Oluşturulma Tarihi: Temmuz 15, 2005 00:00
Alman Hıristiyan Sosyal Birlik Partili Avrupa Parlamentosu Başkan Yardımcısı Ingo Friedrich, Türkiye'nin AB üyeliğine girmesinin olasılık olarak çok azaldığını belirterek, “Tam üyeliğe almamız için bir sorun yok, ama tartışmamız lazım, tartmak lazım. İmtiyazlı bir ortaklığa daha çok neden görüyorum” dedi. Antalya Gazeteciler Cemiyeti'nin kardeş kulüp ilişkileri çerçevesinde, Nürnberg Basın Kulübü'nce, “Türkiye'nin AB üyeliğiyle ilgili düzenlenen panelde konuşan Friedrich, Fransa ve Hollanda'da AB Anayasası'na ilişkin yapılan referandumun sonuçlarını değerlendirdi. Fransa ve Hollanda'daki “hayır” oylarıyla birlikte Türkiye açısından durumun biraz değiştiğini öne süren Ingo Friedrich, şunları söyledi: “Türkiye'yi tam üyeliğe alma olasılığı biraz daha azaldı. Fransa ve Hollanda'dan sonra 'Hiçbir şey değişmedi' denemez. Türkiye, Kıbrıs'ı (Rum yönetimini) tanımadığı takdirde, üyelik değil, müzakerelerin bile başlamaması söz konusu olabilir. Temel olarak bir değişiklik söz konusu. Türkiye'nin üyeliğe girmesi, olasılık olarak çok azaldı. Tam üyeliğe almamız için bir sorun yok ama tartışmamız lazım, tartmak lazım. İmtiyazlı bir ortaklığa daha çok neden görüyorum. Türkiye ile de varılacak çözümler, imtiyazlı bir ortaklıktan geçmektedir.” AMAÇ TAM ÜYELİK Alman Sosyal Demokrat Partisi ve federal meclis milletvekili Günter Gloser de, aralık ayında 25 üyenin bir karar aldığını hatırlatarak, hareket planını uygulamak gerektiğini söyledi. ”Müzakerelerin 3 Ekim'de başlayacağını ve en az 10 yıl süreceğini unutmamalıyız” diyen Günter Gloser, şunları kaydetti: “Bu büyük bir müzakere maratonu, yarıda bırakılması gibi dengesizlikler, bazı korkular var. Almanya'daki demografik gelişmeleri göz önünde bulunduruyoruz. 2030 yılında gerçekten katkıda bulunacak yeterince halkımız olacak mı, yoksa göçmenlerle mi çözeceğiz. Lüksemburg zirvesinde Türkiye'nin tam üyeliği konusunda karar alındı. Şu anda demokratik kazanımları çok fazla. Türkiye, önemli mesafeler kat etti. Şu anda imtiyazlı ortaklık konusunda ne demek istiyoruz: Siz her şeyi yapabilirsiniz, ama biz karar verdiğimizde kapıda kalacaksınız. Bakın, Türkiye'deki modernize duruma, barışçıl duruma... Çıkıp diyemeyiz ki, 'Bu yolu sizinle birlikte gidemeyeceğiz.' Amaç tam üyeliktir, bu sürece eşlik etmek zorundayız.” ERDOĞAN KAHYA Antalya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı ve Türkiye Gazeteciler Federasyonu Genel Sekreteri Erdoğan Kahya da, Hollanda ve Fransa'daki oylamanın, Türkiye'nin AB'ye alınıp alınmaması değil, AB Anayasası'nın kabul veya reddedilmesi oylaması olduğunu belirtti. Bu konuda alınan kararların, Türkiye'yi AB yolundan hiçbir zaman geriye döndüremeyeceğini söyleyen Kahya, şöyle devam etti: “Biz 3 Ekim'de yapılacak tam üyelik müzakerelerine hazırlanıyoruz ve bu heyecanımızdan hiçbir şey kaybetmedik. En büyük ve en önemli güvencemiz, başından beri Türkiye'nin AB'ye girmesini destekleyen Almanya'dır. Kıbrıs, hiçbir zaman Türkiye'nin üyeliği konusunda ön koşul olmadı, Türk halkı olmasını da istemiyor. AB'nin bizden istediğini yerine getirme gayreti içindeyiz. Bu müzakereler ne kadar sürer, onu düşünmek bile istemiyoruz. 10 yıl sonrası için şimdiden konuşmak demokratik değil. Bize göre AB siyasi değerler bütünlüğüdür. Bir İslam ülkesinin girmesi değer yitirtmez, değer kazandırır. Bu, medeniyetler çatışması değil, medeniyetlerin uzlaşmasıdır. Biz AB'ye girsek de, girmesek de, siyasi, ekonomik istikrarı, ülkemizde yaşayan insanlar için yapmak zorundayız. Bunun için uğraşıyoruz. Türkiye AB'ye alınmazsa, bu kıyamet değil. Türkiye çok şey kaybedebilir, ama asıl kaybeden AB ülkeleri olur.” Avrupa-Türkiye Turizm İş Konseyi Başkanı Hüseyin Baraner de, Türkiye'nin elini Avrupa'ya, 100 yıllık barışın sağlanması için uzattığını kaydetti. Bütün ülkelerin sorunları olduğuna dikkati çeken Baraner, “Almanya'nın da 40-50 yıl önce Polonya ve Çekoslovakya ile sorunları vardı. İkinci Dünya Savaşı'ndan çıkan Almanya'ya Türkiye yardım etti. Almanya AB'ye girdikten sonra bu ülkelerle sorunlarını halletti. Şimdi niye Türkiye'ye bu şans verilmiyor? Niye bütün sorunlarını hallet de gel deniyor” diye konuştu.
button