Türk'ün ölüm yolu tarifi

İZMİR'in Seferihisar İlçesi Sığacık Körfezi'nde batan kaçak teknesinde ölenleri arama çalışmaları sürerken, bulunan ceset sayısı 46'ya yükseldi. Kurtulan kaçaklar kendilerini tekneye bindiren bir Türkün dümeni bir mülteciye verip, “Hiç kırmadan giderseniz iki saat sonra Sisam'da olacaksınız” dedikten sonra denize atlayıp kaçtığını iddia etti.

Seferihisar'daki yerel yetkililere göre geçen cumartesi gecesi, valilik açıklamasına göre ise Pazar günü akşam saatlerinde Sığacık Körfezi'nden Yunan adalarına geçmek için gece karanlığında açılan Filistin, Somali, Irak, Moritanya ve Suriye uyruklu kaçakları taşıyan 15 metrelik tekne, lodosun oluşturduğu dev dalgalara geceyarısı yenik düştü. Facia pazar sabaha karşı sahildeki sitelerde oturanların ‘İmdat’ çığlıkları duymasıyla ortaya çıktı. Sayılarının 65 ile 85 arasında değiştiği tahmin edilen mültecilerden sadece 6'sı kurtarılabildi. Dün akşama kadar ikisi kadın 43 ceset su yüzüne çıktı veya kıyıya vurdu.

Arama çalışmaları ikinci günde Sahil Güvenlik Komutanlığı'na ait 1 helikopter, 1 bot, Sivil Savunma Arama ve Kurtarma Birliklerine ait 2 zodiak botun yanı sıra, Sığacık Limanı'ndaki balıkçı tekneleriyle yeniden başladı. Çalışmalarda 8'i Sahil Güvenlik Komutanlığı, 60'ı İlçe Jandarma Komutanlığı, 70'i İlçe Emniyet Müdürlüğü ile 22'si Sivil Savunma Arama ve Kurtarma Birliği'nden olmak üzere toplam 160 kişi görev aldı. Dün kurtarma çalışması yapan ekipler bugün 76 saat sürecek arama faliyetine başladı. Dün son bulunan cesedin kıyıdan 3 mil açıkta olması nedeniyle bugün arama sahasının daha da genişletildiği açıklandı.

Sabahın erken saatlerinde Teos, Ekmeksiz Plajı yakınlarında sahilin kayalık bölümünde 2 ceset daha bulundu. Yine aynı bölgede ancak denizde de 1 erkek cesedi çıkarıldı. Böylece ulaşılan ceset sayısı 46'ya çıktı. Seferihisar Cumhuriyet Başsavcılığı da olayı adli yönden soruşturmaya devam ediyor. Kurtarılan 6 kişininin durumunun iyi olduğu, bunların da ifadelerinin tercüman aracılığıyla alınacağı bildirildi.

Cesetler üzerindeki incemelerde ilginç detaylar da göze çarptı. Ölenlerin kollarındaki saatlerin 00.30-01.00 saatleri arasında durduğu görüldü. Denizciler bu durumda teknenin 23.30 gibi batmış olabileceğine dikkat çekti. Denizciler, cesetlerin lodosun yönü nedeniyle Sığacık bölgesine geldiğini, teknenin Doğanbey Koyu tarafından açılmış olabileceğini de belirtti.

SAVCININ AÇIKLAMASI

Seferihisar Başsavcısı Mehmet Şahin, Sığacık Limanı'ndaki Sahil Güvenlik Komutanlığı önünde bulunan Sahil Güvenlik Botu'na alınan 3 cesedi inceledikten sonra soruları yanıtladı. Başsavcı Şahin şunları söyledi:

“Dün bulunun 43 cesedin otopsisini yaptık. Bugün de 3 ceset çıktı. Ölü muayenesini yapıyoruz. Üzerlerinden kimlik çıkmadığı için kimliklerini tespit edemiyoruz. Sağ kurtarılan 6 kişi Filistinli olduklarını söyledi. Ancak diğerlerinin yüz şekillerine baktılar ve onların kendilerine benzemediklerini, başka uyruklu olabileceklerini söylediler. Sağ kurtulanlara olayın oluş nedenini sorduğumuzda sadece battıklarını söylediler. Soruşturma her boyutuyla devam ediyor. Bu arada dünkü ceset sayısındaki rakam karışıklığını gidermek amacıyla çıkarılan tüm cesetler Sığacık Yat Limanı'ndaki Sahil Güvenlik Botu'na getiriliyor.”

TEKNEYE BİR TÜRK BİNDİRMİŞ

Kaçakları ölüme götüren yolculuğun ayrıntıları az da olsa ortaya çıkmaya başladı. Su yuttukları ve uzun süre denizde kaldıkları için sağlık sorunu yaşayan Filistin uyruklu Ahmed Muhammed Hasan, Yusuf İmad ve Amin Shagko İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde tedavileri sürüyor. Sağlık sorunu olmayan Filistinliler Mustafa Kamil, Akın Bakru ve Halid Muhammed Nurdin de jandarmada sorgulandı.

