Güncelleme Tarihi:
İşte böylesine karışık duygular içerisindeyiz” diyen Erdoğan şöyle devam etti:
“Gerek Küre gerekse Atlas, bize ülkemizin en ince noktalarına varıncaya kadar, hatta benim köyüme kadar her şeyi gösteriyor ve yeni yapılmakta olan Artvin-Rize Havalimanı’nı seyrediyoruz, Rumelikavağı’ndaki 3. köprüyü de gayet net görme mutluluğuna erişmiş vaziyetteyiz. Münbiç’te, Afrin’de bütün bunların gayet net bir şekilde gösteriliyor olması bizim heyecanımızı daha da artırıyor. Nasıl ülkemizin her karış toprağı canımız pahasına bir değere sahipse her bayt veriye aynı gözle bakmalıyız. Bugün artık kendi ürettiğimiz verinin ülkemizin kontrolünde olması, siber dünyadan gelecek saldırılara karşı tedbirlerin alınması da başlı başına milli güvenlik meselesidir. Atlas ve Küre uygulamaları bu bakımdan hayati öneme sahiptir.
İŞGAL DERDİMİZ YOK
Suriye’de yürütülen askeri operasyonların bir amacı kendi sınırlarımızı güvenlik altına almaksa diğer amacı da oradaki insanların huzurunu sağlamaktır. İşte dün Rusya ziyaretimizin ana ekseninden birini bu oluşturuyordu. Suriye’nin özellikle bize yakın olan bölgesindeki Sayın Trump’ın ifadesiyle o 20 mil yani açarsak 30-32 kilometre derinlikte bunu nasıl sağlarız? Bütün bu çalışmalar bunun için. Yoksa bizim ‘Suriye’de işgal’ diye bir derdimiz yok. Bize 780 bin kilometre karelik vatan topraklarımız yeter. Ama biz buraya nereden geldik. Biz buraya 20 milyon kilometrekarelik topraklardan kaybede kaybede 780 bin kilometrekareye geldik. Burada topraklarımızda en ufak bir parselasyona müsaade etmeyiz. Açık söylüyorum, Suriye’de insani amaçlarla bulunan tek ülke Türkiye’dir. Bölgedeki diğer tüm güçlerin ajandalarında başka hesaplar, başka projeler vardır. Cumhuriyet dönemi boyunca yerli ve milli anlayışla güvenliği tahkim etmeye yönelik atılan her adımda çarpıcı bir gerçekle yüzleştik. Şayet gereken siyasi, ekonomik, askeri güce sahip değilseniz, beraberliğinizi sağlama almamışsanız, kimsenin gözünüzün yaşına bakmayacağını bilmelisiniz.
Düştüğümüzde tekme atmak için bekleyen o kadar çok kesim var ki. Türkiye’nin son 5-6 yılda başına gelen her hadise, ülkemizi tökezletip düşürme projesinin birer parçasıdır. Avrupa Birliği süreci budur, şu anda Suriye’de yaşanan olaylardaki durum budur. 1998, Suriye ile Türkiye arasında bir Adana Mutabakatı imzalanmıştır. Bunun altında bölücü terör örgütünün bize teslimi yatıyor. Dünkü seyahatten sonra Rusya Devlet Başkanı Putin ile görüşmelerle yeniden gündeme gelmesi bunun üzerinde ısrarlı şekilde durmamızın gerekliliğini daha iyi anlıyoruz.”