Güncelleme Tarihi:
Ancak diğerlerinden farklı olarak Suriye'deki hassas denklem de çok karışık.
Ve üstelik devrim ya da ayaklanma yaşanan diğer ülkelere kıyasla Türkiye'yi en yakından ilgilendireni de Suriye.
Önce neden Suriye'nin Türkiye tarafından yakından izlenmesi gerektiğini, ardından da Suriye'de olan biteni elimden geldiğince anlatmaya çalışacağım.
SAĞLIKLI BİLGİ AKIŞI YOK
Buna geçmeden önce Suriye hakkında bazı noktalara dikkat çekmem gerekiyor.
Öncelikle şu anda Suriye'den kesinlikle sağlıklı bir bilgi akışı bulunmuyor.
Bir yanda devlet kontrolündeki Suriye basını, diğer yanda ise Devlet Başkanı Beşar Esad'ı Muammer Kaddafi'ye benzetmek için elinden geleni yapan Batı basını...
Suriye basınında gösteriler sırasında hayatını kaybeden güvenlik güçlerinin cenazelerine geniş yer verilirken, Batı basını ise sanki güvenlik güçlerinden hiç can kaybı koymuş gibi gösterilere ve göstericilere odaklanıyor.
Bu örnek bile bilgi akışının ne kadar sağlıksız olduğunu anlatmaya yeter.
NEDEN BU KADAR ÖNEMLİ?
Peki Türkiye için neden Suriye diğer ülkelerden daha önemli?
İlk olarak elbette komşusu olduğundan.
Bir yanda Irak'ta ite kaka giden istikrar...
Diğer yanda her ne kadar gündemden düşmüş olsa da İran nükleer krizi... Kafkaslar’da yükselen tansiyon...
Yani Türkiye ve etrafındaki coğrafya için tam "bir Suriye eksikti" durumu.
BENZER TOPLUMSAL YAPI
İkincisi Suriye'nin etnik ve dini yapısının Türkiye ile önemli benzerlikler içeriyor olması.
Türkiye'nin güneyinde yaşayan birçok kişinin Suriye'de akrabası var. Türkiye'dekilerden bir nebze farklı da olsa Suriye nüfusunun yüzde 12'si Alevi. Ayrıca Suriye'de yoğun bir Kürt nüfus da bulunuyor.
ORTADOĞU DENGELERİ SARSILIR
Üçüncü neden de Suriye'nin Ortadoğu dengelerini ciddi anlamda sarsabilecek ülkelerden birisi olması.
Suriye ile İran arasında, kendi ifadeleriyle, "kırılamaz" bir ilişki var.
İsrail güney komşusu Mısır'da olanları, Mısır ordusunun sürece dahil olmasıyla uzaktan izledi. Ancak Suriye'de işlerin bir iç savaşa doğru ilerlemesi durumunda sessiz kalma olasılığı çok daha düşük.
Ve elbette Lübnan... Zaten zor dengelerin üzerinde duran Lübnan'ın Suriye'de olayların büyümesinden etkilenmemesi düşünülemez.
Yukarıda saydığım ana nedenlerden dolayı Suriye şu ana kadar karışan ülkeler içinde Türkiye açısından en önemlisi.
NELER OLUYOR?
Peki Suriye'de ne oluyor?
Bu kadar soru içerisinde yanıtlaması en zor olanı da belki bu. Çünkü yukarıda da dediğim gibi bilgi akışı çok sağlıksız. Bildiklerimize bakalım:
Son dönemde şiddetlenen protesto gösterilerinde özellikle Cuma ve Cumartesi günkü olayların ardından ölü sayısı 350'ye yükseldi. Güvenlik güçlerinden de 10 civarı bir kayıp olduğu söyleniyor.
Protestolar özellikle güney ve batı kısımlarda yoğunlaşırken, Şam'da Esad'a güçlü halk desteği olduğu biliniyor.
Son dönemde artan şiddet ve çatışmalar uluslararası kamuoyunun tepkisini çekti.
Suriye liderliği hedef tahtasında. Libya'ya olduğu gibi bir askeri müdahale olasılığı çok ama çok düşük. İlk etapta yaptırım uygulanması gündeme geldi.
Tekrar soruya dönersek Suriye'de neler oluyor?
SENARYOLAR HAVADA UÇUYOR
1. SENARYO: Esad iktidarını korumak için protestoları kanlı bir şekilde bastırıyor:
Batı'da ağırlıklı olarak çizilmek istenen senaryo bu. Zaten Esad'ın babası Hafız Esad'ın bu konudaki sicili hiç de temiz değil. Birçok kişi "babasının oğlu" benzetmesi yapıyor.
Ancak yine de bu senaryoyla ilgili bazı sıkıntılar mevcut. Zira Beşar Esad, Ortadoğu'da daha ilk isyan kıvılcımları ortaya çıkarken reform yapacağını açıklayan ilk lider oldu.
Dahası, Mısır, Bahreyn ya da Yemen'deki gibi göstermelik değil, somut adımlar da attı. Olağanüstü hali kaldırdı, halkın gelir düzeyini artıracak kararlar aldı.
Bütün bu adımları atan bir liderin, kendi elini zayıflatacağını bile bile katliam emrini de veriyor olması pek akla yatkın gelmiyor.
O zaman da Esad'ın sessizliği ve müdahale edememesi de liderliğiyle ilgili soru işaretleri yaratıyor.
2. SENARYO: Esad'ı istemeyen 'Suriye derin devleti' iş başında:
Bir diğer senaryo da Esad'ın aile üzerinde babası kadar etkili olmadığı ve bir iktidar mücadelesi yaşandığı.
Yani Esad'ın güvenlik güçlerini elinde tutan akrabaları, Esad'ı zor durumda bırakmak için katliama kalkışıyor.
Esad'ın kardeşi Mahir Esad, Cumhuriyet Muhafızları'nın komutanı; eniştesi General Asaf Eşref askeri istihbaratın başında ve telekomünikasyon şirketi Syriatel'in sahibi dayısının oğlu Rami Makhluf.
3. SENARYO: Dış güçlerin etkisi ve kışkırtması:
Suriye'de Esad ve mevcut yönetim yanlıları, dış güçleri suçluyor. Yabancıların, Esad'ı zor durumda bırakmak, ortalığı karıştırmak ve nihai olarak da iktidarı devirmek istedikleri söyleniyor.
Bunun için de kalabalığa ateş açmak, gösterileri kışkırtmak gibi taktikler uygulamak gibi suçlamalar yapılıyor.
Genellikle dış güçler dendiği zaman akla hem Batı ülkeleri gelir.
Ancak söz konusu Suriye gibi bir ülke olunca Ortadoğu'daki aktörleri de hesaba katmak gerekiyor.
Bu senaryoda ABD ve İsrail'in yanı sıra Katar ve Suudi Arabistan etkisi de sıkça dile getiriliyor. Suriye'nin Batı karşıtı olmasının yanı sıra Sünni çoğunluğun Alevi azınlığın yönetimi altında olması da denklemi etkiliyor.
BARIŞÇIL ÇÖZÜM ZOR AMA EN HAYIRLISI
Başta da söylediğim gibi Suriye'de işler giderek karışıyor.
Sağlıksız bilgi akışı ve taraflı haberler, resmin genelini görmemizi engelliyor.
Suriye, şu ana kadar karışan ülkeler içinde Türkiye açısından da en önemlisi.
Olayların barışçıl şekilde çözümlenmesi ve Suriye’nin demokratikleşme yönünde adımlar atması, hem Türkiye hem de Ortadoğu için en hayırlı gelişme olacak gibi görünüyor.