Kurtulanların verdikleri ifadeye göre kaçaklar Yunan adalarına geçmek için geldikleri yerin uzaklığına göre 1500 -2500 Euro arasında ücret ödedi. Kaçakların bir bölümü İstanbul'dan geldi, bir kısmı da bir süredir ‘Sığınmacı’ sıfatıyla BM'den aldıkları geçici oturma izinleriyle yaşadıkları İzmir'den katıldı. Mülteciler dikkat çekmemek için otomobil veya minibüslerle Seferihisar yakınlarında kırsal alanda bekleyen bir kamyonda toplandı. Kamyon gece karanlığında köy ve dağ yollarını kullanarak teknenin beklediği koya geldi. Yaklaşık 15 metre boyundaki tekneye kaçaklar sıkışık oturma düzeniyle bindirildi. Tekne denize açıldıktan bir süre sonra, tüm kaçışı organize eden Türk, dümeni bir mülteciye verip, “Hiç kırmadan giderseniz iki saat sonra Sisam'da olacaksınız” dedikten sonra denize atladı ve kaçtı. Dev dalgaların etkisiyle tekne bir süre sonra Ege Denizi'nin soğuk sularına gömüldü. Birçoğu beline otomobil iç lastiği geçirmiş mültecilerden sadece 6'si saatlerce denizde mücadele ettikten sonra kıyıya sağ ulaşmayı başardı.

Bu arada mültecilerin çoğunluğunun Somali, Moritanya, Suriye ve Filistin uyruklu olduğu öğrenildi. Kurtulanlardan Filistinli Mustafa Kamil, “Küçük gruplar halinde toplandık. Bu nedenle gruplar birbirini tanımıyordu. Teknede içiçe oturmuştuk. Birden bağırışlar ve panik yaşandı. Teknenin neden ve nasıl battığını göremedim” dedi. Kurtulanlar olayın şoku ve yolculuğu gece karanlığında yapmaları nedeniyle çıkış noktaları konusunda ayrıntılı tarif veremedi.

Teşhis amacıyla fotoğrafları ve görüntüleri çekilen, numaralandırılan dün çıkarılan 43 ceset İzmir Adli Tıp Kurumu Morgu'na gönderildi.

BATAN TEKNEDEN İZ YOK

İzmir Valisi Mustafa Cahit Kıraç, İzmir Seferihisar açıklarında batmasıyla 46 kişinin ölümüne neden olan tekneye ait bir parçanın henüz bulunamadığını belirterek, bir yaşam belirtisi kalmadığından emin olunmasına kadar arama kurtarma çalışmalarının devam edeceğini söyledi.

İzmir Valisi Mustafa Cahit Kıraç, Seferihisar'ın Sığacık sahili açıklarında teknenin batmasıyla ilgili yaptığı açıklamada, arama kurtarma çalışmalarının devam ettiğini söyledi. Yaşanan olayı ‘insanlık dramı’ olarak nitelendiren Vali Kıraç, dün akşam saatlerinde 43 olan ceset sayısının, bu sabah 3 ceset daha bulunmasıyla 46'ya yükseldiğini ve bunların 2'sini kadın olduğunu kaydetti. 6 kişinin sağ ele geçirildiğini ifade eden Vali Kıraç, “Üçü ileri derecede rahatsız oldukları için hastanelerimizde tedavi altına alındı. Üçünün durumu iyi olduğu için haklarındaki yasal işlemin yapılmasını bekliyorlar. Halen çalışmalar devam ediyor. Arama kurtarma çalışmalarımızı bir yaşam belirtisi kalmadığından emin olduğumuz noktaya kadar sürdüreceğiz. Teknede kaç kişinin olduğu, nasıl bu boyuta gelindiğini arkadaşlarımızı araştırıyor. Elimizde teknenin kaç kişiyle çıktığına dair bir bilgi yok. Dünden itibaren bölgede havadan, karadan ve denizden yapılan bütün aramalarda tekneyle ilgili herhangi bir nesneye, bir parçacağına, kısmına rastlanmadı. Teknenin bulunduğu yerle ilgili şu ana kadar herhangi bir bilgimiz oluşmadı” dedi.

EK MİSAFİRHANE YAPILIYOR

Vali Kıraç, İzmir'de İl Emniyet Müdürlüğü'ne ait 115 kişilik misafirhanenin yeterli gelmediğini, 300 kişinin birarada barınabileceği bir misafirhanenin inşaa çalışmalarının devam ettiğini, birkaç ay içinde tamamlanarak hizmete gireceğini belirtti. Kıraç şunları söyledi:

“Bu yıl itibariyle ilimizde 3 bin 600 göçmen kimisi vizeli olarak gümrüklü sahalardan gelip ülkemizden kaçak yollarla dışarıya çıkma gayretine girmiş, bir kısmı da gayri kanuni yollardan ülkemize girerek amacına ulaşmak için değişik bağlantılara giriyor. Bunları organize eden çeteler ve bu işlerle uğraşanlar hakkında yasal olarak işlemler devam etmektedir. Bu bir insanlık dramıdır. İnsanların en önemli en kutsal hakkı yaşam hakkıdır. Yakalananlar bizimle diplomatik teması olan ülkelere uçakla gönderilmektedir. Valiliğimiz, Sosyal Yardımlaşma Vakfı imkanları, Emniyet Genel Müdürlüğümüz'den elde ettiğimiz kaynaklar ile gönderiyoruz. Biz bu insanlara değer verdiğimiz için beslenme ihtiyaçlarını karşılamak ve biran önce kendi ülkelerine güvenlikli bir şekilde göndermenin gayreti içerisindeyiz. Son hadisede hayatını kaybeden göçmenlere Allah'tan rahmet diliyorum. Sağ olarak kurtarılanlar da inşallah kısa sürede iyileşir ve ülkelerine dönerler. İnşallah bir daha yapmazlar. Türkiye rıza göstermez. İzmir olarak göçmen yasal veya değil ilimize yansıyan problemlerini yaşıyoruz. Ülkeye girişlerinin çok iyi takip edilmesi gerekir. Türkiye olarak bir çalışmanın yapılması gerektiğini düşünüyorum.”