A.A
Oluşturulma Tarihi: Kasım 07, 2006 20:20
Ankara Üniversitesi (AÜ) Öğretim Üyesi Prof. Dr. Anıl Çeçen,”12 Eylül, Irak-İran Savaşı öncesi NATO'nun Türkiye'yi kontrol altına alması için yapıldı” dedi.
AÜ Türk İnkılap Tarihi Enstitüsünce, “10 Kasım
Atatürk'ü Anma Etkinlikleri” kapsamında, Siyasal Bilgiler Fakültesi Aziz Köklü Salonu'nda ”Meşrutiyetten Günümüze Siyasi Partiler ve Dönemler” sempozyumu düzenlendi.
Başkanlığını AÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mualla Selçuk'un yaptığı ”Bunalımlar Döneminde Türkiye'de Siyaset” konulu oturumda, “27 Mayıs, 12 Mart ve 12 Eylül” dönemlerindeki siyasi yapılanma ele alındı.
AÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Anıl Çeçen, “12 Eylül 1980 Sonrasında Siyasal Yapılanma” konulu bildirisinde Türkiye'deki tüm askeri darbelerin dış kaynaklı olduğunu savunarak, “darbelerin gerçek nedenlerini Ortadoğu'da aramak gerektiğini” söyledi.
Çeçen, 12 Eylül'ün de Irak-İran Savaşı öncesi NATO'nun Türkiye'yi kontrol altına alması için yapıldığını öne sürerek, şöyle konuştu:
“12 Eylül sonrası Türkiye, hem küreselleşmeye hem de bu coğrafyadaki yeni yapılanmaya hazırlanmıştır. Geçmişten gelen her şey geride bırakılmıştır. Devleti kuran parti de dahil olmak üzere siyasi partiler kapatılmış. Getirilen veto mekanizmasıyla eski siyasiler devre dışı bırakılmıştır, geleneksel siyasi yapı kırılmıştır.”
AÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kurtuluş Kayalı, 27 Mayıs sonrasındaki siyasi yapılanma hakkında bilgi verdi.
Türkiye'nin dış politikasında bağımsızlık anlayışı ve dışa karşı tepkinin 60'lı yılların ortasında başladığını ifade eden Kayalı, Türkiye'nin kendisine güven duyan bir ülke haline geldiğini, aydınların da o yıllarda ülkenin geleceği üzerinde söz söyleme ihtiyacı hissettiğini anlatttı.
Kayalı, 1960'lardaki parti sisteminin, bugünkü yönetimin temel çerçevesini oluşturduğunu ifade ederek, “1960'lı yılları anlamaya ve yorumlamaya çalıştığımızda 2000'li yılların fotoğrafını görürüz” dedi.
Orta Doğu Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Recep Boztemur de “12 Mart Döneminde Siyaset” konulu bildirisinde, 1970'lerin en belirgin özelliğinin siyasi parti sayısındaki artış olduğunu söyledi.
Bu artışın, 1960 sonrası ortaya çıkan sınıfsal talepler ve 61 Anayasası'nın getirdiği özgür örgütlenme ortamıyla açıklanabileceğini belirten Boztemur, şunları kaydetti:
“Merkez solda CHP, daha uçta Türkiye İşçi Partisi vardı. Merkez sağda Adalet Partisi daha uçlarda da Türkçü ve İslamcı partiler bulunuyordu. Bunun dışında partiler dışı olarak örgütlü işçi ve öğrenci eylemleri vardı. Bu güçler, 1971'den 1973'e kadar siyasete yön verdi.
Partiler üstü bir hükümet kurmayı amaçlayan 12 mart muhtırası ile toplumsal ve siyasi hareketler katledildi. Ne sosyalist hareket ne öğrenciler ne de sendikalar bu dönemden sonra bir daha başını kaldırabildi. 12 mart, 12 Eylül'e uygun bir zemin hazırladı.”