Türkler eşkal veremiyor

Güncelleme Tarihi:

Türkler eşkal veremiyor
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 17, 1998 00:00

Haberin Devamı

Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları, başlarına bir bela geldiğinde suçlunun eşkalini veremiyorlar. Buna karşın Türkiye'de bulunan yabancının başına aynı türden bela geldiğinde, neredeyse suçlunun ayakkabı numarasına kadar bilgi veriliyor.

Peki, işin sırrı nerede?

Türkler saldırıya uğradıklarında dikkatlerini saldırganın elindeki silaha yöneltiyor. Gasp ve Organize Suçlar Büro Amiri Ahmet Atalay, soygun sırasında yalnızca saldırganın silahına bakan birinin kolay kolay eşkal veremeyeceğini söylüyor.

Buna karşın Türkiye'de çeşitli şekillerde saldırıya uğrayarak soyulan yabancıların büyük bir bölümü, neredeyse saldırganın fotoğrafını çıkarıyor. Özellikle Japon turistler bu konuda uzmanmış. Örneğin, Eyüp'te mezarlıklar arasından geçerken tecavüze uğrayan bir Japon kadın, saldırganın vücudundaki ben sayısına kadar detaylı bilgi verince suçlu da kısa sürede yakalanmış.

Robot resimleri hazırlayan polis memuru Cahit Ünal, kültür düzeyi yüksek insanların, daha detaylı eşkal verdiklerini söylüyor.

FİLMLERDEKİ SİMALAR

Yakın zamana kadarrobot resim oldukça zahmetli bir işmiş. Envai çeşit saç, burun, kulak, çene ve göz şekillerinin yer aldığı şeffaf film tabakalarının üst üste konmasıyla eşkal oluşturulmaya çalışılıyormuş.

Polis 1990 yılında robot resim işini de bilgisayarla çözmeye başlamış. Yabancı bilgisayar programları önceleri çeşitli pürüzler çıkarmış. Örneğin silahlı saldırıdan kıl payı kurtulmuş birinin karşısına ancak Amerikan filmlerinde görebileceği simalar çıkarılmış. Zaten zar zor eşkal verebilen birinin karşısına bir de Clint Eastwood, Ricky Martin tipindeki adamların burnu, gözü, kulağı çıkarılınca işler iyice sarpa sarmış.

Kara kaşlı, kara gözlü, siyah pos pıyıklı, yanağının ortasında falçata yarası olan simalara ihtiyaç duyulunca emniyet teşkilatı buna bir çare aramış. Sonunuda ‘‘robot ressam’’ Cahit Ünal ve Ensis Bilgisayar Danışmanlık Şirketi, uzun bir çalışma sonucunda bu coğrafyada yaşayan insanların tiplerine uygun basit bir program hazırlamışlar.

SOYGUNCUNUN HANGİ YÜZÜ?

Bir an kuytu bir köşede sırtınıza silah dayandığını düşünün. Adamın biri paranızı, saatinizi, bilimum değerli eşyalarınızı istiyor. Hem de hiç bir karşılık ödemeden. Ortada bir alışveriş var. Ama adamın ödediği tek şey sizin ‘‘hayatınız!’’ Bir de kendinizi soyguncunun yerine koyun. Cezası böylesine ağır olan bir suçu işlemeye kalkmak, öyle ha deyince olmuyor.

Kurban seçilen kişi göründüğünden daha dişli biri olabilir. Siyah kuşak sahibi bir kareteci, ya da görevli bir sivil polis gibi.. Gasp Bürosu Amiri Ahmet Atalay, soyguncunun, seçtiği kurban üzerinde öncelikle aşırı derece de korku yaratmaya çalıştığını söyledi. Böyle birinin yüz ifadesinin nasıl olabileceğini tahmin edin. Soyguncuyla kurulan sıcak kontağın saniyelerle sınırlı olduğu da dikkate alınırsa polise başvuran kişi, soyguncunun hangi halini anımsayabilir?

Polise başvuran mağdurların neredeyse tamamı, soyguncunun çatık kaşlı ve iğrenç bakışlara sahip biri olduğunu anlatıyorlar. Oysa aynı suçlunun polis merkezinde fotoğrafı çekilirken yüzüne nasıl bir anlam verdiğini tahmin etmek hiç zor değil. Yüz ifadelerindeki bu çelişki, teşhisi de zorlaştırıyor.

Organize suçlara karşı, gasp bürosunun deneyimli polisleri, zaman zaman eğlenceli anlar da yaşıyorlar. Sigorta şirketini dolandırmaya çalışan ya da soyulmadığı halde komşusunu veya evlenmeye yanaşmayan sevgilisini ketenpereye getirmeye uğraşan uyanıkların ifadeleri, polisleri güldürebiliyor. Şimdiye kadar gerçekleştirilen hiç bir soygun planıyla çakışmayan ‘‘dandik’’ senaryolar ise beşinci dakikada anlaşılıyor.

Polisteki sabıka dosyası gasp ve soygun aleminin en baba adamlarının fotoğraflarıyla dolu. İçlerinden biri var ki ele geçene kadar polis epeyce uğraşmak zorunda kalmış. Bir dönemler ‘‘siyasi amaçlı’’ yaptığı silahlı soygunlar, kısa zamanda onun yaşam biçimi haline gelmiş. Sabıka albümündeki adı Mahmut. Gerçekleştirdiği 22 silahlı soygundan sonra, yaşlı bir görgü tanığının teşhisi sonucunda yakayı ele vermiş. Mahmut, siyasi bir örgütün kadrosundan ayrıldıktan sonra kendi soygun ekiplerini kurmuş Yahya, Hasan, İhsan ve eski polis Yaşar D.,'de bu ekipte epeyce popüler olmuşlar. Fakat nihayetinde onlar da, işi öğrendikleri adamla birlikte aynı koğuşu paylaşıyor.

