Güncelleme Tarihi:
Türkiye'yi sarsan yasak aşk cinayeti 6 Ocak 2018’de yaşanmıştı. İşadamı M.Ö. eşi T.Ö. ile ilişkisi olduğundan şüphelendiği ortağı Ali Özdemir’i öldürmüş, cesedini de kayınpederi ile birlikte ormanlık alana atmıştı. M.Ö. olaydan yaklaşık bir hafta sonra savcılığa giderek teslim olmuş ve olayı itiraf etmişti. İtirafın ardından M.Ö.’yle birlikte eşi T.Ö., kayınpederi A.S., kayınvalidesi F.S., baldızı K.S., gözaltına alınmış, mahkemeye çıkarılan zanlılardan cinayeti işlediğini itiraf eden M.Ö. ile cesedin ormanlık alana atılmasına yardım ettiği iddia edilen kayınbabası A.S. tutuklanmıştı.
DAVA 1 YIL SONRA BAŞLADI
Muğla’da cezaevinde bulunan M.Ö. ile kayınpederi A.S.’nin sabah saatlerinde Bodrum Adliyesi’ne getirilmesiyle dava Bodrum Ağır Ceza Mahkemesi’nde başladı. Davaya sanıklar M.Ö., A.S., K.S., F.S., İ.A. ile avukatları, Ali Özdemir’in yakınları ve avukatları ile basın mensupları katıldı. Davanın 3 gün boyunca görüleceği öğrenildi.
“EŞİMİN TELEFONUNDAN ALİ’YE GÖNDERDİĞİ UYGUNSUZ FOTOĞRAFLARI GÖRDÜM”
Şüphelilerin kimlik bilgilerinin sorulmasıyla başlayan dava daha sonra cinayet şüphelisi M.Ö.’ye savcılık ve emniyetteki ifadelerinin sorulmasıyla devam etti. İfadeleri kabul eden M.Ö. o gün yaşananları mahkeme huzurunda tekrar anlattı. Eşi T.Ö. ve Ali Özdemir’in ilişkilerini eşinin telefonundan attığı resimlerle öğrendiğini ifade eden M.Ö. şunları söyledi:
“Doğum günümü kutladığımız gecenin sabahı kızımı servise bindirmek için erkenden kalktım. Genelde kızımı eşim servise bindirir ve onun telefonunu ararlar. Bende o yüzden eşimin telefonunu aldım. Kızımı servise bindirip geldikten sonra eşimin Watsapp yazışmalarına baktım. Profilinde Ali’nin resmi olan “uyuz” olarak kayıt ettiği numaraya fotoğraf gönderdiğini gördüm. Bu fotoğraflar uygunsuz fotoğraflardı. Daha sonra fotoğrafların ekran resmini aldım ve kendime gönderdim. Ben 10 yıl önce eşimden boşanmak istemiştim ancak babası engel olmuştu. O gün saat 01.00’e kadar uyudum. Kalktığımda eşim telefonla konuşuyordu ve benden tost yaptırmamı istedi. Ben kapıdan çıkarken Ali geldi eve. Ali içeri girdi bende çıktım. Evin penceresinden baktığımda Ali ve eşimin üst kata çıktığını gördüm”.
“İHANETİ ANLATINCA KAYINPEDERİMLE BİRLİKTE AĞLADIK”
Eşinin fotoğraflarını yakaladığı gün kayınpederini arayarak yanına gittiğini belirten M.Ö. ifadesine şu sözlerle devam etti: “O gün bir arkadaşımı aradıktan sonra kayınpederimi arayıp yanına gittim. Ona telefondaki fotoğrafları gösterdim. Bana ‘Ne yapacaksın?’ dedi. Bende boşanacağımı söyledim. Elemanı gelince yanından ayrıldım.”
