Güncelleme Tarihi:
Daire BaÅŸkanı Prof. Dr. Murat Tuncer, 2020 yılında dünyada her yıl 20 milyon yeni kanser vakasının ortaya çıkacağını vurgulayarak, bunların yüzde 75'inin geliÅŸmekte olan ya da az geliÅŸmiÅŸ ülkelerde meydana geleceÄŸini söyledi.Â
Türkiye'de sadece kanser ilaçlarının yan etkilerini ortadan kaldırabilmek için ayda 1.5 milyon dolar harcandığına dikkat çeken Prof. Dr. Tuncer, ''Bizim gözümüzü açmamız gerekiyor. Çünkü kanser, ekonomik boyutu da çok yüksek olan bir hastalık grubu. Çoğu ilaçlar ithal olduğu için ekonomimizden ciddi götürüleri var'' dedi.
SaÄŸlık Bakanlığı'nın kanserle savaÅŸ politikasının ''kanseri önlemeye ve taramaya'' yönelik olduÄŸunu ifade eden Prof. Dr. Tuncer, ''Yapmamız gereken en önemli ÅŸey; bir kanser verisi ortaya çıkarmak. Bunun için kanser haritasına ihtiyaç var'' diye konuÅŸtu.Â
Prof. Dr. Tuncer, kanser haritası ile Türkiye'nin neresinde, hangikanser türlerinin yoÄŸunluk gösterdiÄŸinin saptanacağını dile getirerek,bu konudaki çalışmaların son 1 yılda hızlandığını bildirdi. Â
''VAKALARIN 3'TE 1'Ä° KAYITSIZ''
Ä°lk iÅŸ olarak kayıt sistemini yenileme çalışmalarına baÅŸladıklarını belirten Prof. Dr. Tuncer, ''Kayıtlarını iyi tutmayan ve SaÄŸlık Bakanlığı'na bildirmeyen hastanelerde onkolojik çalışmalara izin verilmeyecek. Ãœniversiteler dahil kanser çalışmaları için bir akreditasyon sistemi getiriliyor'' dedi.Â
Vakaların 3'te 1'inin kayıtsız olduÄŸuna iÅŸaret eden Prof. Dr. Tuncer, AB projeleri dahilinde Türkiye'nin ''saÄŸlıklı su'' haritasını da çıkartacaklarını kaydetti. Â
Kanser haritasının tamamlanmasının ardından bölgelerde rastlanan kanser yoÄŸunluklarını inceleyeceklerini anlatan Prof. Dr. Tuncer,   ''Buna sebebiyet veren yerel bir neden var mı, onu araÅŸtıracağız. Onu yok ettiÄŸimizde, buna baÄŸlı kanserler de yok olacak. ÖrneÄŸin eriyorid ve asbesti yok ederseniz, bugün dünyada tedavisi olmayan akciÄŸer zarı kanserini de yok edersiniz'' diye konuÅŸtu.Â
''AKRABA EVLÄ°LÄ°KLERÄ° GENETÄ°K KANSERLERÄ° YAYGINLAÅžTIRMIÅž''
Prof. Dr. Murat Tuncer, Antakya, Çorum ve Tunceli'nin de aralarında bulunduÄŸu 11 merkezde yoÄŸun ÅŸekilde ''ailevi kanserler'' saptadıklarını ifade ederek, ''Akraba evlilikleri, o yörelerde genetikkanserlerin yaygınlaÅŸmasını saÄŸlamış'' dedi.Â
Bunların geniÅŸ aileler olduÄŸunu belirten Prof. Dr. Tuncer, hangi kanserlerin riskli olduÄŸunu bulmaya çalıştıklarını söyledi.Â
Bu nedenle bir komisyon oluşturduklarını ve DNA çalışması yaptıklarını kaydeden Prof. Dr. Tuncer, şöyle konuştu:
''Birçok ailenin DNA'larını aldık. Bu DNA'ları ülkemiz şartlarındadeğerlendirip, hangi kanserlere yatkın olabileceğini araştırıyoruz. Uzun vadede bu ailelerde belirli kanserlere karşı riskler saptanabilirve gen tedavisiyle bu riskler ortadan kaldırılabilir.''
KANSER HARÄ°TASINDAN Ä°LK VERÄ°LER
Prof. Dr. Tuncer, Türkiye'de bazı kanserlerin yoğun olduğu bölgeler ve nedenleri hakkında şunları söyledi:
''İç Anadolu'nun batı, Ege bölgesinin doğu kesimindeki doğal yeraltı sularında, akciğer ve mesane kanseri riski doğuran arsenik kirlenmesi var. Özellikle Ege'nin doğusunda, arsenikli su kullanan bazı ilçeler saptamıştık ve bu ilçelerde su rehabilitasyonunu gerçekleştirdik.
Doğu Anadolu'da yemek alışkanlıkları nedeniyle, özellikle besinleri çok sıcak yemekten, mide kanseri açısından çok riskli bir bölge tespit ettik. Bazı termik santrallerin çevresi, hava kirliliği nedeniyle akciğerkanseri riski taşıyor.''
KANSER RİSKİ KÖY TAŞITTIRIYOR
Özellikle İç Anadolu'nun kısmen doğu kesimine yakın eski yanardağların olduğu bölgenin, jeolojik özellikleri nedeniyle akciğer zarı kanseri açısından risk taşıdığını vurgulayan Sağlık Bakanlığı Kanserle Savaş Dairesi Başkanı Prof. Dr. Tuncer, sözlerini şöyle tamamladı:
''Bu risk, topraktaki asbest ve eriyoridden kaynaklanıyor. Türkiye'nin bu bölgesinde akciÄŸer zarı kanseri riski, dünyanın herhangi bölgesinden bin kat daha fazla. Åžu anda 2-3 milyon kiÅŸi, bu riskle karşı karşıya. Bu nedenle ciddi önlemler alıyoruz, bazı köyleritaşıyoruz. Yeni yapılan yerler var, altyapıları hazırlanıyor. Bu köyleri oralara taşıyacağız. Bununla beraber toprakların üstünü örtüyoruz ve aÄŸaçlandırmaya önem veriyoruz.''Â