İstanbul'un nüfusuna oranla polis sayısının yeterli olmadığını artık sağır sultan bile biliyor. O yüzden kuytu bir köşede eli silahlı bir adamın gazabına uğrayan birine söylenecek tek şey ‘‘kararını kendin ver’’!

Soyguncunun ufak tefek olması yanıltıcı olabilir. Etrafta gözcülerinin olduğu dikkatlerden kaçmamalı. Gaspçıların ‘‘kolay lokma’’ olarak düşündükleri ve çoğu zaman da öldürmekten çekinmedikleri taksi sürücüleri için polis, özel broşürler dağıtmış. Ancak taksi soygunlarında eşkal verilemediği gibi, az miktarda parası giden sürücü, bu olayı emniyete de bildirmiyor.

Gasp ve organize suçlar bürosu amiri Atalay da mağdurların başvurmaması ya da başvurusunu geri çekmesinden yana dertli: ‘‘Biz çatışmalara girip, soyguncuyu ele geçirdiğimizde mağdur davadan vaz geçiyor. O zaman soruşturmayı sonuçlandıramıyoruz, adamı bırakmak zorunda kalıyoruz.’’

Uzun hazırlıklar gerektiren planlı soygunlara karşı ise işyeri çalışanlarının daima tetikte olması gerekiyor. Atalay, ‘‘soyguncuların istihbarat yapmak için çevrede veya işyerinde araştırma yapacakları dikkatlerden uzak tutulmamalı’’ diyor. Özellikle silahlı işyeri soygunlarında işyerine gelen öncüler, genellikle sabıkası olmayan kişilerden seçiliyor. Böylelikle suçlunun tespiti zorlaştırılıyor.

İlaç işverenlerinin açıklaması

21 Temmuz 1998'de Hürriyet Gazetesi'nde yayınlanan, Uluslararası Tüketici Birlikleri Örgütü ile Türk-İş Tüketici Bürosu'nun yaptığı ‘‘İlaç Fiyatları Araştırması’’haberi üzerine, İlaç ve Kimya Endüstrisi İşverenler Sendikası bir açıklama yaptı. Söz konusu 12 ilacın toplamı, araştırmada ifade edildiği gibi 195.28 dolar yerine 144.92 dolar olduğunu belirten sendika, asgari ücretle yapılan değerlendirmede bu 12 ilacı almak için ülkemizde 63 gün değil, 47 gün çalışılması gerektiğini vurguladı. Aynı zamanda Türkiye'nin ilaç fiyatları açısından dünyanın en ucuz ülkelerinden biri olduğunu ifade eden İlaç ve Kimya Endüstrisi İşverenler Sendikası, ülkemizde ilaç fiyatlarının Tanzanya ve Zimbabwe'den bile daha ucuz olduğunu belirtti.

GÖZLER SOYGUNCUDA

Soyguncunun (ya da ilk giren soyguncunun) içeridekileri etkisiz hale getirmek için harcadığı zamanın çok iyi kullanılması gerekiyor. Bu yüzden İşyerine giren tüm yabancılara dikkat edilmeli. Bazen bir müşteri olarak bazen alakasız bir soru sormak için içeriye girdiği halde etrafa dikkatle bakan birinden şüphelenilmeli. En kötü olasılıkla işyerini terkedene kadar izlenmeli, mümkünse bindiği aracın plakası alınmalı.

Soygun amaçlı içeriye giren birinin hareketleri normal insanlardan farklı olur. Silahını çıkardıktan sonra işyeri personelini etkisiz hale getirene kadar olan sürede soyguncunun yüzüne dikkat edilmeli. Küçük bir sivilce izi, yara izi, ben, gibi işaretler, teşhiste çok büyük faydalar sağlıyor. Soyguncunun boyu kilosu, saç modeli, burun, çene, ve kulak yapısı hafızalara kazınmalı.

Soyguncular genellikle tiplerini belirgin kılacak özelliklerden sakınırlar. Her an kesilecek sakal, bıyık ve saç, eşkali yeniden tanımayı zorlaştırabilir. Sıcak temas sırasında bunların gözardı edilmemesi gerekiyor.

Bazen kullanılan silah tipi ve insanların etkisiz hale getirmek için kullanılan çamaşır ipi, kelepçe, ambalaj bantı gibi malzemeler olayı aydınlatabiliyor.

Profeyonel soygunlarda lider konumundaki kişi, soyulan mekanda kendi gibi söz sahibi birini muhatap almak istermiş. Can kaybının olmaması için muhatap alınan kişinin mümkün olduğu kadar soğukkanlı davranması gerekiyor.

Soygunların genellikle salı, perşembe ve cuma günleri yapıldığı dikkate alınırsa tahsilat günlerinde herkesin tetikte olması gerekiyor. İşyeriyle ilgili istihbaratların bazen isteyerek bazen istemeyerek büro personeli tarafından sızdırılabileceği de gözden kaçmamalı.

Sonuç olarak; olan olmuşsa, soyguncuların yakalanabilmesi için en azından eşkallerin düzgün verilmesi gerekiyor. Soyguncularla ilgili daha geniş bilgilendirme güvenlik nedeniyle bu kadarla sınırlı kalıyor.






Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!