Türkiye'ye gelmek benim için onurdur

Meksika 2010 yılında, çağdaş Meksika’nın oluşmasına ve dünyanın diğer ülke ve bölgeleri ile olan ilişkilerine katkıda bulunan iki kilit tarihsel olayı, ülkenin bağımsızlığına yol açan sosyal hareketin başlangıcının 200’üncü yıldönümünü ve aynı yıla rastlayan Meksika Devrimi başlangıcının 100’üncü yılını birlikte kutluyor.

Ülkem için böylesine önemli bir yılda, Meksika Dışişleri Bakanı olarak Türkiye’ye ilk resmi ziyareti gerçekleştirmek ve Meksika halkının iyi niyetlerini sizlere getirmek benim için gerçekten bir onurdur.

TÜRKİYE'YLE KÖKLÜ BİR DOSTLUĞUMUZ VAR

Meksika ve Türkiye eskiden bu yana süregelen uzun bir dostluğa sahip iki ülkedir. Ülkelerimiz arasındaki ilişkiler yavaş yavaş gelişme göstermişse de resmi bağlarımız her iki ulusun temel dönüşümlerinin başladığı bir döneme, 1920’lere dayanır. Türkiye, Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde modern bir ülkeye dönüşüyorken Meksika, Devrim’den doğan hükümetlerin yönetiminde sosyal ve ekonomik bir reformun ortasında idi.

İki ülke arasındaki diplomatik ilişkiler her zaman karşılıklı saygıya dayanmıştır. Bu ilişkiler Meksika ve Türkiye arasında 1927’de Roma’da imzalanan Dostluk Anlaşması’nın yürürlüğe girmesi ile başlamıştır. Aradaki uzaklığa rağmen o tarihten bugüne iki ülke, dünya üzerinde oynadıkları rolün öneminin bilincinde olarak birbirlerine yakınlaşmışlardır.

MEKSİKA VE TÜRKİYE ÖNDE GELEN AKTÖRLER

Türkiye ve Meksika, güçlü kurumlarıyla beraber gelişen demokrasilerdir. İki ülke de önemli imalat ve ihraç güçlerine sahiptir. Türkiye bugün dünya ekonomileri arasında 17’nci, Meksika ise 14’üncü sıradadır. Stratejik konumlarıyla iki ülke de gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasında köprü görevini görmektedir: Meksika, Kuzey Amerika ile Latin Amerika, Türkiye ise Avrupa ile Orta Asya ve Asya arasında bir konuma sahiptir. Tarihsel veya coğrafi konumları, nüfus veya ekonomik güçleri yönünden Meksika ve Türkiye dünya sahnesinde en önde gelen aktörler arasındadırlar.

Türkiye ve Meksika’nın ortaklaşa paylaştıkları özelliklerden birçoğu, uluslarımızın bu özel ve eşsiz nitelikleri beraberinde, ilişkilerimizi derinleştirmekte bizi ileride de teşvik etmelidir. Yüzyıllık bağlarımızın geliştirilmesinde özellikle ticaret, turizm ve yatırım alanlarında çok büyük bir potansiyel mevcuttur. Ve uluslarımız küresel sorunları karşılamak üzere birlikte çalışarak daha da fazlasına ulaşabilirler.

ERDOĞAN'IN ZİYARETİ BİR DÖNÜM NOKTASI

2009 yılı Aralık ayında Sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Meksika’ya yaptığı ziyaret Meksika - Türkiye ilişkilerinde bir dönüm noktasıdır. Seksen yılı aşkın diplomatik bağlar sonrası Türkiye Hükümeti Başbakanı tarafından Meksika’ya yapılan bu ikinci ziyaret ülkelerimiz arasındaki ilişkilerde yeni bir aşamanın başladığının sinyalini vermiştir.

Bu ziyaret sırasında Sayın Başkan Felipe Calderón ve Sayın Başbakan Erdoğan bu vesile ile her iki ülke arasındaki siyasi diyalogun güçlendirilmesi, ticaret ve yatırım ilişkilerinin arttırılması ve yüzyıllık dayanışmanın her alanda teşvik edilmesinde görüş birliğine vardılar. Kendileri turizm hareketlerinin arttırılması, iki ülkenin iş çevreleri arasındaki temasların geliştirilmesine yardımcı olunması ve aktif bir kültür alışverişinin geliştirilmesine yönelik çalışmalarda bulunulmasını ayrıca taahhüt ettiler. En önemlisi her iki lider de çok yönlü konularda işbirliğinin derinleştirilmesini kabul ettiler.

Meksika bu taahhütleri yerine getirmeye kararlıdır. Dışişleri Bakanı Sayın Ahmet Davutoğlu’nun daveti üzerine Türkiye’ye yaptığım bu ziyaret, eski Dışişleri Bakanı Sayın Ali Babacan’ın 2008 Aralık ayında Meksika’ya ziyaretini de kapsayan iki ülke arasındaki diyaloğun arttırılmasının bir devamıdır.

Ä°KÄ° GÃœVENLÄ°K KONSEYÄ° ÃœYESÄ° ÃœLKE

Bu iliÅŸkiler bize, yeni uluslararası gündem ile ilgili olarak hükümetlerimizin konumları hakkındaki sözleÅŸmenin kilit noktalarını tanımamıza izin vermiÅŸtir. Meksika ve Türkiye’nin BirleÅŸmiÅŸ Milletler Güvenlik Konseyi’ne 2009-2010 döneminde geçici üyeler olarak katılımları, ülkelerimiz arasında mevcut güçlü yakınlığın yeterli bir kanıtıdır.Â

Dünya ekonomik krizi ve özellikle Birleşmiş Milletler reformu, nükleer silahsızlanma ve yaygınlaşmasının önlenmesi, uluslararası organize suçlar ve terörizm ve de iklim değişikliğine karşı küresel çabalar gibi konularda ortak konumumuzu dile getirmek üzere G20 görüşmelerine katılımımızın eşdeğer önemi olmuştur.

TÜRKİYE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ KONFERANSINDA KİLİT OYUNCU

Meksika, içinde bulunduğumuz 2010 yılında, 29 Kasım - 10 Aralık tarihleri arasında Cancun’da yapılacak olan 16’ncı Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi Tarafları Konferansı (COP16) ile Altıncı Kyoto Protokolu Tarafları Toplantısı’na (CMP6) ev sahipliği yapacaktır. Türkiye bu forumda kilit oyuncu olacak ve onun desteği, Cancun Konferansları’ndan alınacak istekli, dengeli ve tam entegrasyon sağlayacak bir sonucun benimsenmesini garanti etmekte birinci derecede önemli olacaktır.

Türkiye’nin iklim değişikliği hususunda uluslararası etkisi ve sağlam politikası, günümüzün ana konusu üzerindeki anlayışları zorlamakta paha biçilmez olacaktır. İklim değişikliğine karşı mücadelede ortak bakış açımızın Türkiye ve Meksika arasındaki ilişkilerde yeni bir aşamanın ayrı bir kanıtı olacağına kuvvetle inanmaktayım.