Güncelleme Tarihi:
Bebek acil hastalarını önceden anlaştıkları hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edip ölümlerine neden olan ve haksız kazanç elde eden “Yenidoğan Çetesi” hakkında hazırlanan iddianamede örgüt üyelerinin kan donduran yüzlerce konuşması da delil oldu.
İKİ HEMŞİRE DALGA GEÇİYOR
İddianamede, 11 hastanenin hasta takibini yapan tutuklu şüphelilerden hemşire Hasan Basri Gök ile hemşire Hakan Doğukan Taşçı arasında geçen bir konuşma örgütün pervasızlığını gözler önüne serdi. Örgüt lideri olduğu öne sürülen Dr. Fırat Sarı’nın kendilerine ödeme yapmadığından şikâyet ederek solunum tedavisinde kullanılan bir ilacı, Sarı’dan gizli olarak satıp para kazanmaya ilişkin planlar yapan iki şüpheli, aralarında konuşurken cezaevine gireceklerine, haklarında haberler yapılacağına dair şakalaşarak gülüyorlar. O konuşmalar ise iddianamede şöyle yer aldı:
YAN YANA FOTOĞRAFLARIMIZI BASARLAR
HASAN BASRİ GÖK: Doğukan, el altından satalım.
HAKAN DOĞUKAN TAŞÇI: Hocadan nasıl gizli saklı yapcan?
GÖK: Haberi olmaz ki.
GÖK: 100 taneyi boşver, biz şu ana kadar 60 tane sattık. 10 binden kaç para yapıyor hesaplayamadım.
TAŞÇI: 720 bin... Hasan, her ay 100 tane çıkartıcaz... Her ay 1 milyon 200. Hasan, 12 ile çarp bir trilyon para yapıyor. Bir senede bir trilyonu da geçiyor, 200’ü de var. Bir trilyon 2 milyon 400 bin. Haberlere çıkarız, bir trilyonluk ilaç kaçakçılığı yaptılar diye yüzümüzü, gözümüzü sansürlerler Hasan.
GÖK: Hahah...
TAŞÇI: Gözümüze siyah şerit çekerler, ikimizin yan yana fotoğrafını shop’layıp, yan yana getirirler ikimizi. İlaç firmaları, ilaç mafyaları peşimize düşerler.
GÖK: Hahaha...
TAŞÇI: O... ç..., ülkeyi ele geçirmiş bunlar napıyor der, bizi vurdururlar Hasan, ailemizi rehin alırlar.
GÖK: Haha...
SURİYELİ BEBEĞİN ÖLÜMÜNÜ BÖYLE İTİRAF ETMİŞ
- İddianamede yer alan bir başka görüşme ise Suriyeli bir bebeğin hayatını nasıl kaybettiğini ortaya çıkardı. Çete lideri Dr. Fırat Sarı ile Dr. İlker Gönen ve ambulans şoförü Gıyasettin Mert Özdemir’in görüşmeleri:
FIRAT SARI: O da filme bakıp hani böyle değildi diye bize şey yapabilir hani ya da ...
İLKER GÖNEN: Yani onu çok şey yapmadım, çünkü aile Suriyeli, herhangi bir şeyi yok, çocuğa Adli Tıp süreci başlatmadılar, çocuk defnedildi.
SARI: Ok. Kadın doğumcu ararsa sonra...
SARI: ... Çıkartsak mı acaba filmi kayıttan filan, tamam ama neyse artık...
GÖNEN: Yok yok ya çocuğun ölüm belgesini doldurduk, çocuk defnedildi artık.
GIYASETTİN MERT ÖZDEMİR: Bir tane dün bebek ex oldu orada, haberin var mı bilmiyorum diyafram ...
FIRAT SARI: Biliyorum evet... Yani o çocuğa tüp takılsa belki yaşardı, ne bileyim yani... Onun daha beteri, o filmi eğer Figen alır birine gönderirse o filmde diyafram hernisi için bir şey yok yani, diyafram hernisi deyip kapattılar... Ya oraları bilmiyorum hani filmi çekip diyafram hernisi demişler... Yükselmiş bir şey olmamış yani, tüp takmayı niyeyse düşünmemişler ben anlamadım.
