Güncelleme Tarihi:
HDP’nin İmralı heyetinden Sırrı Süreyya Önder ve Pervin Buldan ile Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan’ın dünkü buluşmasının ardından Çözüm Süreci yeni aşamaya geçiyor. Bugüne dek Hakan Fidan ve yardımcıları, İmralı’da Abdullah Öcalan’la yalnız görüşüyor, devamında Öcalan, Sırrı Süreyya Önder, Pervin Buldan, Hatip Dicle ve İdris Baluken’den oluşan İmralı heyetiyle buluşuyordu. Yeni dönemde, Kamu Güvenliği Müsteşarı başkanlığındaki heyetler Öcalan’la görüşürken, görüşmeye İmralı heyeti de eşlik edebilecek. Önder, Akdoğan ile görüşmenin ardından önemli bir kriz sürecinin geride bırakıldığını, ağırlıklı olarak İmralı ile olmak üzere yeni ve seri bir sürece girildiğini duyurdu. Akdoğan ise “Süreç güçlü bir siyasi irade ve kararlılıkla sürüyor. Nihai sonuca ulaşmak için güven ve iyi niyet temelinde görüşmeler hız kazanmış durumda” açıklamasını yaptı. Buldan ve Önder, dün Başbakan Yardımcısı Akdoğan ile Başbakanlık Merkez Bina’da görüştü. Toplantıdan öncekilere göre daha pozitif ayrıldığını söyleyen Önder, yaptığı açıklamada ‘Çözüm Süreci’nde, kendi içtihatlarını da oluşturarak yürümeye çalıştıklarını’ belirterek, özetle şunları söyledi:
YENİ SÜREÇ
“Bu aşamadan sonra Çözüm Süreci kapsamında, bununla bağlantılı olarak ele alınabilecek bu meselelerin süratle, Sayın Öcalan’ın katkılarıyla ve onun başlattığı çizginin devamı olarak, ağırlıklı olarak İmralı olmak üzere yeni bir sürece girdiğimizi söylemek istiyoruz. Bu bütün meselelerin hallolduğu anlamına gelmiyor. Fakat şu anlama gelebilir: Artık süreçte, diyalog kanallarının kapanmaması ve ilk defa hangi başlıkları tartışarak ve hangi yöntemi kullanarak ilerleyeceğimiz anlamında elimizde belirli mutabakatlar oluştu. Biz, bunu parti yetkili kurullarımızda değerlendirdikten sonra İmralı’ya geçeceğiz. KCK yetkilileriyle de meseleyi görüşeceğiz. Daha sonra bu görüşmeler daha derinlikli, nitelikli ve daha sonuca odaklı olarak yürüyecektir.
SERİ GÖRÜŞMELER
(Süreç takvimine ilişkin soruya) Takvim, bizim için mümkün olan en kısa süredir. Süre uzadıkça saldırılara, yanlış anlamaya ve hırpalanmaya açık bir hale geliyor. Çok seri bir görüşme ve çalışma trafiği başlayacak.
(Kamu Güvenliği Müsteşarlığı’nın görüşme heyetine dahil edilmesi) İlgili tüm kurumlarla, siyasi kişilerle, partilerle, topluluklarla, katkı sağlayacak herkesle görüşme kararlılığındayız. Kamu Güvenliği Müsteşarlığı, bu işin tüzel olarak çerçevelenmiş, yetkilendirilmiş, pratikteki çalışmasını, kurulları, komisyonu oluşturacak kuruluş. Sanırım onlar da yoğun bir çalışma içerisine gireceklerdir.
ZANA KANDİL’E
(Zana ile İmralı’ya gidecek misiniz?) Evet. Zaten gidiyoruz, şimdi de Leyla Hanım’la beraber Kandil’e gideceğiz.”
Özerklik yabancı değil
HDP’li Önder, bir gazetecinin “Özerklik kavramının içini HDP nasıl dolduruluyor” sorusunu ise şöyle yanıtladı: “Özerklik bu toprakların yabancısı olduğu bir şey değil. Bugün demokratik normların ve demokrasi anlayışının bütün dünyada geldiği nokta, yetkilerin bu kadar merkezde biriktirilmemesi şeklinde. Halkı karar alma süreçlerine ne kadar yaygın olarak katarsanız, o kadar demokratikleşmiş olursunuz. Bu bir coğrafi, bölgesel, etnisite tabanlı bir şey değil. Sadece bir bölge için de değil. Herkesin kendini ifade edebileceği, kültürel, sosyolojik, sınıfsal olarak ifade edebileceği mekanizmaların etkinleştirilmesini ve anayasal bir güvenceye kavuşturulmasını istiyoruz. Bunun adına, ‘demokrasi’ deniliyor.”
AYIP ETMİŞ
Önder, Kılıçdaroğlu’nun, “HDP’nin seçimlere parti olarak girme planının ardında AK Parti ile ittifak var” iddiasının sorulması üzerine, “Ayıp etmiş. Biz bir siyasal partiyiz, bu partinin geldiği noktada binlerce insanımızın kanı, canı, emeği ve zindan duvarları var. Biz bunu değil AK Parti’ye, hiçbir şeye kurban etmeyiz. Kendimize güveniyoruz” dedi.