“SİLAH ELİMDE PATLADI”
Cinayet günü eşini baldızıyla birlikte kahvaltıya gönderdiğini belirten M.Ö. sözlerini şöyle sürdürdü: “O gün eşimle baldızım sabah erkenden kalkıp kahvaltıya gitti. Bende kanepede uyuyan Ali’nin yanına giderek onu kaldırdım. Konuşmak istediğimi söyledim. Ona seni abi olarak bilirdim dedim ve eşimle olan ilişkisini bildiğimi söyledim. Oda bana ‘Sen ne diyorsan?’ diyerek küfür etti. Birbirimize yumruk attık ve boğuştuk. Daha sonra yattığı koltuğun yan tarafına düştüm ve elime silah geçti. Bana ‘Beni mi vuracaksın?’ diyerek üzerime geldi. Bende silahla ittirerek omzuna vurdum. Elimi ve ayağımı tutmaya çalışırken Ali’nin ayağı kaydı düştü, bende onun üstüne düştüm. Silah sağ elimdeydi ve elim tetiğin üzerinde olduğu için patladı. Kafasına nasıl isabet etti bilmiyorum. Ben bir süre donup kaldım. Daha sonra kayınpederimi aradım”
“CESEDİ KAYINPEDERİMLE ORMANLIK ALANA ATTIK”
Cinayet işledikten sonra kayınpederini arayıp eve çağırdığını ifade eden M.Ö. “Kayınpederimi arayarak ‘Mutfakta yaptığın izalasyona bakar mısın?’ diyerek eve çağırdım. 20 dakika sonra eve geldi ve Ali’nin cesedini gördü. Bana “Ne yaptın sen’ dedi. Daha sonra cesedi birlikte araca taşıyıp ormanlık alana attık. Eve döndüğümüzde kayınpederim vileda yaptı. Bende Ali’nin aracını yakın mesafede bir yere bırakıp döndüm. Araçta bulunan pasaportu aldım başka bir şey almadım”
ZANLININ ÇELİŞKİLİ İFADELERİ DİKKAT ÇEKTİ
Eve gelip üzerini değiştirdikten sonra kiraladığı araçla evden ayrıldığını belirten M.Ö., “Maktule ait cep telefonu, tabanca, boş kovan ve pasaportu aldım. Kiraladığım araca binerek Bitez Limanı’na gittim. Burada pasaportu yakıp, cep telefonlarını denize attım. Telefonları atmadan önce Ali’nin eşime attığı ‘Aşkım karım ne zaman boşanacaksınız?’ mesajlarını gördüm.” dedi.
M.Ö. daha sonra eve döndüğünde kayınpederi A.S.’nin cinayet silahını alarak evden gittiğini belirtti.
Kayınpeder A.S. ise cinayet silahının kendisinin aldığı yönünde ifade veren M.Ö.’nün ifadelerini kabul etmeyerek şunları söyledi: "Ben silahı hiç görmedim. Ayrıca olaydan sonrada silahı ben almadım. M.Ö.’nün bu yöndeki beyanını kabul etmiyorum. Ben M.Ö. ile inşaatta görüşürken M.Ö.’nün T.S. ve Ali’yi daha öncesinden takip etmediğini anlayamadım. Ben eve gidip duş aldıktan sonra kesinlikle eşime üzerimde bulunan mont, pantolon ve diğer kıyafetleri vererek yıkamasını söylemedim. İkinci kez eve geldiğimde ben evde M.Ö.’nün temizlik yaptığını görmedim." dedi.
Mahkeme başkanlığı tarafından Sanık A.S.’ye son bir şey söyleyip söylemeyeceği sorulması üzerine A.S., "Ben Ali Özdemir’in ailesinden özür diliyorum. Başsağlığı diliyorum. Böyle bir şey olmasaydı çok iyiydi ama oldu" dedi.
Sanık A.S.’nin ardından M.Ö.’nün eski baldızı sanık K.S. ve M.Ö.’nün eski kayınvalidesi sanık F.S.’nin ifadesine geçildi. Yaşananları ve bildiklerini mahkeme huzurunda tekrar anlatan F.S. ifadesinin sonunda, “Ben 11 aydır kahve işletiyorum kadın başıma. Adaletin yerini bulmasını istiyorum. Bizler kendi halinde yaşayan insanlardık." dedi.
“CİNAYETİN NEDENİ NAMUS DEĞİL”
İşadamı Ali Özdemir’in yakınlarından müşteki Ş.Ö. ise, olayın maddi sebepleri olduğunu iddia ederek “Bu bir namus cinayeti değildir. Olayın maddi sebepleri olduğunu düşünüyorum. Şikayetçiyim, davaya katılmak istiyorum" dedi.
İfadelerin ardından M.Ö. ve A.S.’nin tutukluluk hallerinin devamına karar verildi. Duruşmaya yarın sabah devam edileceği öğrenildi.
Öte yandan dava içerisinde sanık M.Ö.’yü yönlendirdiği iddia edilen avukat Julide Doğan hakkında zorla getirilme kararı alındı.