Türklük dayanışmadır

Güncelleme Tarihi:

Türklük dayanışmadır
Oluşturulma Tarihi: Şubat 21, 2012 00:00

Anayasa Komisyonu için Meclis’e gelen Fener Rum Patriği Bartholomeos, vatandaşlık tanımı için şu öneriyi getirdi: “Türk devletine vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkes, din, mezhep, dil ve etnik köken gözetilmeksizin Türk’tür. Türklük, bütün Türk vatandaşlarının beraberce varlığının ve dayanışmasının ifadesidir.”

FENER Rum Patriği Bartholomeos, Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nun davetiyle dün beraberindeki ekiple TBMM’ye geldi. Geçmişte Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın cenazesi için Meclis’e gelen Patrik, ilk kez davet üzerine Meclis’i ziyaret etti. TBMM’nin toplantı çağrısında, Dışişleri Bakanlığı’nın genel olarak kullandığı “Fener Rum Patriği” yerine “İstanbul Rum Patrikliği” sıfatı kullandı. Bartholomeos toplantıda, diplomatik alanda tartışma konusu olan “ekümeniklik” konusuna hiç değinmedi.

Bürokraside yokuz

Eşitlik, çoğulculuk ve özgürlük eksenli bir anayasa öneriler paketi sunan Bartholomeos “Ben Gökçeada doğumluyum, yedek subaylığımı İstanbul’da yaptım. Bizler bu toplumun parçasıyız. Vatandaş olarak görevlerimizi hep yaptık ama vatandaşlık haklarından yararlanamadık, 2’nci sınıf vatandaş olduk. Biz bürokraside, eğitimde eşitlik istiyoruz. Özellikle yüksek düzeyde bürokraside azınlıklar neredeyse hiç yoktur” dedi. Bartholomeos “Kamu hizmetlerine girme hakkı ve eşitlik” başlığıyla Anayasa’ya şu maddeyi önerdi: “Devlet, eşitliğin hayata geçirilmesi ve hiçbir vatandaşın dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasal düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerden ötürü kamu hizmetlerine girmede ayrımcılığa maruz kalmaması için gerekli bütün özel koruma önlemlerini almakla yükümlüdür.”

Duygulandıran tanım

Patrik, heyetin sorusu üzerine vatandaşlık tanımı olarak da şu öneriyi getirdi: “Türk devletine vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkes, din, mezhep, dil ve etnik köken gözetilmeksizin Türktür. Türklük, bütün Türk vatandaşlarının beraberce varlığının ve dayanışmasının ifadesidir.”
Komisyonun MHP’li üyesi Oktay Öztürk, bu ifadeler üzerine “Komisyon çalışmalarına başladığından beri ilk kez kez siz, Türklüğü birleştirici, bütünleştirici olarak tanımladınız. Beni duygulandırdınız, teşekkür ederim” dedi.

Yabancı değiliz

“TÜm işlemlerimizde Dışişleri Bakanlığı ile muhatap oluyoruz. Bunu doğru bulmuyoruz, biz yabancı değiliz. Biz 1700 yıldır buradayız. Yabancı vakıflar tabirinin kullanılmasını yadırgıyoruz. Böyle olunca Anayasa’nın eşitlik ilkesi teoride kalıyor. En önemli sorun tüzel kişiliğimizin olmaması. Lozan’da azınlıklar için ‘Kendi paralarıyla okul açabilirler’ diyor. Ancak 1844’te kurulan Ruhban Okulu 1971’de kapatıldı. Bu haksız bir icraattı.”

Azınlık olalım

TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu dün Midyat Süryani Mor Gabriel Manastırı Vakfı Başkanı Kuryakos Ergün’ü de dinledi. Ergün, yabancı isimleri kullandıklarını ancak azınlık sayılmadıkları için özgün soyadlarını kullanamadıklarını vurguladı. Süryani kimliğinin tanınmasını isteyen Ergün, şunları söyledi: “Uygulamada azınlık olarak Rum, Ermeni ve Yahudiler kabul ediliyor. Lozan Antlaşması kapsamında Süryaniler’e hakları tanınmıyor. Lozan Antlaşması kapsamında Süryaniler azınlık statüsünün kabul edilip anayasal güvenceye kavuşturulmalı.”

Ayrım zihinde

VAKIFLAR Genel Müdürlüğü’ne bağlı Vakıflar Genel Meclisi’nde Türkiye Cemaat (Rum, Ermeni, Yahudi) Vakıfları Temsilcisi Pantelis Lakis Vingas da toplumda ayrımcılık güdülenmesine örnek verirken “Bir görüşme için Başbakanlığa gelmiştim. Vakıflar Genel Müdürlüğü kartımı danışmaya verdim. Görevli telefonla özel kalemi ararken ‘Efendim bir yabancı sizi görmek istiyor’ dedi. Oysa ben üzerinde ay yıldızlı kimliğimi uzatmıştım. Zihinlerdeki ayrımcılığı yıkmak daha zor oluyor” dedi.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!