Güncelleme Tarihi:
İzmir Aliağa'da üç yıl önce tüyler ürperten bir cinayet sarstı Türkiye’yi. İki kız kardeş anneleri Gülseren Süngü’yü onlarca bıçak darbesiyle öldürdü. Üçüncü eşinden boşandıktan sonra iki kızıyla yaşayan ve birahanelerde çalışan 39 yaşındaki Gülseren Süngü, 13 Eylül 2013’te evinde ölü bulundu.
BİRİ 20 BİRİ 10 YIL ALDI
Karşıyaka 2.Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmalar sonunda mahkeme heyeti üst sınırdan tahrik indirimi uyguladı, abla Şeyda 20, Beyza 10 yıl hapis cezası aldı. Ağır tahrik indiriminin üst sınır değil alt sınırdan uygulanmasını isteyen kız kardeşler, cezayı çok bularak Yargıtay'a gitti. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı geçen hafta mütalaasını tamamladı.
Savcılık üç sayfalık mütalaasında, anne Gülseren'in Aliağa'da birahanelerde gece çalıştığını, eve zaman zaman erkekler getirdiğini, bu erkeklerin evde kaldığını, kızları onları önünde dansa zorladığını, eve gelen alkollü erkeklerin kızları zaman zaman rahatsız ettiğini, annenin kızlara şiddet de uyguladığını vurgulayarak, TCK'nın 29'uncu maddesi gereğince, makul oranda indirim verilmesi gerekirken asgari oranda indirim yapmak suretince sanıklara fazla ceza verildiğini vurguladı.
HABERİ AVUKATLARI VERDİ
Savcılık hükmün bozulmasını talep etti. Halen Şakran Cezaevi'nde bulunan kız kardeşler haberi avukatlarından aldı. Avukat Hakan Turan, küçük kardeşin cezasının değişmeyeceğini ancak Yargıtay'dan da benzer karar çıkarsa abla Şeyda'nın cezasının 15 yıla inmesini beklediklerini kaydetti. Turan şu yorumu yaptı:
"Biz en başından beri olayın Türk Ceza Kanunu madde 25'te öngörülen meşru savunma sınırları çerçevesinde işlendiğini ve müvekkillerime ceza verilemeyeceğini savunduk. Sonuç olarak müvekkillerime karşı haksız saldırılar ve hayasızca yaşama teşvik eden bir tutum vardı. Söz konusu saldırılar da süreklilik arz etmekteydi. Dosya kapsamında bu hususları destekleyen onlarca delil ve tanık beyanı da mevcuttur. Yine taleplerimiz arasında haksız tahrik indirimi uygulanacaksa eğer, haksız tahrik indiriminin en üst hadden uygulanmasını talep etmiştik. Ancak mahkeme kararında meşru savunmanın şartlarının oluşmadığını belirtmiş ve müvekkil sanıklar hakkında haksız tahrik indirimini asgari düzeyde uygulayarak ceza vermiş idi. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tüm savunmalarımızı destekler mahiyette mütalaada bulunarak verilen cezanın fazla olduğunu ve bu nedenle kararın bozulmasını talep etti. Bu durum her ne kadar bizleri tatmin etmese de müvekkillerim yönünden de güzel bir gelişme. Şimdi Yargıtay’ın vereceği kararı bekliyoruz. "