HEMŞİRE GÖK VİCDANSIZ ÇARKI ANLATTI
- 112 Acil Çağrı Merkezi ambulans şoförü Gıyasettin Mert Özdemir, hemşire Hakan Doğukan Taşçı ve Hemşire Hasan Basri Gök ise etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak istediğini söyledi. Bütün bildiklerini samimi bir şekilde anlatacağını belirten Gök, ifadesinde şunları kaydetti:
- USULSÜZ RAPORLARLA YOĞUN BAKIMA: “Fırat Sarı, Gıyasettin Mert Özdemir’den tanıdığı ve irtibatlı olduğu hastanelerden kendi kontrolünde olan hastanelerin yenidoğan yoğun bakım ünitelerine sağlıksız yenidoğan bebek bulmasını istiyordu. Yaklaşık 350 yatak kapasitesine sahip olan, Fırat Sarı’nın işletmeciliğini yaptığı yoğun bakımlar çoğunlukla full’dü. Fırat Sarı bu bebekler için SGK’ya faturalandırma yapıyordu. Bunun için de epikriz raporları gerekiyordu. Bu raporların neredeyse tamamı usulsüz olarak düzenleniyordu. Kendisi bir format oluşturmuş ve bu oluşturduğu formatı işletmeciliğini yaptığı hastanelerde yoğun bakım ünitelerinden sorumlu hemşirelere veriyor ve matbu olan format üzerinde düzenleme yapılarak epikriz raporu yazılmasını istiyordu.”
- BİR YERİNE BEŞ İLAÇ PARASI ALIYORLARDI: Fırat Sarı’nın raporları hazırlayanların maaşlarına ek ödeme yaptığını söyleyen Gök, ifadesine şöyle devam etti: “SGK’ya fatura edilebilecek ne varsa fatura ediyor ve devletten fazla para alınıyordu. Yoğun bakımda tedavi gören bir yenidoğanın bir adet ilaç alması gerekiyorsa beş ilaç kullanılmış gibi gösteriyor ve bunu fatura ediyorlardı. SGK’ya kesilen fazla faturadan usulsüz gelir elde etmişlerdir. Yabancı uyruklu bebek istememelerindeki amaçları ise SGK’nın yabancı bebeklere ödediği ücreti geç ödemesinden kaynaklıdır.”
ÇETE LİDERİ PİŞMAN OLMADI
- Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığının fezlekesinden yola çıkılarak Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nca düzenlenen iddianamede, 22’si tutuklu 47 şüpheli yer alıyor. Şüphelilere sorgularında etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak isteyip istemedikleri de soruldu. İddianamede örgüt elebaşı olduğu değerlendirilen şüpheli Dr. Fırat Sarı, etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak istemediğini söyledi.
Sarı ifadesinde “Danışmanlık verdiğimiz hastaneler bebek sayılarının artmasını istiyorlardı. Hasta tam iyileşmeden veya tedavi ret ile ailenin bebekleri almasından hastane yönetimleri zarar ettiklerinden dolayı bizim danışmanlık hizmetimizden şikâyet ediyorlardı. Erken taburcu veya taburcu konularını hastanenin kendi doktorları karar vererek uygulardı” dedi. Örgüt elebaşılığıyla suçlanan şüphelilerden Dr. İlker Gönen de suç işlediğini düşünmediği ve etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmasını gerektirecek bir durum olmadığını savundu.
- ‘Yenidoğan Çetesi’ ile ilgili soruşturmada adı geçen özel hastanelerin faaliyetine son verilirken, buralarda tedavi gören hastaların başka hastanelere nakli gece boyunca devam etti. Esenler’deki Güney Hastanesi’nin tabelaları görevliler tarafından tek tek kaldırıldı. Polis ekipleri hastane önüne şerit çekerek yolu araç geçişine kapattı.
Yine aynı şekilde Esenyurt’taki Reyap Hastanesi’nde tedavi gören hastalar da başka hastanelere sevk edildi. Soruşturma kapsamında adı geçen Bağcılar’daki Medilife Hastanesi ise gece saatlerinde taşlandı.