Güncelleme Tarihi:
İşte onların kaçış hikayesi...
SINIRLAR KAPANACAK DİYE HIZLICA ÇIKTIK
23 yaşındaki Anna 7 Mart’ta Türkiye’ye gelmiş. Savaş çıktığında yaşadığı şoku şöyle anlatıyor: “Savaş başladıktan sonra sınırların kapanacağı, Putin’in ülkeye demir perde çekeceği ve oradan ayrılmanın imkânsız olacağı konusunda panik halindeydim. Bu yüzden hızlıca ayrılmak istedim. Ailem, arkadaşlarım ve üç kedimi bırakarak yola çıktım. Savaş tüm toplumu çok kötü etkiledi. Her gün endişe krizleri geçiriyordum, müthiş bir stres altındaydım. Geleceğimizi düşündükçe birkaç saatte bir ağlama krizlerine giriyordum. Ben ve ailem bu yüzyılda böyle bir savaşa girmemizin akıl almaz olduğunu görüyoruz. Diktatörlüklerden nefret ediyorum. Şu anda Rusya’da kullanacağım ve onların hoşuna gitmeyen bir kelime yüzünden 15 gün hapse girebilirim. Bu koşullarda yaşamak istemedim ve buraya geldim. Gürcistan’a çok fazla insan göç etti. Bu yüzden ben Türkiye’yi tercih ettim. Daha önce Türkiye’ye tatile gelmeyi planlamış ancak gelememiştim. Halihazırda bir Türkiye uçak biletim vardı. Bunun da etkisiyle ilk aklıma gelen ülke Türkiye oldu.”
‘SAVAŞA HAYIR’ DEMEK BİLE SUÇ
Bilgisayar mühendisi Vadim Fıllır, St Petersburg’dan İstanbul’a geçen hafta gelmiş. Fıllır hikâyesini şöyle anlatıyor: “Uzun yıllardır Rusya’da faşizm büyüyordu. Zaman zaman ülkeden ayrılmayı düşünmüştüm ancak arkadaşlar var, ev var, kolay olmuyor... Fakat savaşın çıktığını gördüğümde artık böylesi bir Rusya’nın benim geleceğimi bloke edeceğini düşündüm. İlk gün St Petersburg’daki savaşa hayır protestosuna katıldım. Rusya’da eğer hükümet karşıtı ses yükseltirseniz hapse girme tehlikesiyle karşı karşıyasınız. Örneğin bir arkadaşım attığı tweet yüzünden aranıyor. Kız arkadaşımla birlikte Türkiye’ye gelmeye karar verdik. Rusya’dan çıkmak da çok zor. Defalarca biletimiz iptal oldu. Kız arkadaşımın işi Türkiye’yle bağlantılı olduğu için burayı tercih ettik. Ailem Rusya’da yaşıyor ve şu anki rejimi destekliyor. Bu yüzden onlarla ilişkimi kestim. Artık savaşı destekleyen tek kişiyle konuşacak tek bir kelimem yok. Bundan sonra ne yapacağımı bilmiyorum. İşler yolunda gitmezse başka ülkelere giderim ama bu rejim değişmeden asla Rusya’ya dönmem.”
RUSYA’DA GELECEK GÖREMEDİK
Vladimir Piskunov, üç hafta önceye kadar Yekaterinburg Filarmoni Orkestrası’nın kemancısıymış. Aynı orkestrada arp sanatçısı olan Ukraynalı kız arkadaşı ile birlikte 27 Şubat sabahı hayatlarını değiştiren savaşın başladığın görmüşler, 28 Şubat’ta ise İstanbul’a gelmişler: “Kız arkadaşım bir süredir gergindi. Savaşın başladığı sabah beni uyandırdı ve hızlıca işimizi bırakıp ülkeyi terk etmeye karar verdik. Çünkü savaştan sonra Rusya kız arkadaşım için çok tehlikeli olacaktı. İlk önce Slovenya’ya gitmeyi planladık. Ancak sınırları kapattılar ve uçak biletlerimiz iptal oldu. Ukrayna ve Rus pasaportuyla 3 ay kalabileceğimiz Türkiye’ye gelmeye karar verdik. Rusya’da her şey kötüye gidiyordu. Çocuklarımız için bir gelecek göremiyorduk. Şu anda Rusya’da ‘Savaşa hayır’ demek bile yasak. Çünkü onlar ‘Bu bir savaş değil biz insanları Ukrayna rejiminden kurtarıyoruz’ diyor. Genç Rus askerleri için de çok üzgünüz, Ukraynalılar için de...”
VİZESİZ 3 AY KALIYORLAR
RUSYA’nın Ukrayna’ya yönelik 24 Şubat’ta başlattığı savaştan 17 Mart tarihine kadar geçen 3 haftalık sürede Türkiye’ye 14 bin Rus vatandaşı ile 49 bin 160 Ukrayna vatandaşı giriş yaptı. Rusya’dan Türkiye’ye gelenler arasında savaş karşıtı blogger’lar, gazeteciler, işinsanları, akademisyen ve aktivistlerin de bulunduğu öğrenildi.
Rusya ve Ukrayna’dan Türkiye’ye vizesiz giriş yapılıyor. Bu nedenle haklarında herhangi bir arama olmayan veya suç kaydı bulunmayan tüm Rus veya Ukrayna vatandaşları Türkiye’ye sorunsuz seyahat edebiliyor ve 3 ay vizesiz kalabiliyor.