Güncelleme Tarihi:
Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Dışişleri Bakanlığı'nda düzenlediği basın toplantısında, 2005 yılında yaşanan gelişmelerin, Kıbrıs'ta bir çözüme ulaşılamamasının, her şeyden önce Ada'daki her iki halkın çıkarına olmadığını bir kez daha gösterdiğini, mevcut durumun, AB ve sorunun tüm tarafları dahil, herkesin çıkarlarına ters düştüğünün açık olduğunu kaydetti.
Bu nedenle, kalıcı ve adil, kapsamlı bir çözüm bulunmasının temel öncelikleri olması gerektiğini ifade eden Gül, “Hükümetimiz bu konudaki inancını muhafaza etmektedir. Hatırlarsanız, BM Genel Sekreteri'nin iyi niyet misyonu çerçevesinde böyle bir çözüme 2004 yılında çok yaklaşılmıştı. Biz bu hedefin halen gerçekleştirilebileceğine inanıyoruz” diye konuştu. Gül, sözlerine şöyle devam etti:
“Ancak, uluslararası camianın da gayet yakinen bildiği üzere, Türk tarafının tüm gayretlerine rağmen, geçtiğimiz yıl yaşanan gelişmeler, BM Genel Sekreteri'nin kapsamlı çözüme giden müzakere süreci için arzu ettiği uygun zemini oluşturmamıştır. Tıkanıklığın devam ettiği görülmektedir. Ancak, BM Genel Sekreteri'nin konuya olan ilgisinin devam ettiğini ve koşullar uygun olduğunda müzakere sürecini yeniden başlatmaya hazır olduğunu memnuniyetle görmekteyiz.
Bununla birlikte, mevcut koşullar bizi, bölgedeki genel durumu iyileştirmeye yönelik somut adımlar atmaktan alıkoymayacaktır. Karşılıklı ve birbirini tamamlayıcı nitelikteki önlemlerin, iyi niyetle uygulanması halinde bu durum, BM müzakere sürecinin yeniden başlatılmasının yolunu da açabilecektir.”
10 MADDELİK EYLEM PLANI
”Bu amaca olan bağlılıklarını bir kez daha ortaya koyan yeni bir girişimi bugün başlatmakta olduklarını” kaydeden Gül, eylem planının ayrıntıları hakkında bilgi verdi. Gül'ün verdiği bilgi doğrultusunda eylem planı şu hususları içeriyor:
“BM Genel Sekreteri, aşağıda ana unsurları sunulan eylem planının uygulanması amacıyla ilgili taraflarla istişarelerde bulunma keyfiyetini değerlendirmeye davet edilir:
1. Türkiye'nin deniz limanlarının, AT-Türkiye Gümrük Birliği kapsamındaki malların ticareti çerçevesinde Kıbrıs Rum gemilerine açılması;
2. Kıbrıs Rum havayolu taşıyıcılarının üst uçuşlar için Türk hava sahasını kullanmalarına ve Türk havaalanlarını kullanmalarına, ilgili uluslararası kurallar ve usuller çerçevesinde izin verilmesi;
3. Gazimagosa, Girne ve Gemikonağı dahil, Kuzey Kıbrıs'taki limanların, Kıbrıs Türk yönetimi altında malların, kişilerin ve hizmetlerin uluslararası dolaşımına açılması;
4. Ercan Havaalanı'nın Kıbrıs Türk yönetimi altında doğrudan uçuşlara açılması;
5. Kuzey Kıbrıs'ın ekonomik bir varlık olarak AB gümrük birliğine pratik açıdan dahil edilmesi amacıyla, özel düzenlemelerin yürürlüğe girmesi. Ada'daki taraflar arasında ve taraflar ile dünyanın geri kalanı arasında ticaretin engelsiz biçimde yapılmasının sağlanması;
6. Kıbrıs Türk tarafının uluslararası sportif, kültürel ve sosyal alanlardaki diğer faaliyetlere serbestçe katılabilmesi.” Planın sonraki maddelerinde, uygulama için atılacak hususlara yer veriliyor. Bunlar şöyle sıralanıyor:
“7. Üzerinde mutabık kalınacak bir takvim çerçevesinde bir bütün olarak uygulanacak eylem planına nihai şeklini vermek amacıyla, BM Genel Sekreteri'nin himayesinde ve Türkiye, Yunanistan, Kıbrıs Türk tarafı ve Kıbrıs Rum tarafının katılımıyla en geç Mayıs/Haziran 2006'ya kadar bir üst düzey toplantı gerçekleştirilmesi;
8. Eylem planı ve toplantının sonuçlarının BM Genel Sekreteri tarafından BM Güvenlik Konseyi'ne sunulması; BM Genel Sekreteri'nin ayrıca, gelişmeleri Güvenlik Konseyi'ne rapor etmek amacıyla, planın uygulanmasını sürekli gözetim altında tutacak bir mekanizma kurulması hususunu da değerlendirmesi;
9. BM'nin ve AB Komisyonu'nun özellikle Kıbrıs Türk tarafına sağlayacağı destek, önerilen tedbirlerin uygulanmasını kolaylaştırmaya yardımcı olacaktır.
10. Eylem planı hiçbir şekilde ilgili tarafların hukuki ve siyasi pozisyonlarına halel getirmeyecektir. Eylem planı, Kıbrıs sorununa kapsamlı çözüm perspektifinden, Ada'da gerçek bir işbirliği ve karşılıklı güven ortamı yaratmayı amaçlamaktadır.
Bu bağlamda Türkiye, Kıbrıs sorununa BM Genel Sekreteri'nin iyi niyet misyonu çerçevesinde ve BM Genel Sekreteri'nin planı temelinde kapsamlı bir çözüm bulunmasına yönelik çabalara bağlılığını korumaktadır. Türkiye, 2006 yılı içinde kapsamlı bir çözüme ulaşılmasını içtenlikle ümit etmektedir.”