarda, yurtdışı finansman kaynaklarına olan bağımlılığımız borçlanma şartlarımızı da olumsuz etkilemektedir. Özel sektör ve kamu kesiminin borçlanma maliyetleri artmakta ve vadeleri kısalmaktadır”.

GELECEK KORKUSU TASARRUFU TEŞVİK EDİYOR

Türkiye’de özel kesim tasarruflarının milli gelire oranının diğer gelişmekte olan ülkelere göre de daha düşük olduğunu ifade eden Kibar, “Bu farklılıkların bazıları hepimizin bildiği nedenlerden kaynaklanıyor. Örneğin Çin’de ya da genel olarak gelişmekte olan Asya ülkelerinde devletin sağladığı sosyal olanakların yeterli olmaması bu ülkelerde halkı, kendilerinin ve çocuklarının gelecekleri için tasarrufa yönlendiriyor. Ülkemizde de bu unsurun tasarruf eğilimlerini belirleyen öncelikli faktörlerden biri olduğu söylenebilir. 2002-2007 döneminde özellikle kırsal kesimde devletin yaptığı karşılıksız transferlerde önemli bir artış olduğu TÜSİAD-TCMB olarak yayınladığımız “Türkiye’de Hanehalkı” raporumuzda da ortaya koyuluyor” dedi.

2002 SONRASINDA AB’ NİN GERİSİNE DÜŞTÜK

Gelişmekte olan Asya ülkelerinin tasarruf oranlarındaki artışın bir diğer nedeni olarak bu dönemde bu ülkelerin ihracat gelirlerindeki yükselişin gösterildiğini belirten Kibar “Söz konusu dönemde petrol ve emtia fiyatlarının artmasıyla, bu ürünlerin ihracatçısı olan ülkelerin de dış ticaret fazlaları ve buna bağlı olarak tasarruf oranlarında bir artış görülüyor. Örneğin, petrol ihracatçısı olan Orta Doğu ülkelerinde tasarruf oranı 2007 yılında yüzde 45’lere ulaşmış durumda. Ülkemizde ise ortalama tasarruf oranı 1998-2002 döneminde Avrupa ülkeleriyle neredeyse aynı seyrederken, bu tarihten sonra gerek Avrupa Birliği ortalaması gerekse Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinin ortalamasının altında kalmış gözüküyor. Söz konusu dönemde bizim tasarruf oranımız yerinde sayarken Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinin ortalaması yükseldi” diye konuştu.

NÜFUS YAPISI DA TASARRUFU AZALTIYOR

Diğer ülkelerle karşılaştırınca, Türkiye’de tasarruf oranının düşük olmasının demografik yapıyla bağlantılı olduğunun görüldüğünü söyleyen Ali Kibar “Genç ve işsiz nüfusun çok olması hanehalkının tasarruf yapmasına imkân vermiyor. Gelecek nesillerin güvencesi endişesiyle ayrılan kaynaklar emeklilik için birikim yapmayı zorlaştırıyor. Nüfus artış hızının düşmesiyle bu sorunun hafiflemesi bekleniyor. Ancak, bu gibi demografik dönüşümler çok uzun zaman alıyor” dedi.

Ali Kibar, 2001 krizi sonrasında yakalanan büyüme performansının devam ettirilebilmesi için yurtiçi tasarruf oranının arttırılmasına ihtiyaç olduğunu vurgulayarak görüşlerini şöyle özetledi:

“Bildiğiniz gibi yüksek büyüme oranlarını uzun dönemler boyunca sürdürebilmenin temel koşullarından birisi yüksek tasarruf oranları. Yurtiçi tasarruf oranının artırılması küresel piyasaların daralmakta olduğu ve yurtdışı tasarruflardan yararlanma imkânlarının azaldığı ortamlarda daha da önem kazanıyor. Bu nedenle TÜSİAD olarak son dönemde ülkemizde yurtiçi tasarruf eğiliminin neden düşük olduğu ve bu eğilimi tersine çevirebilmek için neler yapılması gerektiğiyle ilgili birçok çalışmayı eş zamanlı olarak başlatmış bulunuyoruz.”
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!